Antalya Emniyet Müdürü İlker Arslan’ın rüşvet soruşturması kapsamında tutuklanması, emniyet teşkilatında şok etkisi yarattı. Millî Görüş geleneğinden gelen Arslan, iktidar kanadında “bizim çocuklar” olarak görülen kadroların önde gelen isimlerindendi.
Geçtiğimiz hafta sonu gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Antalya Emniyet Müdürü İlker Arslan hakkında ortaya atılan rüşvet iddiaları, teşkilatın üst kademelerinde büyük sarsıntı yarattı.
Arslan, kısa sürede hızla yükselen ve emniyetin “parlayan yıldızları” arasında gösterilen bir isimdi. Emniyet Genel Müdürlüğü Personel Başkanlığı’nın önerisi, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yardımcısı Münir Karaloğlu ve Emniyet Genel Müdürü Mahmut Demirtaş’ın onayıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Antalya’ya atanmıştı.
Arslan’ın geçmişi, yaşanan skandalı daha da çarpıcı hale getirdi. Necmettin Erbakan’ın koruma ekibinde yer almış olan Arslan, emniyet teşkilatı içinde Millî Görüş geleneğinden gelen grubun önemli isimleri arasında sayılıyordu.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Tolga Şardan’ın yazısında vurguladığına göre, “Millî Görüş’ten gelen bir kamu görevlisinin adının rüşvet iddiasıyla anılması, aynı cephede yer alan diğer bürokratlara bakışı da değiştirebilir.”
Arslan’ın adı, Antalya Büyükşehir Belediyesi merkezli yolsuzluk soruşturmasıyla anılıyor. Şardan’a göre, “CHP’li belediyelerde yolsuzluk var” söylemini sürdüren iktidar açısından bu gelişme ağır bir yara niteliğinde.
Çünkü rüşvet iddiaları, iktidarın atadığı ve “kendi evladı” olarak gördüğü, üstelik Millî Görüş kökenli bir emniyet müdürüne yönelmiş durumda.
Gözaltı kararı öncesinde İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Arslan hakkındaki iddialardan haberdar olup olmadığı da tartışılıyor. Şardan’a göre, “Eğer habersizlerse vahim, biliyorlarsa ve görevden alma için savcılık kararını bekledilerse daha da vahim.”
Antalya Valisi Hulusi Şahin’in de Arslan’ın makam aracıyla kenti terk etmesinden haberi olup olmadığı sorgulanıyor.
Son haftalarda emniyet teşkilatı iki büyük krizle karşı karşıya kaldı: Atatürk’süz 10 Kasım anması ve şimdi de İlker Arslan skandalı.
Şardan, “Emniyet Genel Müdürü Mahmut Demirtaş, gazetecilerin bilgi kaynaklarını takip etmek yerine, yönettiği kadroları denetlemeye odaklanmalı” diyerek sert eleştiride bulundu.