Erdoğan'ın ayarları ile Karamollaoğlu, İmamoğlu ve Fatih Erbakan birlikte oynadı. Erdoğan, bozulan ruh haleti üzerinden önüne geleni aşağılamaya başladı.
Türkiye’nin gündemi 31 Mart seçimlerine kilitlenmiş durumda. Millet İttifakı resmen dağıldı ama Cumhur İttifakı büyük oranda bütünlüğünü koruyarak yerel seçimlere gidiyor. Buna rağmen Cumhur İttifakı’nın iki büyük ortağının liderlerinin açıklamalarına bakıldığında hiç rahat olmadıklarını görmek mümkün. Kelimelere ve cümlelere vuran bir korku, endişe var. Bu korku ve endişe dışarıya tehdit, aşağılama olarak yansıyor.
8 ay önce yapılan seçimde Anayasa’nın açık hükmüne rağmen yeniden Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın psikolojik durumu niçin kötü? Çok rahat olması gerekirken Erdoğan, önüne gelene ‘şirk cambazı’, ‘siyaset haramisi’ gibi ağır ifadelerle saydırıyor. Erdoğan’ın sıkıntılı psikolojisini bozacak müdahaleyi İmamoğlu mu Fatih Erbakan mı yaptı? Ya da ürküten darbeyi Karamollaoğlu mu indirdi?
Erdoğan, İYİ Parti ve DEM Parti’nin İstanbul’da kendi adayını çıkarmasının ardından seçimi kazanabileceğini düşündü. Yeniden Refah Partisi’ni her durumda ikna ederim düşüncesiyle rahatlamıştı. Yeniden Refah Partisi’nin taleplerini karşılamadı ve Erbakan’ın rahleyi tedrisinden geçmiş birisini küçük gördü. Yaptırdığı kamuoyu anketlerinde seçimin bu şekilde bile kazanılmasının güç olduğunu gören Erdoğan, Yeniden Refah’ın kritik rolünü daha net gördü ve tepkisini direkt yansıttı.
Anadolu’da AKP’den ayrılan bir çok ismin Yeniden Refah Partisi’nden aday olması da Erdoğan’ı sinirlendiren başka bir etken. AKP, büyük ihtimalle Urfa Büyükşehir Belediyesi’ni kaybedecek. Aynı durumda olan Yozgat var. ‘Çocuk’ diye küçümsediği Fatih Erbakan’ın siyasi zekâsına yenildiğini düşünmesi psikolojini bozmakla kalmıyor, bütün dengesini alt üst etmeye yetiyor.
Millet İttifakı’nda yer alan partilerin hepsinin ayrı ayrı aday çıkarmasına rağmen anketlerde İmamoğlu’nun önde çıkması Erdoğan’ın siyaset dilini bozmasını sağlayan en önemli neden. Erdoğan, böl parçala yöntemini partilerin üst kadrolarında başarmasına rağmen halk nezdinde bunun karşılık bulmadığını gördüğü için aşırı asabi. 30 yıl önce kullandığı argümanlarla halkın karşısına çıkıp oy alacağını düşünüyor.
AKP aday gösterse de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun rakibi hiçbir zaman Murat Kurum olmadı. Kurum, ortada dolaşsın diye sahaya sürülmüş isimdi. İmamoğlu’nun asıl rakibi bugün bir hışımla açılış konuşmasında kendisini gösteren Erdoğan. Erdoğan, her zaman olduğu en iyi bildiği siyaset dilini tercih etti. Karşısındakini geçmişin kötü çağrışımlarıyla suçlama. Bu taktiği Orta Anadolu bölgesinin kırsal şehirlerinde sonuç veriyor. Kentli seçmende bunun sonuç vermediğini aslında 2019 seçiminde iki kez görmesine rağmen yine aynı argümanla rakibini yıpratma peşinde. Farkına varmadığı ise bu dillin Ekrem İmamoğlu’ndan korktuğunu 85 milyona göstermekten başka bir işe yaramıyor.
Erdoğan’ın bu şekilde rahatsız olmasını sağalayan şeylerden bir diğeri ise Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’nun Erbakan ile ilgili açıklamaları oldu. Karamollaoğlu’nun, Erdoğan’ın Erbakan’ı gözaltına aldırmak istediği ve eve polis gönderdiği yönündeki açıklaması Erdoğan’ı çileden çıkardı. Erbakan’ın damadının Karamollaoğlu’nun sözlerini doğrulamasıyla Erdoğan, çıkışı ‘özgül ağırlığı’ olan Bülent Arınç’a açıklama yaptırmakla buldu.
Erdoğan’ın psikolojisini Erbakan, İmamoğlu ve Karamollaoğlu ayrı ayrı bozdu. Erdoğan, yerel seçimlerde istediği sonucu alamadığı takdirde önümüzdeki dört yılı koltukta rahat bir şekilde geçiremeyeceğini düşünüyor. Ekonomik krizin derinleşmesi ve seçim kaybı Erdoğan’ı düşündüğünde bile krize sokuyor. Seçim kaybı durumunda Erdoğan’ın normal bir davranış sergilemesini beklemek yanlış olur.
Erdoğan’ın ruh haleti üzerinden ülkenin geleceğini okuyacak olursak bol kavga, hakaret, aşağılamanın yaşanacağı bir dört yıl bekliyor bizi. Bu arada ‘bağımsızlığı’ Saray söz konusu olduğunda geçerli olmayan yargı da boş durmayacak.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
