Dünya genelinde az gelişmiş ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru göç talebi giderek artarken, son çeyrek asırda göç yolları giderek zorlaşmaya başladı. Son 30 yılda küresel göç yüzde 80’den fazla arttı.
Dünya çapında göç her yıl artarken, insanların gelecekte daha az göç etmek isteyeceği yönünde bir gösterge de yok. Ancak göç etmek isteyenlerin önünde son on yılda yeni engeller oluştu: Donald Trump ABD başkanı olarak ilk döneminde “duvar inşa etme” söylemini kullandı. Covid-19 salgını sonucunda pek çok ülkede seyahat kısıtlamaları getirildi ve Brexit kapsamında Birleşik Krallık ile AB arasında özgürce göç etme imkanı ortadan kaldırıldı.
Üstelik 2025 yılının da, dünyanın en büyük iki göç güzergahında ciddi siyasi değişikliklerle başlaması bekleniyor: ABD’de Donald Trump Ocak ayında ikinci başkanlık dönemine başlayacak, Almanya’da da Şubat ayının sonlarında düzenlenmesi beklenen erken seçimlerde, daha sıkı göç politikalarını destekleyen partiler başarılı olabilir.
BBC Türkiye, 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü’nünde, küresel göç eğilimlerinin 2025 yılında nasıl değişebileceğini araştırdı.
Dünyadaki göçmen sayısı geçtiğimiz 30 yıldır küresel çapta yüzde 80’den fazla arttı. Ancak başka bir ülkeye taşınan kişilerin yüzdesi dünyanın nüfusuna kıyasla hala görece düşük.
BM’nin Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) Göç Araştırmaları & Yayımları Bölümü’nün Başkanı Marie McAuliffe “25 yıllık göç verileri ile İnsani Gelişme Endeksi verilerini inceledik ve gelişmekte olan ülkelerden kişilerin orta, yüksek ve çok yüksek insani gelişim gösteren ülkelere göç etmesinin gitgide daha zorlaştığını gördük” diyor.
“Uluslararası göçün çoğu zengin ülkeler arasında gerçekleşiyor. Zengin bir ülkeden bir diğerine” diyen McAuliffe, Avrupa’nın içindeki yüksek göç sayılarına işaret ediyor.
McAuliffe serbest dolaşım anlaşmaları bulunan Avrupa Birliği, Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (Ecowas) ve Güney Amerika Ortak Pazarı (Mercosur) gibi bölgelerde göçün daha fazla olduğunu söylüyor ve Güney Asya’dan Körfez ülkelerine uzanan büyük bir göç koridoru da bulunduğunu ekliyor.
2002 yılında dünyada yedi milyon uluslararası öğrenci bulunurken, bu rakam ilerleyen yıllarda üçe katlandı.
Suriye’de Esad yönetiminin devrilmesi, başka ülkelerde yaşayan altı milyondan fazla Suriyeli’nin evlerine dönmesini mümkün kılabilir. Suriye’nin devrik lideri Beşar Esad’ın Rusya’ya kaçmasının ardından geçen ilk birkaç günde Türkiye’deki Suriyeliler evlerine dönmek isterken, sınırın Türkiye tarafında uzun kuyruklar oluştu.
Ancak Suriye’nin gelecekte nasıl yönetileceğine dair belirsizlikler sürerken, güvenlik koşullarının nasıl değişeceğini ve bu göç hareketinin devam edip etmeyeceğini tahmin etmek zor.
ABD dünyadaki göçmenlerin en çok tercih ettiği istikamet ve göç konusu 2016 başkanlık seçiminde kapsamlı şekilde ele alınmıştı.
Trump’ın seçim mitinglerinde sık sık “Duvarı inşa et!” sloganı atılıyordu. Slogan Trump’ın yasadışı göçleri engellemek amacıyla Meksika sınırına inşa etmeyi vadettiği fiziksel bariyere bir atıf.
Trump Meksika sınırında bulunan bariyerlerin uzunluğunu hatırı sayılır miktarda uzatmayı birinci başkanlık döneminde başaramadı, ancak göç üzerinde daha somut sonuçlar doğuran başka düzenlemeler yaptı.
Ocak 2017’de başkan olan Trump’ın ilk kararlarından biri yedi ülkenin (İran, Irak, Libya, Somali, Sudan, Suriye ve Yemen) vatandaşlarına yönelik seyahat yasağı koymaktı. Bu ülkelerin nüfuslarının çoğu Müslüman olduğu için Trump’ın bu politikasına “Müslüman yasağı” adı verilmişti.
Trump bu cumhurbaşkanlığı kararını imzaladığı sırada bu ülkelerden ABD’ye doğru seyahat eden uçaklarda bulunan yaklaşık 2,000 kişi, uçakları ABD’ye indiğinde gözaltına alınmıştı.
Bir başka politika olarak da Trump, kişilere ABD’de yaşama ve çalışma hakkı dağıtılan yıllık Yeşil Kart Çekilişi’nin de parçası olduğu Çeşitlilik Göçmenlik Programı’nı iptal etti.
Başkanlık görevindeki son yılında Donald Trump “ABD’nin işgücü piyasasını korumak” amacıyla programı durdurmaya karar verdi. Ancak bunun sonucunda, yeni bir hayata başlamaya hazırlanan onbinlerce kişinin hayatı değişti.
Trump yönetiminin oluşturduğu, görünürde toplum sağlığını korumayı amaçlayan bir başka bir düzenleme de sınırdaki ABD yetkililerinin —sığınma talebinde bulunan kişiler de dahil— göçmenlerin derhal sınır dışı etmesini yasallaştırmasıydı.
Düzenlemenin yürürlüğe girmesi ve Trump’ın Beyaz Saray’ı terk ettiği 2021 yılının Ocak ayı arasında neredeyse 400.000 kişi alıkondu ve sınır dışı edildi.