AİHM’den önemli karar: Cezaevindeki mektubun gönderilmemesi, özel hayata saygı ve haberleşme hakkının ihlalidir

AİHM, yeni kararında, cezaevinde tutuklu bir başvurucunun nişanlısına yazdığı mektubun cezaevi idaresince gönderilmemesi nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinin ihlal edildiğine hükmetti.

  • ü
  • 04 Haziran 2025
  • ü
  • Gündem

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), FOTOĞRAF: FREDERICK FLORIN / AFP

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 3 Haziran 2025 tarihli Uygun/Türkiye (başvuru no: 9389/19) kararında, cezaevinde tutuklu bir başvurucunun nişanlısına yazdığı mektubun cezaevi idaresince gönderilmemesi nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinin ihlal edildiğine hükmetti. Karar, OHAL rejimi altında dahi mahpusların özel hayatına ve yazışmalarına yönelik müdahalelerin sınırsız olmadığını  ortaya koydu.

NE OLMUŞTU?

Aktif Haber’in aktardığına göre; başvurucu, 15 Temmuz sonrası tutuklanmış ve Gülen cemaati üyeliği iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. 2018 yılında hüküm özlü olarak Muğla E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Uygun, nişanlısı Ş.Ş.’ye on sayfalık bir mektup kaleme aldı.

Ancak cezaevi Disiplin Kurulu, mektubun bir paragrafında geçen ifadelerin “örgütsel irtibatın sürdüğüne” işaret ettiğini belirterek mektubun gönderilmesini engelledi. Gerekçede, başvurucunun “iftiracı olan bir kişiye müdahale edemediğine duyduğu üzüntü” ifadeleri ve önceki bazı disiplin soruşturmalarına atıflar yer aldı.

Başvurucunun bu karara karşı yaptığı itirazlar iç hukukta sonuçsuz kalınca, dosya Strasbourg’a taşındı.

KARAR OYBİRLİĞİ İLE ALINDI

Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin özel hayatı ve haberleşme hakkını güvence altına alan 8. maddesinin ihlal edildiğine oybirliğiyle karar verdi. Türkiye’den AİHM’ye seçilen yargıç Saadet Yüksel de ihlal yönünde oy kullandı.

AİHM, başvurucunun:

OHAL döneminde nişanlısıyla ne yüz yüze görüşebildiğini ne de telefonla konuşabildiğini,

Yazılı mektuplaşmanın, ilişkiyi sürdürmenin yegâne yolu olduğunu,

Gönderilmeyen mektubun yalnızca tek bir paragrafının “sakıncalı” bulunduğunu, kalan 9 sayfanın ise tamamen kişisel ve özel içerikler barındırdığını,

Cezaevi idaresinin bu paragrafı karalayarak mektubu göndermeyi değerlendirmediğini,

Mahkemelerin de bu ihtimali dikkate almadan karar verdiğini vurgulayarak, müdahalenin orantılı olmadığını ve “demokratik bir toplumda gerekli” sayılmayacağını belirtti.

Üstelik, Türk hükümetinin kararın OHAL bağlamında değerlendirilmesi gerektiği yönündeki savunması da Mahkemece kabul görmedi. Zira ilgili düzenlemeler olağan yasal çerçeveye dayanıyordu ve ne cezaevi idaresi ne de iç hukuk mercileri OHAL’e özgü bir gerekçe ortaya koymamıştı.

KARAR NEDEN ÖNEMLİ?

Uygun/Türkiye kararı, özellikle OHAL döneminde uygulanan iletişim kısıtlamalarının, keyfî ve ölçüsüz bir şekilde uygulanamayacağına dair net bir uyarı olarak görülüyor. Mahkeme, mahpusların özel ilişkilerini sürdürme hakkının yalnızca olağanüstü koşullarda ve gerekli ölçüde sınırlandırılabileceğini, mektupların tümüne el konulmasının son çare olarak değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatmış oldu.

Mahkemeye göre, cezaevinde bir mektubun sadece birkaç cümlesi sakıncalı bulunuyorsa, tüm mektubun gönderilmesini engellemek yerine daha az müdahaleci tedbirler tercih edilmelidir. Bu yaklaşım, hem mahpusun insan onuruna saygıyı hem de toplumun güvenliğini dengeleyen bir hukuk devleti anlayışının gereğidir.

AİHM, başvurucunun özel hayatına ve yazışma özgürlüğüne yapılan müdahalenin orantısız olduğuna karar vermiş; AİHS m. 8’in ihlal edildiğini tespit etmiş, ancak manevi tazminata hükmetmetti. Bu karar, cezaevi disiplin tedbirlerinin denetimi ve mahpus hakları bakımından içtihatta önemli bir yer etmesi bekleniyor. (kaynak aktifhaber.com)

 

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com