Mehmet Şimşek enflasyonla mücadeleyi kaybetmedi, çünkü…

Tek haneli enflasyon için çalışmak, istihdamdan taviz vermek demek ki bu Erdoğan için bir siyasi kâbus. Erdoğan mantığı iktidarda iken, hele seçimlere iki sene kala kimse çok düşük enflasyon rüyası görmesin lütfen.

Evet, durum aynen bu, 2023 Haziran’ında “irrasyonel politikalara son” şiarıyla göreve başlayan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in TÜİK’in Eylül (aylık) enflasyonunu yüzde 3.23, Eylül 2024-Eylül 2025 enflasyonunu da (yıllık) 33.29 olarak açıklamasına rağmen Şimşek’in enflasyonla mücadeleyi kaybettiğini söylemek hiç mümkün değil.

Hiç mümkün değil çünkü aslında Mehmet Şimşek, ekibi ve en önemlisi Erdoğan hiçbir zaman enflasyonla mücadele etmediler.

Neden mi?

Etmek istemiyorlar çünkü enflasyonla mücadele etmek işlerine hiç gelmiyor.

Yine evet, hiper enflasyon da istemiyorlar ama asla dünya standartlarında çok düşük bir enflasyon da istemiyorlar.

Haziran 2023’de başladığı iddia edilen enflasyonla mücadelede 2027 için tek haneli enflasyon hedefi zaten saçma bir iddia çünkü bizdeki gibi çok yüksek enflasyonla mücadele çok kısa erimli, çok sert, kısa vadede maliyetli önlemler gerektirir, enflasyonla mücadele zaman yayılmaz, yayılırsa sonuç budur, aylık (Eylül 2025) 3.23 enflasyon çıkar, Erdoğan’ın da kulakları çınlasın, ne diyordu Reis, dünyada her ülkede ve dahi bizde de enflasyon var ama bu sabah baktım Fransa’da INSEE (Fransız TÜİK’i) Eylül 2024-Eylül 2025 yıllık enflasyon yüzde 1.2. Yani bizim aylık enflasyon Fransa’daki yıllık enflasyonun yaklaşık üç katı, birileri Erdoğan’ı işletiyor, yine kandırıyor mu ne?

Hem Erdoğan hem de atadığı bakan Şimşek hiper enflasyon istemiyorlar, çünkü hiper enflasyon ortamında kuru baskılamak yani “carry trade” yöntemi ile ödemeler dengesi krizini engellemek imkânsız olacak.

Çok düşük enflasyon için mücadeleyi de hele Erdoğan hiç sevmiyor çünkü tek haneli enflasyon için çalışmak istihdamdan taviz vermek demek ki bu Erdoğan için bir siyasi kâbus.

Bu enflasyon ortamında ve daha önemlisi enflasyon sevdası döneminde Merkez Bankası yönetimi de konu mankeni olarak boy gösteriyorlar.

Bu arada geçerken (bir satranç tabiri, en passant) belirtmek lazım, aslında tek haneli enflasyon hedefi de çok yanlış bir hedef, hedeflenmesi gereken enflasyon oranı yüzde üç ve altı olmalı ama bu hedefin siyasi maliyetleri var ülkemizde ve bu maliyet de bir kâbus siyaset için.

ABD’nin Hollywood kökenli başkanı Ronald Reagan kendi adı ile anılan, Reaganomics denen bir yaklaşım ile iktidara gelmiş ve kısmen de uygulamaya çalışmış idi.

Reaganomics’in temelinde iktisatçıların bildiği Laffer eğrisi vardı, bu eğrinin mantığında vergi oranları düşürüldüğü sürece vergi hasılatının artacağı bulunur, bu kadar basit değildir ama özü budur.

Uygulama kısmen başarılı da olmuş, ABD’de bütçe açıkları bir ölçüde azaltılmıştır ve bu süreçte belirli büyüme oranları da sağlanmıştır.

Bizde de bir tür bir Erdoğanamics var, Erdoğan oy maksimizasyonu için istihdamı öncelemekte ve bu uğurda enflasyonun önünü açmakta tereddüt etmemektedir.

Erdoğan’ın 2021 sonbaharında başlattığı “nas var, ben ne yapabilirim” politikasının özü de budur.

Reganomics’in özü Laffer eğrisi ise Erdoğanomics’in temeli de ünlü Phillips eğrisidir, Phillips eğrisi kısa vadede, evet burası çok önemli, sadece kısa vadede işsizlik ile enflasyon arasında bir alışverişin (trade off) mümkün olduğunu söyler, başka bir ifade ile de enflasyonunun ucunu açarsan kısa vadede istihdam kazanabiliyorsun, bol para bol kredi demek, bol kredi yatırım, bol para da artan talep demek, talep artınca da firmalar istihdamlarını arttırıp bu artan talebi karşılamak istiyorlar.

Erdoğan ekonomi bilmiyor ama yaklaşık tüm siyasetçiler, Erdoğan dahil, Phillips eğrisini biraz biliyorlar, ama nedense bu analizin sadece kısa vadede geçerli olduğunu görmek istemiyorlar, bu ilişkiyi uzatmak istediklerinde de yüksek enflasyon yerleşik hale geliyor.

Ama, Erdoğan 2021 sonbaharında başlattığı “nas politikası” ile yani kısa vadeli Phillips ilişkisi ile 2023 Mayıs seçimlerine tek haneli işsizlik ile girebildi, seçimi kazandı çünkü seçmen enflasyondan çok iş sahibi olmayı tercih ediyor.

En geç 2028’de seçimler var, Erdoğan’ın en korktuğu şey bu seçimlere çift haneli işsizlik ile girmek, bu nedenden yüzde otuz, yüzde kırklık bir enflasyon oranını makul görüyor, yeter ki işsizlik artmasın.

Erdoğan mantığı iktidarda iken, hele seçimlere iki sene kala kimse çok düşük enflasyon rüyası görmesin lütfen.

Şimşek’in de temel hedefi zaten çok düşük enflasyon değil, ödemeler dengesi krizini engellemek idi, bu hedef de çok büyük maliyetler ödeyerek şimdilik tutturuldu gözüküyor.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER