Anayasa Mahkemesi (AYM) kararları uzun zamandır derece mahkemelerinin bile umurunda değil. Anayasanın neredeyse askıya alındığı dönemlerden de beter olan bu durum tartışılırken; şimdi de İstanbul’da bir asliye hukuk mahkemesi, yetkisini ve sınırlarını aşarak Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararlarını hiçe sayıyor. YSK’nın daha önce seçim yapılabileceğine ilişkin kararını tanımayan asliye hukuk mahkemesi, adını doğruca koyalım dört dörtlük bir yargısal darbeye girişiyor.
CHP İstanbul İl Kongresi’nin olduğu gün,İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden yepyeni bir yargısal krize daha imza atıldı. Mahkeme, kararları kesin olan Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) daha önce izin verdiği CHP İstanbul İl Kongresi’nin yapılmasına ilişkin yürütülen çalışmaların durdurulmasına karar verdi. Karar, kongreye yönelik açılan iptal davası gerekçesiyle alındı.
Mahkemenin kongreyi durduğu yönünde iktidar cenahından sevinçli yorumlar peşeşe geliyor ancak ortada bir karardan daha fazlası var. YSK da tıpkı Anayasa Mahkemesi gibi işlevsiz hale getirilmek isteniyor; siyasi partilerin basit kongre işlemleri dahi, mahkemeler eliyle düzenlenmek isteniyor. Bu açıkça anayasa aykırı bir durum. Yargı, yetkisini de sınırını da aşarak siyaset adına, partileri doğrudan dizayn etmeye girişiyor.
Oysa Yüksek Seçim Kurulu, 5 Eylül tarihli kararında “başlayan kongre sürecini durdurma yetkisi bulunmadığı” gerekçesiyle ilçe seçim kurullarının kararlarını tam kanunsuzluk nedeniyle kaldırmıştı. Bu nedenle mahkemenin yazısına karşın, Sarıyer İlçe Seçim Kurulu, YSK’nın bu kararını uygulamak ve CHP’nin İstanbul İl Kongresi’ni yapmak zorunda. Çünkü partilerin seçim işlerine YSK karar veriyor.
Çok net biçimde vurgulamak lazım: 45 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin bugünkü kararı dört dörtlük bir darbe girişimidir. Bu girişim, halkın siyasi partileri, belediyeleri ve bir bütün olarak devleti ve ülkeyi yönetme hakkının ilgasına yöneliktir.
YSK’nın darbe girişimine karşı alacağı tavır, ülke demokrasisi açsından hayati derecede önem arz ediyor…