Kürtler, eşit vatandaş mıdır?

Mevcuttaki uygulamaya bakıp bu soruya “Evet” cevabını vermek mümkün değil. Zira yaşananlar, Kürtlerin en temel vatandaşlık hakkı olan “seçme ve seçilme” özgürlüklerinin olmadığını ispatlıyor.

Fotoğraf: Metin Yoksu / Aso Press

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak belediyeye kayyım atanmasının yankıları sürerken, bu sabah da Mardin ve Batman Büyükşehri Belediyeleri ile Halfeti ilçe belediyesine kayyım atandı. DEM Parti’min rekor oy oranlarıyla kazandığı bu üç belediyeye kayyım atanması, Esenyurt’la başlayan kayyım furyasının durmayacağını da ortaya koydu.

Demokrasilerde vatandaş belediyelerini yönetecek kişileri seçimle belirler. O kişi görevden alındığında veya başka bir durum oluştuğunda ise yine vatandaşın seçtiği belediye meclisinden bir üye başkanlık yapar. Ancak Türkiye’deki uygulama “ileri demokrasi” olduğu için, kayyım atanan kişilerin ilk icraatı belediye meclislerini lağvetmek oluyor.

Seçtiği kişi belediye başkanı olarak kalamıyor, milletvekili olamıyor, dahası tutuklalnıp hapse atılıyor. Ee o zaman bu Kürtler ne diye oy versin? Seçimin anlamı nedir? Sandık kurmanın, ille de sizin istediğinizin seçilmesine kadar “milli irade” masallarıyla kutsiyet atfettiğiniz sandığın kurulmasının anlamsızlığı açık değil mi. Çıkarın bir kanun, “Bizim istediğimiz kişi belediye başkanı/milletvekili seçilir. Olmazsa seçim yok” deyiverin. En azından rejiminiz için daha tutarlı olur bu adım.

Bu son kayyım hamlesi, Devlet Bahçeli’nin önce Meclis’te DEM Partililere giderek selamlaşması, ardından Abdullah Öcalan’a yöneli çağrısıyla başlayan “yeni çözüm süreci” hikâyesinin de AKP-MHP rejiminin yeni bir “çöktürme hamlesi” olduğu netlik kazanmış oldu. Abdullah Öcalan üzerinden tecridin bir seferliğine kaldırılıp aile görüşmesi yaptırılması sonrası iyice somutlaşan bir süreç beklenirken, herhalde “istediklerini alamadıklarından olsa gerek, hiç vakit kaybetmeden önce Esenyurt’un Kürt belediye başkanını, sonra da Mardin, Batman ve Halfeti Belediyelerinin başkanlarını görevden aldılar.

Barış süreçleri zordur. Yolları engebelidir. Yıllarca çatışan tarafların bir masada buluşması, güven duyması, ihtilafları konuşması öyle kolay değildir. Bunlar bilinen şeyler. Ancak dünyadaki tüm barış süreçlerinin yolları “iyi niyet” taşlarıyla döşelidir. Karşılıklı adımlar, jestler, hamleler ve en nihayetinde gözle görülür daha somut adımlar gelir. Şimdi Kürtlerle büyük bir barış yapalım diyenlerin, “elimizi havada bırakmayın” diye bağıranların iyi niyetleri kayyım duvarına tosladı. Belli ki Tayyip Erdoğan- Devlet Bahçeli ikilisinin şahıslarında somutlaşan rejim, “Biz adım attık ama karşılık göremedik” yalanıyla hiçbir somut adım atmadan bir taşla bir kuş sürüsü vurup 2028’e dikensiz yollarla gitmek istiyordu. Ancak gelinen noktada Bahçeli’nin herkesi şoka uğratan Abdullah Öcalan çıkışı da, Erdoğan’ın siyasi hayatını büyük bir Kürt barışıyla noktalama hevesi de kendi rejimlerinin bekası içinmiş. Gerçi iyi niyetlerinden zaten şüphe ediliyordu ama işte Kürt siyasi hareketi de küçücük de bir “barış umudu” için ne olacağını görmek istiyordu.

Son yerel seçimden birinci parti çıkan CHP de herhalde “normalleşme”, “yumuşama” adı altında partiyi kişiliksizleştiren, Erdoğan aklına teslim eden siyasetini gözden geçirecektir. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in “sırf Kürt olduğu” için tutuklandığından herhalde kimsenin kuşkusu yoktur. Ancak bir batıdan bir doğudan diyerek atanan kayyımlar, CHP’nin 2028 için pek hevesli olduğu “iktidar” yolunun sayısız dikenler, çukurlar ve yol kazalarıyla dolu olduğunu da ortaya koydu. CHP’nin ve gelecek Türkiye siyasetinin büyük bir aktörü olarak beliren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da Türkiye’de demokrasi konusunda yaşanan tüm sorunların merkezinde Kürt sorunun yattığını, herhalde artık anlamıştır.

Yazının başına dönersek -ve elbette bir Kürt olarak- Kürtlerin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin eşit vatandaşları olduğunu düşünmüyorum. Eşit vatandaşlık, en temel ve basit haliyle seçme ve seçilme özgürlüğünü içerir. O yok zaten, diğer vatandaşlık, temel hak ve hürriyetlerine ise sıra gelmiyor bile.

Kürtlerin eşit vatandaşlığı için çabalamayan Türklerin de vatandaşlığı tehlikede…

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com