Bizans’tan kalma su kemerlerinin altında ‘anayasa’ aramak

Sırtını Bizans'tan kalma su kemerlerine dayayan kolluk gücünün amirinin sözü çok açık değil mi? Bu adamın sözündeki tehdit, iktidara yan gözle bakan herkes için. Vali Gül'ün "Devlet yarına bırakır ama yanına bırakmaz" repliğini "Hukuk yarına bırakır ama yanına bırakmaz"a çevirdiğimiz gün ülke yeni bir anayasa yapabilir.

FOTOĞRAF: YASİN AKGÜL / AFP

Sırtını Doğu Roma İmparatorluğu’ndan kalma tarihi su kemerine dayayan iktidarın kolluk gücü kendinden bekleneni yaptı ve 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamaya çalışanlara biber gazı ve plastik mermi ile müdahale etti.

İktidarın 1 Mayıs kutlamalarıyla ilgili aldığı güvenlik önlemlerine bakarak nasıl bir rejim istediğini anlamak mümkün. Bu önlemleri alan iktidarın sözcüleri son dönemde yeni anayasa türküsü tutturmuş durumda. Yeni anayasa tartışmaları yaşanırken eski anayasayı unutan, görmezden gelen ve çoğu zaman da paspasa çeviren bir zihniyet var karşımızda. Bu iktidardan demokratik bir anayasa beklemek Suudi Arabistan yönetiminin laik sisteme geçmesi kadar zor bir hülya. İktidarın yeni anayasa sözünden anlaşılması gereken, tek adama uydurulmuş eksik kalmış yasal düzenlemeler.

Karşımızda bir tek adam ve rejimi var; yasalar sürekli bu kişiye uyduruluyor. Bugün işlerine geldiği için onay verdikleri yasa yarın aleyhlerine sonuç vermeye başladığı anda yeni anayasa türküsünü yüksek sesle söylemeye başlıyor. 2010 yılında kabul edilen Anayasa değişikliğinden sadece Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru kaldı. Diğerleri, 15 Temmuz’un gölgesinde ortadan kaldırıldı. Bireysel başvuruyu kaldırmak için iktidarın küçük ama derin ortağı ile Saray’ın eski komünist danışmanları el birliğiyle çalışıyorlar.

İKTİDAR NASIL BİR ANAYASA İSTİYOR?

İktidar bugün İstanbul’da verdiği fotoğrafla nasıl yeni bir anayasa istediğini ortaya koydu. AKP’nin yeni anayasasından özgürlük, adalet ve ifade özgürlüğü gibi evrensel ilkellerin çıkmayacağı kesin. Tek adam rejiminde polis ve istihbarat bütün kurumların önüne geçti. Hakim karar verirken polisten, MİT’ten görüş sorar duruma geldi. Hatta eski Diyanet İşleri Başkanı yeterli cesareti buluyor ki, istihbaratın başından brifing aldığını başına bir şey geleceğini düşünmeden söyleyebiliyor. Gözaltına alınan insanların tutuklanmasına hakimlerin değil onları sorgulayan polislerin karar verdiği dönemi yaşadık ve yaşıyoruz.

BÜTÜN MUHALİFLERE GÖZDAĞI

Saraçhane’den Taksim sırtlarına kadar -eskiden buralar hep dutlukken öyle denirmiş- 1 Mayıs kutlamalarında yaşanan güvenlik önlemi polis devletinin boyutlarını halkın gözüne soktu. Surların önüne çevik kuvvetten oluşan bir duvar daha ören iktidar var karşımızda. Boşuna vermiyorlar bu görüntüyü. “Yerel seçimleri kaybettik ama güç hala bizde” demenin başka yolu olsa gerek.

Ülkenin iktidarı sizin elinizde ama şu anda futbol maçını havası inmiş topla oynamaya çalışan 11 kişi durumundasınız. İktidar dört yıl boyunca havası inmiş topla maç yapacağını ve arada hülle yapıp topu değiştireceğini bile düşünüyor. Aradaki hülle ise yeni anayasa. Sahada kaybettiği maçı VAR odasında kazanma derdindeler. Muhalefete, AKP’nin anayasa türküsüne eşlik etmek yerine onu kendi başına bırakmasıdan başka seçenek görünmüyor.

‘Sırtını Roma’dan kalma yapıya dayayan kolluk ne yapar?’ sorusunun cevabını ise aramaya gerek kalmadan İstanbul Valisi Davut Gül verdi. Gül, 1 Mayıs eylemine katılan 210 kişinin gözaltına alındığını belirterek, “Devlet yarına bırakır ama yanına bırakmaz” dedi. Sırtını Bizans dayayan kolluk gücünün amirinin sözü çok açık değil mi? Bu adamın sözündeki tehdit, iktidara yan gözle bakan herkes için.

Vali Gül’ün “Devlet yarına bırakır ama yanına bırakmaz” repliğini “Hukuk yarına bırakır ama yanına bırakmaz”a çevirdiğimiz gün ülke yeni bir anayasa yapabilir.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com