Bir milletin dili olur mu?

Millet bir devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan yurttaşlar kümesidir, başka bir ifade ile bir hukuk kümesidir, kültürel bir küme değildir... Kenan Evren ve şürekası çok muhtemeldir ki “Devletin resmî dili Türkçedir” ifadesini kaldırarak Türkçenin resmî dil artı bir millet dili olabileceğini sözde hukuk üzerinden belirtmiştir.         

Türkiye çok uzun süredir maalesef evet çok maalesef verimsiz, yapay konuları tartışmakla geçiriyor, günlerini, haftalarını, aylarını, senelerini.

Bu yazıyı 19 Eylül (2025) Cuma günü öğleden sonra yazıyorum, bütün Türkiye pür dikkat (???) Türkiye saatiyle 15.30’da yapılacak YSK (Yüksek Seçim Kurulu) toplantısını bekliyor, acaba YSK CHP’nin planladığı olağanüstü kurultayını iptal edecek mi, etmeyecek mi diye oysa Türkiye’nin hukukta, ekonomide, tarımda, dış politikada, sosyal ilişkilerde tek kelime ile dev sorunları var, bu dev sorunları tartışmak, herkesin müktesebatı ölçüsünde öneriler üretmeye çalışması yerine bir balçıkta patinaj yapıp duruyor tüm ülke, tüm millet.

Geçen haftaki velev.news yazımda Anayasamızın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek ilk dört maddesinde mevcut sorunları gündeme taşımaya başlamıştım, bugünkü yazımda da Anayasamızın bence kavramları çarpıtmak için berbat bir Türkçe ile yazılmış 3. Maddesini 1961 Anayasasının ilgili maddesini mukayese ederek tartışmak istiyorum.

1982 Anayasasının 3. Maddesinin üst başlığı şöyle: Devletin bütünlüğü, Resmî dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti.

Maddenin birinci paragrafı şöyle: Türkiye Devleti ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir; kanımca bu paragraf epey sorunlu bir paragraf.

Bu paragrafı izleyen paragraflar bayrak, milli marş ve başkente ilişkin ve bilebildiğim kadarıyla bu konularda zaten bir tartışma yok.

1961 Anayasasında ilgili madde ise aynen şöyle idi: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Resmî dili Türkçedir.

Siz okurlardan istirhamım aynen aktardığım iki maddeyi dikkatlice okumanız, aradaki farkın çok açık olduğu görülecektir.

İlk aklıma takılan konu bu çok önemli maddede 1961Anayasası ile 1982 Anayasası arasında bu farkın neden oluştuğudur (1961-Devletin resmî dili Türkçedir, 1982-Dili Türkçedir).

Elimde koca bir cilt gerekçeli Anayasa kitabı var, 3. Maddedeki bu değişikliğin gerekçesine bakıyorum, 1982’de Madde Danışma Meclisinden aynen 1961 Anayasasında olduğu gibi geçiyor ama nihai karar mercii olan Milli Güvenlik Konseyinde resmi dil ifadesi çıkarılıyor, sadece üst başlıkta kalıyor, gerekçe olarak da “farklı yorumlara neden olmamak” gibi belirsiz hatta anlamsız bir ibare ekleniyor gerekçeye.

Unutmayalım o günler Kürtçe konuşmanın sokakta bile yasaklandığı günler, 3. Maddenin formülasyonunda “Türkiye Devleti ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir”’ dediğinizde yani Devletin resmî dili Türkçedir” formülü kullanmadığınızda Türkçe o bölünmez bütünün yani ülke ve milletin dili olmaktadır; başka bir ifade ile de milletin de bir dili olmaktadır.

Gelelim yazının başlığına yani bir milletin dilinin olup olamayacağı sorusuna.

Millet bir devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan yurttaşlar kümesidir, başka bir ifade ile bir hukuk kümesidir, kültürel bir küme değildir.

Devletin tabii ki bir resmî dili olacaktır, bizde bu dil Türkçedir ama milletin bir dilinin olması düşüncesi çok sıkıntılı bir görüştür, bir milletin dilinin olması ancak vatandaşlığı kan bağı ile tanımlamanın bir neticesi olabilir ki bu anlayış bizim resmî vatandaşlık ideolojisine de aykırıdır.

İşin içinde bir de dilbilgisi sorunu vardır, bir anayasaya bu da hiç yakışmamaktadır.

“Dili Türkçedir”. gibi bir cümle olabilir mi, bu cümlede gizli özne vardır ama bir anayasanın en temel maddelerinde neden bir gizli özne kullanmak ihtiyacı hissetmişlerdir?

Kenan Evren ve şürekası çok muhtemeldir ki “Devletin resmî dili Türkçedir” ifadesini kaldırarak Türkçenin resmî dil artı bir millet dili olabileceğini sözde hukuk üzerinden belirtmiştir.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER