CHP’deki iktidar mücadelesi: Özel’e mi İmamoğlu’na mı bakmalı?

Özgür Özel'in iktidara karşı 'yumuşak' söylemi özenle hazırlanmış bir strateji dahilinde değilse, CHP'deki iktidar mücadelesini incelerken Ekrem İmamoğlu'na odaklanmak daha doğru olur. Kemal Kılıçdaroğlu'na yakın ekiplerin İmamoğlu'nun her dediğine iktidardan önce atlamasının anlamı başka ne olabilir ki?

Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmesinin ardından genel başkanlık koltuğundan da olan Kemal Kılıçadaroğlu, parti içinde kendine yakın isimleri harekete geçirdi. Böylece CHP lideri Özgür Özel ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun her açıklamasına iktidar sözcülerinden önce cevap yetiştiren bir muhalif grup oluştu.

Yeni seçilmiş bir genel başkana zaman bile tanımak istemeyen bir muhalif grubun içinde çok sayıda vekil, belediye başkanı ve eski vekil var. Bu isimler, 15 yıla yakın genel başkanlık yapmış ve tek başarısı 2019 yerel seçimleri olan Kılıçdaroğlu’nu yeniden gelen başkan seçtirmek için var güçleriyle çalışıyorlar. Kılıçdaroğlu’nun Özel-İmamoğlu iklisi karşısında başarısız olacağına anlayan ‘siyaset esnafı’ muhalif grup, Mansur Yavaş desteğini yanına alarak sonuca gitmek istiyor. Anketlerde her zaman en üst sıralarda yer alan Yavaş’ın popülaritesi üzerinden kendilerine yeni bir gelecek inşa etmeye çalışıyorlar.

Özel-İmamoğlu’nun karşısına Kılıçdaroğlu-Yavaş ikilisiyle çıkmaya çalışan muhalif grubun derdi ne olabilir? Dertlerinin ülkenin içinde bulunduğu hukuksuzluk, adaletsizlik, fakirlik ve yolsuzluk olmadığı kesin. Bu grubun tek derdi koltuklarını korumak veya yeniden vekil, belediye başkanı olmak ya da partide etkili bir konuma gelmek.

Özel-İmamoğlu ikilisi yerel seçimlerde tarihi başarı yakaladı. AKP’yi adeta denizlerden kırsala sürmüş bir başarı var. Seçim sonrasında oy oranında ciddi bir düşme olmaması da seçmenin CHP’nin yeni yönetimine bir kredi açtığını gösteriyor. Halkın açtığı krediyi görmeyen CHP’deki ‘siyaset esnafının’ başarılı olma şansı sıfıra yakın. Umarım Kılıçdaroğlu, çevresindeki siyaset esnafının gazına gelerek, yerlerde sürünen kredisini sıfırlamaz.

AKŞENER ÖRNEĞİ

Kılıçdaroğlu, İYİ Parti’de Meral Akşener’i uçurumdan atanın yanındaki en yakın isimler olduğunu görecek kadar siyaseti biliyordur. Akşener’in Millet İttifakı’nı dağıtmasını ve yerel seçimlere tek başına girmesini çevresindeki ‘siyaset esnafı’ istese önleyebilirdi.

Bir kısmı lidere karşı çıkmanın maliyetli olduğunu bildikleri için görüşlerini dile getirmedi, bir kısmı bunun fırsat olduğunu düşünerek sessini çıkarmadı. Sesini çıkaran bir kaç isim dışında yetkili olmadığı için Akşener yaptığının doğru olduğunu ve partiyi arkasına aldığını sandı. Akşener, seçime yaklaşırken büyük hata yaptığını fark etti ama iş işten geçmişti. Siyasi hayatını bitirecek adımı atmıştı…

ÖZEL’İN SARAY’A KARŞI YUMUŞAK DİLİ…

CHP’deki siyaset esnafının ‘muhalif’ bir konuma gelmesine Özgür Özel’in Saray’a yönelik kullandığı siyaset dilinin ciddi etkisi var. Erdoğan’ın kendisine yaklaşanı ve dokunanı yok etme gücü olduğunu görmeden siyaset dili inşaa etmek Özgür Özel’in siyasi kariyerine ciddi darbe vuracaktır.

Özgür Özel’in soft muhalif dili ne kadar kendi seçmenini rahatsız ediyorsa İmamoğlu’nun zamanında yaptığı müdahaleler bu soft çizginin başarısızlığını yok ediyor. İsrail Dışişleri Bakanı Katz’ın hamlesine İmamoğlu’nun verdiği cevaptaki incelik basit siyasi tuzaklara düşmeyeceğini gösteriyor. İmamoğlu’nun Kürt siyasetine yakın duruşu, muhafazakarlara ulaşacak davranışları Özgür Özel’in soft ve zaman zaman iktidarını söylemini kabul eden siyaset anlayışını etkisiz hale getiriyor.

CHP’ye yönelik eleştiri getirirken Özel’in ne yaptığından ziyade İmamoğlu’nun ne yaptığına bakmak daha doğru olur diye düşünenlerdenim. İmamoğlu’nun kullandığı siyaset dilinin halkta daha fazla kabul gördüğünü yerel seçimlerde gördük. Özel’in Saray’a yönelik ‘yumuşak’ zaman zaman ‘yandaş’ dilin strateji gereği de olabilir. Özel, Saray’dan gelecek tehlikelere karşı kullandığı ‘soft’ dille bariyer oluşturmaya çalışırken İmamoğlu, ilmek ilmek Cumhurbaşkanlığı yolundaki taşları döşüyor.

Parti içi muhalif grup ise İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı olması durumunda siyasette kendilerinin yerinin olmayacağını çok iyi biliyorlar.

Son bir hamleyle kendilerini kurtarmaya çalışan siyaset esnafının döneminin kapandığını birileri söylesin.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com