Eski AKP Milletvekili İhsan Arslan, "Taraflar olayı çok sakince ve gizlice götürüyorlar diyebilirim. Ama şu anda herkes geçmişten ders almış olarak süreci dikkatli bir şekilde yürütmeye çalışıyor. Taraflar olayı çok sakince ve gizlice götürüyorlar diyebilirim" dedi.
Eski AKP Diyarbakır milletvekilliği yaptığı dönemde Erdoğan’ın Kürt meselesindeki danışmanı olan ve önceki çözüm sürecinin en önemli aktörlerdenAKP’nin kurucusu Mehmet İhsan Arslan, yeni süreci değerlendirdi.
Rudaw’dan Ömer Sönmez’e konuşan Arslan, “Kim ne ad verirse versin, şu anki süreç ve işleyiş bana ümit veriyor. Bugüne kadar hiç olmadığı kadar ümit veriyor. Tarafların talepleri uzun yıllardır birbirinden çok çok uzaktı. Ama dediğim gibi mecburiyetler tarafları masaya oturmaya zorladı. Her savaşın sonunda bir süreç masası vardır. Müzakere, yüzleşme, anlaşma ve barış yapan süreçler vardır. Şu anda öyle bir finaldeyiz” dedi. Arslan, “Bence hükümet son noktada ciddi, cesur ve radikal bir karar aldı. Biz bu sorunu çözmeliyiz” dedi.
Arslan, gelinen noktayı şöyle özetledi: “Önce kendi tahminimi söyleyeyim, bir değerlendirme yapmış olayım. İki taraf da çatışarak, şiddet uygulayarak bir sonuca varılamayacağı kanaatine vardı. Tabiri caizse iki taraf da yoruldu. Bu bakımdan buna bir dur demenin ülkeye ve topluma çok yararı olacağı kanaatine varıldı. Çünkü toplumun istikrara, barışa ve kardeşliğe ihtiyacı var. Bu bakımdan iyi niyetle ülkenin yararına atılmış bir adım olarak görüyorum. Benim tahminim de iyi sonuç alınacağı yönünde.”
Arslan geçmişteki çözüm süreci ile yeni süreci de karşılaştırarak, şunları söyledi:
“Daha önce uzun sürmüştü. Toplumun çok çeşitli kesimleriyle paylaşılmıştı. Kamuoyunun desteği alınmaya çalışılıyordu. Sonra çeşitli nedenlerle süreç akamete uğradı ve bugüne gelindik. Doğrusu gün geçtikçe sorunun çözümü zorlaşıyor. Taraflar artıyor. Yani mesela o günlerde Amerika bu kadar belirleyici değildi. Ama şimdi bakıyoruz Suriye ile bağlantısından dolayı Amerika önemli bir rol almış oluyor, etkileyici, belirleyici bir pozisyona geldi.
Ama şu anda herkes geçmişten ders almış olarak süreci dikkatli bir şekilde yürütmeye çalışıyor. Taraflar olayı çok sakince ve gizlice götürüyorlar diyebilirim. Her ne kadar DEM heyeti parti liderleriyle, siyasi partilerle görüşüyor ise de. Ben o platformlarda da her şeyin açık seçik konuşulduğu kanıtında değilim. Ben o sorunlarda da her şeyin açık seçik konuşulduğu kanaatinde değilim. Ama nezaketen süreci paylaşmada, ileride iş birliği için bazı mutabakatlar ve onaylamalar için gereklidir bu durumlar. Dolayısıyla bu yol tercih edildi ve ben destekliyorum, katılıyorum. İyi olur inşallah yani.”
Türkiye’deki sürecin, Kuzey Suriye’den dolaylı olarak olumlu etkileyeceğini kaydeden Arslan, “Ben orta vadede Rojava’daki gelişmeleri, Suriye’deki gelişmeleri bizim içerideki sorunumuz diye adlandırdığımız meseleden ayrı görmüyorum. Bir de yakından ilişkilidir. Türkiye’de sağlanacak bir barış süreci kesinlikle Türkiye’nin Suriye’deki politikasını da etkileyecektir. Bu bakımdan ben hem Suriye’de alınmış kararlar olacağına inanıyorum hem de Türkiye’de inşallah güzel bazı sonuçların da etkileyeceği kanaatindeyim” dedi.
Arslan, “Ben Türkiye’nin Türkiye’de yaşayan tüm vatandaşlarına kucak açtığı gibi, Kürtlerin yurt dışında yaşayan akrabalarına da kucak açması gerektiği kanaatindeyim. Yani Suriye’deki Kürt varlığının da Türkiye’nin himayesinde olması, Türkiye ile ilişki içinde olması temennisindeyim. Ve böyle de tahmin yapıyorum” ifadelerini kullandı.