Sıfır netlikte bir eğitim: Türkiye’de sınav gerçeği

2025 yılına ait üniversite sınav sonuçları açıklandı. Ortalama doğru cevap sayısının sadece 6 olduğu 40 soruluk matematik testinde, yaklaşık 306 bin öğrenci hiçbir soruya doğru cevap veremedi. Türkçe testinde 40 soruda ortalama doğru sayısı ise 21’de kaldı.

Nobel ödüllü ünlü matematikçi John Nash, 2012 yılında Türkiye’yi ziyareti sırasında, Türkiye’deki öğrencilerin matematikteki başarısızlıklarını öğrenince büyük bir tepki göstererek şöyle söylemişti:

“İyi matematik bilmeyen toplumlarda adalet yoktur.”

Nash’e göre böyle bir durumda çocukları hiç okula göndermemek ve evde eğitmek bile daha iyi sonuçlar verebilir.

Yıl 2025. Tam 13 yıl geçti… Peki, ne değişti?

Her gelen yönetim sistemi değiştirdi, geçmişi eleştirdi. Yeni sistemlerle ‘çağ atlayacağız’, ‘uçuşa geçeceğiz’ denildi. Fakat sonuç ortada.

2025 yılına ait üniversite sınav sonuçları açıklandı, ardından da birçok veri paylaşıldı. Sizleri istatistiklere boğmak yerine birkaç önemli veriyi paylaşmak ve değerlendirmek istiyorum.

Aday Profili:

Bu yıl sınava giren 2,3 milyon adaydan 1,5 milyonu daha önce de sınava girmiş. Geçerli sınav sonuçları dikkate alındığında, adayların yüzde 35’i lise son sınıf öğrencisi, yüzde 65’i ise sınava tekrar girenlerden oluşuyor. Bu durum bize şunu gösteriyor:

Gençler rehbersiz.

Ne yaptıklarını ne yapacaklarını bilemiyorlar.

Bir belirsizlik içindeler.

Gençler mutsuz.

Ortada ciddi bir kargaşa var ve ülke genç iş gücü kaybı yaşıyor.

TYT Matematik Başarısızlığı:

TYT Matematik testinde yaklaşık 306 bin öğrenci, hiçbir matematik sorusuna doğru cevap verememiş.

40 soruluk matematik testinde ortalama sadece 6 doğru cevap verilmiş. Bu 6 doğrunun kaçı bilinçli, kaçı rastlantısal bilemiyoruz. İlginç olan, sınavda 4 yanlış 1 doğruyu götürmesine rağmen analizlerde sadece doğru sayılarının verilmesi.

 Türkçe Başarısı ve Anlama Problemi:

Türkçe testinde 40 soruda ortalama 21 doğru yapılmış. Net sayısı ise verilmemiş.

Kendi ana dilinde yüzde 50 başarı oranına ulaşamayan bir tabloyla karşı karşıyayız.

Üniversite sınavından bağımsız olarak, OECD verilerine göre anadilinde okuduğunu anlama alanında Türkiye, 82 ülke içinde 71. sırada.

Okuduğumuzu anlamıyoruz. Bu nedenle matematik yapamıyor, soyut düşünemiyor, problem çözemiyoruz.

Düşünmüyoruz, düşündürülmüyoruz. Yorum yapamıyoruz. Çıkarımda bulunamıyoruz.

Eğitimde Temel Yeterlilikler Şart

Matematik eğitimi yalnızca sayı, işlem ve hesaplamadan ibaret değildir. Matematik; düşünme, durumlar arası ilişki kurma, akıl yürütme ve problem çözme becerisidir.

Kıymetli akademisyen Prof. Dr. Selahattin Turan şöyle diyor:

“Liseyi bitiren her çocuk; Türkçe ve Matematik alanında temel yeterliliğe, temel becerilere sahip olmak zorundadır. Bu, yaşamda başarılı olabilmenin ön koşuludur.”

Matematiğe ve ana dile yapılan bu vurguya, Prof. Dr. Ali Nesin de şu sözlerle katılıyor:

“Matematik sadece hesap kitap değildir, doğru öğretildiğinde bir demokrasi dersidir.”

 Yeter ki Uygun Yöntem Bulunsun

Öğrenemeyecek öğrenci yoktur. Yeter ki uygun yöntem bulunsun. Öğreten, öğretiyor.

Hakikat ve Geri Bildirim Üzerine

Bugüne kadar bu olumsuz sonuçlara dair hiçbir yetkili sorumluluk almadı.

Bir tane ilçe ya da il millî eğitim müdürü çıkıp, “Benim sorumluluk alanımda bu kadar öğrenci sıfır net yaptı. Bu, benim sorumluluğumdur,” demedi.

Daha yukarıdan böyle bir sorumluluk beklemek, Türkiye gerçeğinden kopmak anlamına geliyor. Bu yüzden her yönüyle okulu bilen birilerinden sorumluluk bekledim. Ama heyhat…

Yazar Ralph Keyes, The Post-Truth Era: Dishonesty and Deception in Contemporary Life adlı kitabında “hakikat sonrası” kavramını öne çıkarır ve şöyle der:

“Sonuçta başarısızlık da bir geri bildirim şeklidir. Başarısızlıkların üstü örtülüp başarı gibi gösterildiklerinde, örgütler düzeltme yapmak için gerekli olan geri bildirimi alamazlar. Sorunlar sonsuza dek yalanların arkasına gizlenemez. Sakladıkları gerçek bir kez ortaya çıktıktan sonra, düzeltmelerin yapılması çok daha uzun sürer.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER