‘İktidar oyunu’ ve Mansur Yavaş’ın ‘siyaset’ arenasındaki ilk sınavı

Bahçeli'nin Öcalan çağrısını tam konuşamamışken Batman, Mardin ve Halfeti belediyelerine kayyım atandı. Birbirinden bağımsız ve hatta birbirine karşı adımlar olduğu ileri sürülse de yaşananların AKP-MHP iktidarının yeni bir "oyunu" olma ihtimali yüksek. Oyunun "muhalefeti" ilgilendiren tarafı da acıklı. İç sorunlar, öne çıkma telaşları, bencillik had safhada...

Mansur Yavaş (FOTOĞRAF: ADEM ALTAN / AFP)

Geçen haftanın en önemli gündem maddesi MHP lideri Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’ı Meclis’te konuşmaya davet etmesiydi. Bu konuyu tam konuşamadan hızlı bir şekilde bu çağrıyı büyük oranda anlamsızlaştıran kayyım sürecine geçmiş olduk. Ülkenin gündemi bir uçtan diğer uca savruldu. Bu gündeme muhatap olan vatandaşın kafasının içinin yayık ayranından farksız olduğuna eminim.

Dün görüştüğüm Kürt hareketinden bir arkadaşım yıllar sonra ülkesine dönebileceği ümidiyle o kadar mutluydu ki. Bana takılarak “Abi sizin dışınızda ülkede başka ‘terörist’ kalmadı” deyip gülmüştü. Arkadaşımın kayyım atamalarının ardından ne düşündüğünü çok merak ediyorum. Kısacası bu ülke yöneticileri, insanların olumlu hayaller kurmasına bile izin vermiyor.

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasında çıkarılacak o kadar fazla ders var ki. İlk ders; bu iktidarın söylediğine değil yaptığına bakma ilkesinden hiçbir zaman vazgeçmemek gerekir. (Örnek: İsrail’e ihracat yasağı) Siyasi hayatı boyunca ‘dik durmak’ ile övünen Erdoğan’ın siyasi kariyeri, “güç karşısında eğilme, zayıf karşısında güç kullanma” şeklindedir. Erdoğan’dan güçlü ve arkanızda bir Batılı devlet varsa onu her halükarda yola getirirsiniz. Arkanızda Batılı bir devlet ve güç odağı yoksa Erdoğan, sizin üzerinizde tepinir. Erdoğan’ın söylediklerinin o anda bir anlamı yoktur. Erdoğan, zaman zaman haber spikeri gibi çıkıp yazılan metni okur ve metinde geçen ifadelere kendini bağlı hissetmez.

TEFLON SİYASETİ

Bu iktidarın dostu ve düşmanı yoktur. Sabah terörist dediğiyle akşam ‘kanka’ moduna geçebilen siyasi fırıldaklığa sahiptir. Bahçeli ile Erdoğan’ın geçmişte birbirine söylediğini sokakta iki vatandaş birbirlerini karşı kullanmış olsa kesin kan çıkardı. Birbirlerine en ağır hakaretleri etmiş iki lider çıkarları uyuştuğunda kanka moduna geçip faşizmin yılmaz savunucu olabiliyorlar.

Bizim gibi gazetecilerin sürekli olarak yüzlerine vurduğumuz yalanlarına “yarabbi bir şükür” edasıyla karşılayan siyasetçiler ülkeyi yönetiyor. Bu ülkede hiç kimse geçmişte yaptığı hatalardan dolayı af dilemez, yüzü kızarmaz. Erdoğan ve ekibinin en iyi tarif edecek mutfak eşyası, teflondur. Dibi tutmaz, kaydırır.

İktidarın Van’da uygulamak istediği kayyım rejimi halkın ve kamuoyunun tepkisi ile başarısız kaldı. Ardından Hakkari’ye geçmiş bir dava gerekçe gösterilerek kayyım atandı. Öcalan’ın bile Meclis’e konuşmaya davet edildiği bir dönemde uzun yıllardır devlet üniversitelerinde hocalık bir yapan ismi uyduruk gerekçelerle görevden almanın, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na mesaj vermenin dışında bir anlamı yok.

Esenyurt’un ardından kayyım uygulaması Mardin, Batman ve Halfeti’ye uzandı. Erdoğan ve Bahçeli ikilisinin yönetimde olduğu ülkede huzur ve refahın gelmeyeceğini söylemeye gerek var mı? Erdoğan ve Bahçeli ikilisi ülke yönetiminden uzaklaşmadan hayallerinizi kendinizine saklayın.

CHP’DE NE OLUYOR?

CHP’de, Özgür Özel’in geçen sürede gösterdiği genel başkanlık performansı parti tabanını ve muhalif kesimleri memnun etmedi. Normalleşme adı altında başlatılan süreçle yerel seçimler aldığı darbeyle yere yıkılmış Cumhur İttifakı partilerine zaman kazandırdı. Özgür Özel’in performansının kötü olmasını fırsata çevirmek isteyen parti içi muhalif grup hareke geçti. Parti içi muhalefetin tek başlarına Özgür Özel’i devirme güçleri yok. Yanlarına Ekrem İmamoğlu’nu almaları gerekir ancak şu anda öyle bir durum zor. CHP’deki anahtar isim Ekrem İmamoğlu ve onun tek isteği Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde bir kazaya uğramamak. Kılıçdaroğlu ve ekibinin, İmamoğlu’nu Mansur Yavaş üzerinden sıkıştırma taktiğinin ters sonuç verme ihtimali de yüksek.

YAVAŞ’IN POPÜLERLİĞİ GİDEREK AZALACAK

Mansur Yavaş, belki de seçildiği günden beri ilk kez bu kadar açık bir biçimde kamuoyunun karşısına Ebru Gündeş konseriyle geldi. Konserler için verilen ücretlerin yüksekliği Mansur Yavaş’ın eksi hanesine doksana takılmış gol etkisi olarak kaydedildi. Ödenen ücretle ilgili hala tatmin edici bir açıklama yapabilmiş değil. Yavaş’a yönelik eleştirilerin artması durumunda popülerliği ciddi yara alacak ve adaylık sıralamasında önde olma pozisyonunu kaybedecek. Yavaş, uzun süredir boş bir alanda siyaset yapıyordu ve ilk kez kendini siyaset arenasında buldu. İlk sınavında başarısız oldu ve buradan yara almadan çıkması neredeyse imkansız.

Başta Kürt sorunu olmak üzere, ülkedeki en önemli sorunlarla ilgili ne düşündüğünü kimsenin bilmediği, kendi partisinin belediyesine kayyım atandığında bile bir süre “bekleyip görmeyi” tercih eden Mansur Yavaş, tartıya daha sık çıktıkça popülaritesi de azalacak. Sosyal medya trendleri üzerinden siyaset üreterek doldurduğu sürede “yapıp ettiklerini”, bundan sonra muhtemelen daha sık konuşacağız. Onca yılda Ankara’ya tek bir metre (rakamla 1 metre) metro yapamayan Mansur Yavaş’ın “belediyeciliği” de yavaş yavaş sorgulanacak.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com