İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan öğrenci eylemlerinde verdiği mücadele ile gündem olan Mahmut Tanal, öğrencilere destek vermeye devam ediyor.
Tanal, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama Adalet Bakanlığı önünde, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan öğrenci eylemlerinde tutuklanan öğrenciler için çadırlı ‘Adalet ve Özgürlük Nöbeti’ne başladığını bildirmişti.
Tanal yaptığı paylaşımda, “Bu akşamdan yarın sabaha kadar Atatürk Bulvarı’nda, Adalet Bakanlığı önünde; haksız yere tutuklanan gençler ve öğrenciler için ÖZGÜRLÜK ve ADALET nöbetindeyim” ifadelerini kullandı.
Mahmut Tanal, Bakanlık önünde Özgürlük ve Adalet nöbetine başladığını duyurduktan sonra, sosyal medyadan Tanal’a destek çağrılar yapılmaya başlandı.
Polis ekipleri, kısa bir süre sonra Tanal’ın yanına gelerek nöbeti bitirmesini istedi. Polis ile Tanal arasında tartışma devam ederken, bir başka polis gazetecilerin görüntü almasına engel oldu.
Sosyal medyada yayılan bir başka görüntüye göre ise polisin gençlerin favori milletvekili Mahmut Tanal’ın çadırını kırdı.
Mahmut Tanal, polis ekipleri tarafından yapılan müdahalenin ardından Halk TV’ye açıklamalarda bulundu.
Nöbetinin amacının tutuklu öğrencilerin vizelerin gitmesini sağlamak olduğunu belirten Tanal’ın açıklamasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Benim amacım, tutuklu olan öğrencilerin Anayasamızın 42. maddesi ve Ceza İnfaz Kanunu’nun 75. maddesi uyarınca vize sınavlarına götürülmeleridir. Eğer bu öğrenciler sınavlarına götürülmeyecekse ve vize sınavları için online eğitim sağlanmayacaksa, tahliye edilmeleri gerekmektedir.
Evde adli kontrol sistemiyle bulunan öğrenciler var. Bu öğrenciler evden çıkamadıkları için vize sınavlarına giremiyorlar. Ya bu çocuklar o gün izinli sayılsın ya da adli kontrol sistemi değiştirilsin; bu çocuklar eğitim hakkından mahrum bırakılmasın. Aynı şekilde, cezaevinde bulunan veya adli kontrol sistemiyle evde olan öğrenciler sınavlarına giremedikleri için özel okullarda burslu okuyan öğrencilerin bursları yanıyor. Bu öğrencilerin aileleri dar gelirli olduğu için eğitim hakları ellerinden alınmış oluyor. Bizim buradaki amacımız budur.
Adalet Bakanlığı ya bu çocuklara online eğitim hakkı versin ya da mevcut Anayasa’nın 42. maddesi ile Ceza İnfaz Kanunu’nun 75. ve 76. maddelerine uygun şekilde hareket etsin. Hatta daha önceki uygulamalara baktığımızda, Türkiye Ceza Kanunu, Anayasa ve Ceza İnfaz Yasası’na göre, cezaevine giren tutuklu veya hükümlü kişilere dağıtılan kitapçıklarda da eğitim hakkından bahsedildiğini görüyoruz. Kişi cezaevine girdiği zaman sadece tek bir özgürlüğünden mahrum bırakılır, o da seyahat özgürlüğüdür. Bunun dışında öğrencilerin eğitim hakkından mahrum bırakılmaması gerekir.
Eğer şu anda Türkiye’de geçerli olan Anayasa yürürlükteyse, çocukların eğitim hakkı cezaevinde de olsa sağlanmak zorundadır. Kur’an’ın ilk inen ayeti “Oku, oku, oku” şeklindedir. Dini referans alıyorlarsa da öğrencilerin eğitim hakkından mahrum edilmemesi gerekir. Bizim amacımız, bu durumu Adalet Bakanı’na duyurmaktır; başka bir amacımız yok.
Bu arada, benim Anayasa kitaplarım polis tarafından suç unsuru olarak görüldü. ‘Bunu buraya koyma’ diyorlar. Çadırımız bir sağa bir sola çekildi ve çadırım kırıldı. Çadır olmasa da, kar, boran, fırtına da olsa, Allah bu bedeni verdiği müddetçe sabah 08.30’a kadar burada nöbet tutacağım.”