Yıldönümünde ‘unutulmazlar’ listesi: Çadır sattılar, depremzedeye güldüler, askeri 3 gün çıkarmadılar…

Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde anma programları düzenleniyor, 'kalanlar', kaybettiklerini anıyor. Depremle ilgili pek çok şey ilk günkü gibi yeniden akıllara gelirken, en çok 'unutulmayan', hatırladıkça öfkelendirip utandıran şeyler de var. Utanç içinde hatırlanan şeyler... Neler mi?

Hatay'da sessiz anma... (© Tolga Ildun/ZUMA Press Wire - Depo Photos)

Maraş merkezli iki büyük depremde 53 binin üzerinde insanımız yaşamını yitirdi. Depremden geriye enkaza dönmüş şehirler, kağıt gibi katlanıp dökülen büyük siteler, yargılanmayan, hesap sorulamayan ‘sorumlular’ ve asla unutulmayan ‘yitirilenler’ kaldı.

Ancak depremin yıldönümünde bazı şeyler de yeniden hatırlanıyor, ya da zaten hiç unutulmamıştı. Zihinlere kazınmıştı… Özellikle de akla geldiğinde öfke ve utanç uyandıran şeyler. Kızılay’ın çadır satması, valinin çaresiz depremzedelere gülerek azarlaması gibi pek çok olay bugünün ‘akıldan çıkmayan utandıranlar‘ listesinde yerini aldı.

KIZILAY’IN ÇADIR SATMASI

6 Şubat depremlerinin belki de herkes üzerinde travma yaratan en önemli olayı Kızılay’ın, soğukta tir tir titreyen halka bedava ulaştırması gereken çadırları parayla AHBAP Derneği’ne satmasıydı. AHBAP, bu çadırları alıp halka dağıtacaktı… Devletin bu tip afetler karşısındaki en önemli kurumu olan Kızılay’ın, çadırları hızlıca o bölgeye ulaştırmak yerine pazarlığa oturup satmaya girişmesi, asla unutulmayacaklar listesinde ilk sırada yer aldı. Kızılay’ın o dönemki başkanı Kerem Kınık da ömrü oldukça bu ‘utanç’la hatırlanacak elbette.

ASKERİN İLK 3 GÜN SAHAYA İNMEMESİ

Deprem günü ve sonraki ilk 3 gün için, hafızalarda tazeliğini koruyan en önemli travmatik olaylardan biri de NATO’nun en büyük beşinci ordusunun sahaya inmemesiydi. Gölcük depreminde zamanında sahaya inen ve binlerce kişiyi kurtaran Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Maraş merkezli depremlerde 3 gün boyunca sokağa çıkamadı. Bu durumun sebeplerine ilişkin pek çok iddia gündeme gelse de şu soruların yanıtı asla tam olarak alınamadı: Depremde askerin sahaya inmesini kim, neden engelledi?

VALİNİN DEPREMZEDELERE GÜLMESİ

6 Şubat depremlerine dair hafızalara kazınan ve ‘asla unutulmayacak‘lar listesinden birini daha aktaralım: Depremin en ağır şekilde vurduğu illerden biri olan Adıyaman’da halk 7 Şubat günü valiliğin kapısına dayandı. Kimi altında çocuğu bulunan enkazı için vinç istedi, kimi soğuk titreyen ailesine çadır, kimi de neden kimsenin müdahale etmediğini haykırdı.

Ancak ‘Adıyaman sahipsiz’ sloganlarıyla tepkilerini dile getiren vatandaşlara Vali Mahmut Çuhadar gülerek karşılık verdi. Vali Çuhadar’a tepki gösteren vatandaşlar ‘ne gülüyorsun‘ diyerek isyan etti. O anlar cep telefonu ile kayıt altına alındı. Çuhadar, tepkilerin ardından birkaç gün ortalıktan kayboldu, bir süre sonra da istifa etti.

AFAD: CAN KURTARMA DERDİNDE DEĞİL, ‘GÖRÜNTÜ’ PEŞİNDE

Depreme ilişkin hafızalarımızda diri duran bir diğer konu ise AFAD. Ülkedeki tüm arama kurtarma faaliyetlerinin bağlandığı ve devasa bir bütçe ayrılan bu kurum, depremin ilk 3 gününde ortalıkta gözükmemesine rağmen sonraki günlerde tüm heybetiyle enkazların başındaydı. İşi arama, kurtarma, vatandaşı güvene alma, yer sağlama olan AFAD, 3 günlük şaşkınlık ve debelenmeden sonra işi tamamen ‘algıyı yönetmeye‘ adadı. Dünyanın dört bir tarafından gelen arama kurtarma ekipleri enkazlardan bir canlı çıkardıkları an, AFAD anında yanlarında bitti, ‘görüntü için‘ o yaralı gerekirse bekletildi, fotoğraf alındıktan sonra gönderildi.

Pek çok ülkeden gelen yardım ekipleri AFAD’ın ‘görüntü için’ neler yaptığını sonraki dönemde tek tek anlattılar. 3 gün ortalıkta gözükmeyen, yüzü binleri kaderine terk eden devlet, ortaya çıktığında ise AFAD eliyle ‘algıyı yönetmeye’, ‘kurtarıcı’ rolünü medya ve görüntü manipülasyonlarıyla suçunu gizlemeyi tercih ediyordu. Unutulmayacak bir ‘tecrübe‘ydi…

ERDOĞAN’IN SURAT İFADESİ

Hafızalara kazınan bir görüntü daha var depremden geriye kalan: Erdoğan’ın o kızgın mı kızgın, o zerre suçluluk ya da merhamet içermeyen surat ifadesi. Erdoğan, AFAD’ın genel merkezinde, henüz deprem bölgesine hiç gitmediği bir günde, askerin neden sahaya inmediği sorgulayanlara parmak sallıyor, ‘birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyulan günde‘ hükümetine yönelik eleştirileri tehditlerle, kızgın surat ifadesiyle savuşturuyordu.

ENKAZ BAŞINDA KONUT ‘MÜJDESİ’

Erdoğan demişken, ondan devam edelim. 8 Şubat’ta depremin merkez üssü Maraş’a giden Erdoğan, yanına yöresine doldurduğu AKP’lilerle enkazların başında, evet evet enkazların başında, dibinde binlerce insanın bulunduğu enkazların başında konut ‘müjdesi‘ veriyordu. Görevi, kağıt gibi yıkılmayacak binaların yapılmasını sağlamak olan hükümetin, imar affıyla yerle bir olmuş şehrin yarısının enkazı başında vatandaşa gelecek vaadinde bulunarak tepkileri dindiriyordu Erdoğan.

Erdoğan, AFAD Başkanı’nın depremin ilk gününde “Tüm alanlara ulaşıldı” açıklamasının aksine devletin her yere ulaşamadığını itiraf ederek “Devletin kurumları görevinin başında, ilk gün sıkıntı yaşandı, ancak ikinci gün ve bugün duruma hakimiyet tesis edildi” dedi. Erdoğan’ın o Maraş ziyaretinden geriye, imar aflarıyla yükselip yıkılmış konutların başında verdiği müjdesi kaldı.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com