Sincan Cezaevi Kampüsü'nde devam eden Sinan Ateş cinayeti davasında ilk kez ifade veren Ayşe Ateş, "Bu işin azmettiricisi rahmetli eşimin bana söylediği Ulvi Yönter ve Semih Yalçın'dır" dedi.
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında görülen davanın dördüncü celsesinde müşteki sıfatıyla Ayşe Ateş savunma yaptı.
Ayşe Ateş, MHP’li iki önemli ismin adını vererek dikkat çekici ifadeler kullandı.
Mahkemede beyanda bulunan Ayşe Ateş, “Sinan bu tehditler başladığında bana söylediği İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın eşimi öldürtmek için Ahmet Yiğit Yıldırım ve Olcay Kılavuz’a görev vermişler. Bu işin azmettiricisi rahmetli eşimin bana söylediği Ulvi Yönter ve Semih Yalçın’dır” dedi.
Ayşe Ateş, “Şu an bunları ilk defa anlatacağım çünkü beni de öldürürler diye korktum. Ölürsem bunlar mezara gitmesin benle” ifadesini kullandı.
Gerçek Gündem’in aktardığına göre; Ayşe Ateş’in savunmasının tamamı şu şekilde :
“Bugüne kadar anlattığınız kumpası senaryoyu dinledik. Şimdi de mahkeme biraz gerçekleri dinlesin.
3 gündür karşımızda bilirkişi raporunu alıp işlerine gelen kısımları alıp işlerine gelmeyeni eleştirip savunmalar yaptılar. Kamera kaydı açık olmasına rağmen Sinan’ı Selman vurdu dediler. Kimin vurdurduğu çok net emri verenlerin kim olduğu çok net olmasına rağmen onun kardeşine akrabasına suç attılar. Kamera kaydında kiralık katil Eray Özyağcı geliyor silahı Sinan’ın üst kısmına doğrultuyor ve Sinan yere düşüyor. Hareket etmiyor. Sinan bilinci kapalı bir şekilde yere düşüyor. Hiçbir tepki veremiyor. İnsanların aklıyla alay etmeyin. Selman arabasına giderken silahını çekiyor. O esnada zaten Eray Özyağcı, Sinan’ı vurmuş gitmiş. Yeter be yeter! 3 gündür burada tiyatro oynuyorsunuz. Devletin namusuna leke sürüyorsunuz. Kimsiniz siz kimsiniz?
Mahkeme başkanı Ayşe Ateş’e “Onlara hitaben değil bize hitaben konuşun” uyarısında bulundu.
Ateş sözlerine şöyle devam etti:
“Rahmetli eşim bana sağlığında Olcay Kılavuz ve Ahmet Yiğit Yıldırım beni öldürtmek için kapı kapı geziyorlarmış ifadelerini defalarca bana söylemişti. Bu süreçte Sinan görevi bıraktıktan sonra Orhun Haber ve bot hesaplarda tehditler başladı. Orhun Haber’de ihanet ateşi yazısıyla tehdit ettiler. Bu sitenin sahibi de MHP yöneticisi Kerim Ender Ejder. Bir Ülkü Ocakları başkanının emri olmadan kimse bir şey yapmaz benim eşim de başkanlık yaptı. İftira kampanyası başlatıldı ve eşimin katliyle sonuçlandı Sinan’a tehditler artmışken arkadaşları da tehditlere maruz kaldı. Bu olayın fitilini ateşleyen Mersin olayıdır. Mersin olayından sonra tehditler iyice arttı.
Akşam bir telefon görüşmesi oldu Çağrı Ünel ile. Çağrı Ünel biz senin yanındayız diyerek telefonunu kapattı. Ertesi gün arkasından haince 11 kişi Çağrı Ünel’e mersinde saldırdılar Ahmet Yıldırım’ın talimatıyla. Ünel de kendini korumaya çalışırken refleksle bir ateş etti ve Emrullah Kaplan isimli bir şahsı vurdu. O çocuğun katili de Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet yiğit Yıldırım ve olayda payı olanlardır. Ben sadece Ülkü Ocakları’na sızan suç çetesini hedef alıyorum. Ünel bir ceza aldı ve şu an cezaevinde. Bu dosya ile bizim dosyamızın birleştirilmesi gerekiyor.
Sinan’a dedim ki bunların gözü dönmüş bu işleri bırak gidelim. Sinan ‘ben yanlış bir şey yapmadım, devletim beni korur’ dedi. Sayın Cumhurbaşkanına da bunu ilettim. Beni öldürürlerse bundan en çok devletimiz zarar görür dedim. Sayın cumhurbaşkanımız ‘kızım kocanın katilleri yakalanacak, gereği neyse yapılacak’ dedi. Ben sayın cumhurbaşkanının sözüne güveniyorum. Bu 3 günde şunu gördüm sayın cumhurbaşkanının iradesine karşı bile meydan okuyan bir suç örgütü var. Ben ‘FETÖ’cüysem, Sinan ‘FETÖ’cüyse elinizde bir belge varsa lütfen savcılığa şikayet edin. Sinan para çalmış, saatler varmış. (saatleri göstererek) Bu saatlerle ev araba alınırmış. Bu saatleri kim istiyorsa gelsin alsın ben kendisine hediye ediyorum alınıyorsa ev araba alsın bunlarla.
Sinan’a Ülkü Ocakları mensupları tarafından Ahmet Yiğit Yıldırım’ın talimatıyla tehditler devam etti. Benim eşim de genel başkanlık yaptı süreç nasıl işler çok iyi biliyorum.
Sinan Ateş birilerini, gazetecileri dövdürdü dediniz. Evet Sinan Ateş birilerini dövdürdü. O zaman Sinan’ı karşıma aldım dedim ki bunlar sana yakışmıyor yapma bu işleri yapacaksan ocak başkanı olma. ‘Ayşe ben MHP genel merkezinden gelen talimatları yapıyorum. Yapmazsam bana da ceza keserler’ dedi.
Eşim bir anda Bahçeli tarafından görevden alındı. Neden olduğunu bilmiyoruz. Devlet Bahçeli’ye 18 aydır soruyorum yanıt alamıyorum bildiği ne varsa anlatsın. Biz bekledik bekledik ama umudumuzu kaybettik. Bugün buradaki tablodan ben görüyorum ki bazıları tahliye olacak ve biz elimiz böğrümüzde kalacağız
Ben ne kadar korksam da korkmasam da şunu gördüm bana yapacaklarını yapacaklar. Ölürsem benle mezara gitmesin herkes bilsin. Sinan bu tehditler başladığında bana söylediği, İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın Sinan’ı öldürtmek için Ahmet Yiğit Yıldırım ve Olcay Kılavuz’a görev vermişler. Bu işin azmettirici rahmetli eşimin bana söylediği İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın’dır. Çantacılar torbacılar burada oturmuş asil failler dışarıda. Devlet bana neden koruma verdi. Demek ki asıl failler dışarıda ki devlet bana koruma veriyor.
Bu devlet kimsenin babasının malı değil. Burası muz cumhuriyeti değil devletin adil yüzüyle hepiniz yüzleşeceksiniz.”
Ayşe ateş konuşmasının ardından mahkemeden taleplerde bulundu.
Söylediğim ekstra bilgilerin ifademe eklenmesini istiyorum.
Ayrılan 17 kişilik dosyanın dosyamızla birleştirilmesini istiyorum.
İsmini verdiğim kişilerin sorgulanmasının ve dosyaya dahil edilmesini, eksik ifadelerin hızlı bir şekilde dosyaya ekletilmesini istiyorum.
Bu iki dosya birleştirildikten sonra dosyanın yeniden yazılmasını ve adil yargılanma istiyorum.