Yapay zekâ araçları eleştirel düşünme becerimizi köreltiyor olabilir mi?

Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde yapılan bir araştırma, yapay zekâ araçlarının bilinçsizce, pasif ve aşırı kullanımının bir tür bilişsel bağımlılık oluşturduğunu ortaya koydu.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsündeki (MIT) araştırmacılar, yaptıkları yeni bir çalışma ile yapay zekâ araçlarının kullanımının öğrenmeyi nasıl etkilediğini, sağladığı kolaylığın beynimiz için nasıl bir maliyete yol açabileceğini ve eleştirel düşünme becerilerimizle ilgili kaygı verici sonuçlarını ortaya koydu.

Boston bölgesinden yaşları 18 ile 39 arasında olan 54 katılımcıyla 4 ay süren bir çalışma yapıldı. Bu çalışmada katılımcılar rastgele, 18 kişiden oluşan üç gruba ayrıldı. Araştırmacılar, birinci gruptan yalnızca “OpenAI” nın “ChatGPT” yardımıyla, ikinci gruptan yalnızca çevrimiçi tarayıcı kullanarak ve son gruptan ise hiçbir dış araç kullanmadan bir dizi SAT makaleleri yazmalarını istedi. Katılımcılardan yazacakları bu makalelerde yazılı iletişim becerilerini ölçmek için tasarlanmış bir metin veya argümanı analiz etmeleri, kendi argümanlarını geliştirmeleri ve bu argümanları destekleyecek kanıtlar sunmaları beklendi. Bu esnada onların beyin aktivitesini kaydetmek için başlarına Neuoelectrics Enobio 32 başlığı bağlandı.

Çalışma sonunda makalelerini yazmak için yapay zekâ aracı kullanan birinci grubun %55 oranında azalmış beyin aktivitesine sahip olduğu görüldü. Bununla birlikte, sinirsel, dilsel ve davranışsal düzeylerde sürekli olarak düşük performans sergiledikleri tespit edildi. Yazılarında büyük ölçüde daha az özgün içerik kullandıkları gözlemlendi. Ayrıca makalelerdeki alıntıları hatırlamakta daha fazla zorlandılar ve daha az sahiplenme duygusu hissettiler. Yapay zekâ aracı kullanan bu gruptakiler çalışma süresince yazdıkları her yeni makalede daha fazla tembelleşme eğilimi gösterdiler. Çalışmanın sonunda genellikle ‘kopyala-yapıştır’a başvurdular.

Sadece arama motoru kullanan katılımcıların ise beyin aktiviteleri, hiçbir araç kullanmayanlara göre daha düşük olsa da yapay zekâ ve arama motoru kullananlar arasında arama motoru kullanan katılımcıların göz aktivitelerinin daha yüksek seviyede olduğu gözlemlendi.

Bu çalışmanın sonucunda hiçbir yazma aracı kullanmayan üçüncü grubun en güçlü, en geniş kapsamlı beyin aktivitesine sahip olduğu, daha ilgili, daha meraklı ve daha fazla sahiplik duygusu hissettiği kaydedildi.

Araştırmacılar katılımcıların beyin aktivitesini analiz etmenin yanı sıra yazdıkları makalelerin içeriğine de baktılar.

Tüm makaleler uzmanlar tarafından detaylı incelendiğinde hiçbir araç kullanmayan üçüncü grup katılımcıların makalelerinin hem konu hem de kelime ve cümle yapısı açısından daha zengin olduğu gözlemlendi. Birinci, yani yapay zekâ araçlarını kullanan grubun makalelerinin ise orjinal düşünceden yoksun, aynı ifadelere ve fikirlere dayanan son derece benzer makaleler olduğu tespit edildi. Makaleleri değerlendiren uzmanlar yapay zekâ araçlarını kullanan grubun yazıları için şu ifadeleri kullandılar:

 “Genellikle uzun makaleler, standart fikirler, tekrarlayan tipik ifadeler içeriyordu. Biz değerlendiriciler olarak bu makaleleri bir bakıma ‘ruhsuz’ olarak algıladık çünkü birçok cümle içerik açısından boştu ve makalelerde kişisel nüanslar yoktu.”

Son olarak katılımcılardan önceki çalışmalarından birini tekrar yazmaları istendi. Birinci ve ikinci grubun yapay zekâ aracı ya da arama motoru kullanmasına izin verilmezken, üçüncü grubun yapay zekâ aracı kullanmasına izin verildi. İlk grup kendi makalelerinden çok azını hatırladı ve muhtemelen derin bellek süreçlerinin atlandığını yansıtan daha zayıf alfa ve teta beyin dalgaları gösterdi.

Yapay zekânın nasıl kullanılacağını öğrenmemiz gerekiyor

Yapay zekâ araçları şüphesiz öğrenmeyi ve bilgiye erişimi geliştirmek için benzeri görülmemiş fırsatlar sunuyor. Bununla birlikte bilişsel gelişim, eleştirel düşünme ve entelektüel bağımsızlık üzerindeki potansiyel etkileri değerlendirilmeli ve sürekli araştırılmalı.

Bu araştırma da gösteriyor ki yapay zekâ araçlarının bilinçsizce, pasif ve aşırı kullanımı bir tür bilişsel bağımlılık oluşturuyor. Bu bağımlılık eleştirel düşünme yeteneğimizin zayıflamasına sebep olmakla kalmıyor, zamanla onun yerini alma riski de taşıyor.

Eleştirel düşünme yeteneğimizin zayıflaması, olayları ve bilgileri daha derin sorgulama ve değerlendirme yeteneğimizin de azalması anlamına geliyor.

Günümüz ve gelecek nesillerin en büyük donanımı eleştirel düşünebilme ve sorunları çözebilme becerileri olacak. Tabii ki sadece kalem ve kağıtla makale yazmak ve üretmek eleştirel düşünme yeteneğinin bir göstergesi değil.

Yapay zekâ araçlarının ne zaman, nerede ve nasıl kullanılacağını bilmek, uzun vadeli başarının ve beceri geliştirmenin anahtarı. Hangi görevleri yapay zekâya devredeceğimizi bilmek, hangi görevleri gerçek eleştirel düşünme ile yapabileceğimizi iyi kavramak gerekiyor.

Yapay zekâ araçlarının bilişsel aktivite üzerindeki uzun vadeli etkilerine ilişkin daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyuluyor. Bu çalışmanın da güvenilirliği ve geçerliliği adına daha geniş bir coğrafyada daha fazla katılımcı ile yapılıp hakem değerlendirmesinden geçecek bilimsel yeterliliği kazanması sağlanmalı.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER