Bahçeli'nin Abdullah Öcalan’a yönelik 'Meclis’te konuşsun' çağrısı toplumda beklenen desteği bulamadı. Panoroma Araştırma’ya göre seçmenlerin yüzde 72’si bu çağrıyı “yanlış “bulurken, özellikle AKP’li seçmen ikna olmamış gözüküyor. Erdoğan’ın süreçte yer almamasının sebebi tartışılırken bu sonuçlar dikkat çekiyor.
Türkiye, 1 Ekim’den bu yana MHP lideri Devlet Bahçeli’nin DEM Parti’ye uzattığı eli ve PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik yaptığı çağrıyı konuşuyor. Bugüne kadar Kürt sorununu inkâr eden ve Kürt partilerine yönelik “kapatılsın” çağrılarıyla hafızalara kazınan Bahçeli’nin özellikle PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik “Gelsin Meclis’te konuşsun, örgütün lağvedildiğini açıklasın, Umut Hakkı’ndan faydalansın” yönündeki çağrısı tartışmalara neden oldu.
Suriye’de yaşanan gelişmelerle bağlantılı olduğu yorumlarına neden olan Bahçeli’nin çağrısı bir süre sonra “İmralı ile Dem grubu arasındaki görüşme gecikmeksizin gerçekleşsin”e dönüştü. Bu çağrı bir süre sonra yerini buldu ve Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan’dan oluşan DEM Parti heyeti, İmralı’ya giderek Öcalan’la bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası Öcalan’dan “Çağrı yapmaya hazırım” mesajı geldi ve Ahmet Türk’ün de eklendiği DEM Parti heyeti için Meclis’te grubu bulunan partilerle görüşme trafiği başladı. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmelerde yer almayacak olması ve başından beri sürece olan mesafeli duruşu dikkat çekiyor.
Peki, başından bu yana başta MHP kanadı olmak üzere iktidarın “Bu bir çözüm süreci değil” dediği ve adının konulmasından imtina edildiği, Öcalan’ın da mesajından aktarıldığı gibi “yeni paradigma” denilen bu sürecin toplumda karşılığı bir var mı?
Panoroma Araştırma, bu tartışmalar ışığında kapsamlı bir araştırmaya imza attı. Sosyolog Prof. Dr. Mesut Yeğen’in katkı verdiği araştırma, 11-20 Kasım 2024 tarihleri arasında 2001 kişi üzerine gerçekleştirildi. Yüzde 3,1 hata payı verilen araştırma tamamen Kürt meselesine odaklandı.
Araştırma sonuçlarında en dikkat çeken husus, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Öcalan’a yönelik yaptığı “Gelsin Meclis’te konuşsun, örgütün lağvedildiğini açıklasın” çağrısının toplumda bir karşılığının olmadığı yönünde oldu. Seçmenler arasında ise bu çağrının karşısında olan en dikkat çekici grup ise AKP’liler oldu. Katılımcıların çoğunluğu Türkiye’de bir Kürt sorunu olmadığı görüşünü taşırken, “PKK’nın silah bırakması” çağrılarının bir karşılığı da seçmen nezdinde yok. AKP ve MHP’li seçmen dışında başta DEM Parti, CHP ve İYİ Partililere göre “PKK silah bırakırsa Kürt sorunu çözülmez.”
Buna göre katılımcıların yüzde 72’si Bahçeli’nin Öcalan çağrısını yanlış bulduğunu aktardı. “Doğru buluyorum” diyenlerin oranı ise yüzde 18 ile sınırlı kaldı. “Fikrim yok” diyenler yüzde 11 oldu.
Parti seçmenlerine tek tek odaklanıldığında ise Bahçeli’nin çağrısını doğru bulanlar en çok MHP grubu oldu. MHP’nin Cumhur İttifakı ortağı AKP’nin seçmen grubunun ise Bahçeli’nin çağrısına düşük destek verdiği görüldü. MHP’li seçmenin yüzde 62’si Bahçeli’nin çağrısı için “doğru buluyorum” derken, AKP’li seçmenin sadece yüzde 36,3’ü “doğru” bulduğunu aktardı. AKP’li seçmenin yüzde 50,7’si ise “yanlış” olduğu düşüncesinde.
Sonuçlar arasında DEM Parti seçmenine bakıldığında da ilginç bir sonuç ortaya çıkıyor. DEM Parti seçmeninin yüzde 66,6’sı Bahçeli’nin çağrısını doğru bulmuyor. Bahçeli’nin çağrısı sadece DEM Partili seçmenin yüzde 22,5’unda karşılık buldu. CHP’li seçmenin yüzde 87’si ise çağrının yanlış olduğu kanaatinde. Kararsızlar arasında da çağrıyı yanlış bulanlar çoğunlukta.
Bahçeli’nin çağrısını doğru bulanlar arasında kimlik dağılımlarına bakıldığında ülkücüler, milliyetçiler, muhafazakârlar ve İslamcılar olduğu görülüyor. En büyük tepki ise Atatürkçülerden geldi.
Araştırmanın ortaya koyduğu bir diğer sonuç ise Bahçeli’nin çağrısının samimi bulunması yönünde…
Katılımcıların çoğunluğu bu çağrıyı gündem değiştirmek için öne sürülmüş bir hamle olarak gördüğünü belirtti. Çağrıyı “Siyasi gündemi değiştirmeye yönelik geçici bir hamle” olarak görenlerin oranı dikkat çekici bir şekilde ekimden bu yana artmış durumda. Ekim ayında bu oran yüzde 52,9 iken, kasım ayında bu oran yüzde 55,2’ye yükseldi.
Öte yandan yeni bir çözüm süreci başlatılsa destekleyeceğini belirtenler yüzde 47 iken, “desteklemem” diyenlerden ise yüzde 40 seviyesinde kaldı. Araştırma sonucunda yapılan yorumda “Rakamlar katılımcıların çözüm süreci ihtimalini Öcalan çağrısından bağımsız değerlendirdiğini göstermektedir. İki ay içerisinde yaşanan TUSAŞ terör saldırısı, Öcalan çağrısı ve kayyım atamalarına rağmen muhtemel bir çözüm sürecine istikrarlı bir destek bulunmaktadır” denildi.
Araştırmada katılımcılara yöneltilen bir soru da “Kürt sorunu var mı, yok mu?” oldu. Buna göre katılımcılardan yarıdan fazlası Türkiye’de Kürt sorunu olmadığı düşüncesinde. “Kürt sorunu yok” diyenlerin oranı yüzde 55,7 iken, “Kürt sorunu var” diyenler yüzde 38,5 olarak belirlendi.
Bahçeli’nin çağrısı ve akabinde hükümetten gelen açıklamalar PKK’nın silah bırakması yönünde. Araştırmada katılımcılara “PKK silah bırakırsa Kürt sorunu çözülür mü?” sorusu yöneltildi.
“PKK silah bırakırsa Kürt sorunu yine de çözülmez” diyenlerin oranı yüzde 46,6 ile çoğunluğu oluşturdu. “Çözülür” diyenler ise yüzde 32,7 ile sınırlı kaldı. Fikrim yok diyenlerin oranı yüzde 20,7 olarak belirlendi.
Seçmen gruplarına bakıldığında ise sadece AKP ve MHP’liler, “PKK silah bırakırsa Kürt sorunu çözülür” düşüncesinde. AKP’li seçmenin yüzde 43,7’si, MHP’li seçmenin yüzde 44,5’u “çözülür” derken, DEM Partili seçmenin yüzde 78,9’u “PKK silah bırakırsa Kürt sorunu çözülmez” kanaatinde.
CHP ve İYİ Partili seçmene bakıldığında, bu iki seçmen grubu da Kürt sorununun PKK’nın silah bırakmasıyla çözülemeyeceği görüşünü taşıyor. Kararsız seçmeninin çoğunluğu da “çözülmez” görüşünde.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
