Adalet Bakanı Tunç, yargıyı 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat dönemiyle kıyasladı

Yargının hukuksuz kararlarını eleştirenlerin vesayetçi ilan eden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, iktidarları dönemindeki yargıyı ise 27 Mayıs ve 12 Eylül yargısıyla kıyasladı.

  • ü
  • 01 Şubat 2025
  • ü
  • Gündem

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yargının son dönemde verdiği kararlarla sürekli eleştirmesine tepki göstererek, “Yargımız, demokratik hukuk devleti ilkesine uygun hale getirilmiş ve bu yapısal reformlar gerçekleştirilmiştir” dedi.

Bakan Tunç, Yozğat’ta katıldığı bir programda basın mensuplarına yaptığı açıklamada, yargının hukuksuz kararlarını görmezden geldi. Tunç, bugün yargıdan rahatsız olanların, ikide bir yargıya laf atanların, hakaret edenlerin, yargı mensuplarını, hakimleri ve savcıları yakışıksız ifadelerle karalamaya, onlara hakaret etmeye çalışanların ardında aslında özledikleri vesayetçi yargı anlayışı olduğunu iddia etti.

Bugünkü yargı ve hukuk sisteminin 27 Mayıs’ta işbaşında olması durumunda Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam edilmeyeceğini iddia eden Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

Eğer bugün karaladıkları ve hakaret ettikleri yargı sistemi 12 Eylül’de işbaşında olsaydı, Kenan Evren ‘bir sağdan bir soldan’ diye gençlerin yaşını büyüterek idam sehpalarına göndermeye cesaret edemezdi. Eğer bugünkü yargı sistemi 28 Şubat’ta işbaşında olsaydı, o üniversite birincisi örtülü kızlarımızı diplomasını almak için kürsülere geldiğinde ağızlarını kapatarak polis zoruyla yaka paça kürsülerden indirmeye hiç kimse cesaret edemezdi. İşte iyi ki yargımız, demokratik hukuk devleti ilkesine uygun hale getirilmiş ve bu yapısal reformlar gerçekleştirilmiş. Bunlar yeter mi? Elbette ki anayasamızı daha demokratik hale getirmemiz lazım. Bu noktada inşallah TBMM’de 28. dönemde bir uzlaşma sağlanır ve Türkiye Yüzyılı’na başladığımız şu anlamlı dönemde darbe anayasasıyla değil de demokratik, sivil, katılımcı ve tüm toplum kesimlerinin içinde kendini bulduğu bir toplum sözleşmesini yaparak yolumuza devam ederiz.”

Demokrasiyi güçlendirdiklerini, temel hak ve özgürlükleri daha da tahkim ettiklerini belirten Tunç, basın özgürlüğünü daha da güçlendirdiklerini, ülkede fikir ve düşünce ifade hürriyeti noktasında engelleri ortadan kaldırdıklarını vurguladı.

‘TÜRKİYE’DE BASIN HÜRDÜR’

Başta anayasada yaptıkları değişikliklerden, basın araçlarının haczedilemeyeceğine yönelik düzenlemelerden tutun da eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç olmayacağına yönelik düzenlemeler yaptıklarını aktaran Tunç, şöyle devam etti:

Bugün televizyon ekranlarına çıkıp sosyal medyada klavye kahramanlığı yaparak özellikle ülkemizi basın özgürlüğü noktasında eleştirenlere şunu ifade ediyoruz; Türkiye’de basın hürdür, düşünce ve ifade hürriyeti alabildiğine serbesttir. Tabii evrensel hukukta olduğu gibi anayasamızın 26. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi, Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 19. maddesi, basın hürriyeti, düşünce ve ifade hürriyeti hükümlerine amirdir. Ancak orada basın hürriyetinin bir başkasının özgürlüğüne müdahale etmesini engeller. Kişilik haklarına saldırı teşkil eden ifadeler, kanunlarımıza göre de evrensel sözleşmelere göre de suç teşkil eder. Eğer siz bu özgürlüğü bir başkasına hakaret ederek, yargı kurumlarımızı karalayarak, Cumhurbaşkanımıza, bakanlarımıza, siyasetçilere hakaret ederek kullanmak istiyorsanız, ona hukuk müsaade etmez. İşte hukuk müsaade etmeyince de ‘Türkiye’de düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü yok’ şeklindeki ifadelerin de hukukta yeri yok.”

 

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com