Açık konuşalım: Devlet Bahçeli, Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'in Erdoğan'la görüşeceği saatlerin hemen öncesinde "elinin altında bir dosya" ile Erdoğan ve AKP iktidarına çok sert, hedefi belli, net bir mesaj veriyor. Ayrıca Bahçeli, yüzükteki mesajıyla da Erdoğan'a "Sana da, ittifakına da ihtiyacım yok" diyor. Peki savaşı kim kazanır?
Siyasetçiler bazen semboller üzerinden mesajlar verirler. Öyle güçlü semboller vardır ki saatlerce yapılmış konuşmalardan daha net ve etkilidir.
Devlet Bahçeli’nin, bugün Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP lideri Özgür Özel’le görüşmesine odaklandığı saatlerde yayınladığı fotoğraf işte bu sözünü ettiğim sembollerden biri kanımca. Elinin altında bir dosya ve “Allah bana yeter” yazılı yüzükle verilen mesajın adresini tahmin etmek zor değil.
Sinan Ateş cinayeti dosyası etrafında MHP ve Ülkü Ocakları’nın kapısına kadar dayanan soruşturma, AKP ile MHP arasında bürokraside başlayan kavgayı iyice gün yüzüne çıkardı. MHP’li polis ve yargı mensuplarının soruşturmanın en başından beri karartma için gösterdikleri gayret ve Süleyman Soylu’nun yakın ilişikli olduğu Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında Ali Yerlikaya üzerinden verilen mesajlar ile birleşince ortaya eni konu sağlam bir AKP-MHP çatışmasının fotoğrafı ortaya çıkıyor.
Ayhan Bora Kaplan’ın havalimanında gözaltına alınış şekli ile başlayan karşılıklı mesaj vermeler, en son Erdoğan’ın artık kamuoyu baskısına dayanamayarak Ayşe Ateş’i kabule etmesiyle neticelenince, MHP cephesinde panik havası oluştuğunu tahmin etmek zor değil. Nasıl olmasın, 15 Temmuz 2016’da kurulan yeni rejimin en önemli gücü olan MHP yavaş yavaş bürokrasiden tasfiye edilmeye, bulaştıkları “örgütsel” suçlar bir bir ortaya dökülmeye başladıkça, kazanımları kaybetme korkusu da belirginleşiyor. Erdoğan’la ikili ilişkileri oldukça iyi olan Devlet Bahçeli’nin aksine, MHP’nin daha alt kademelerindeki panik havasını, tehdit dilini ve meydan okumayı, her şeyi yapan ama hukuken “sorumsuz olan” gücü kaybetme korkusuyla açıklayabiliriz.
Açık konuşalım: Devlet Bahçeli, Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in Erdoğan’la görüşeceği saatlerin hemen öncesinde “elinin altında bir dosya” ile Erdoğan ve AKP iktidarına çok sert, hedefi belli, net bir mesaj veriyor. Ayrıca Bahçeli, yüzükteki mesajıyla da Erdoğan’a “Sana da, ittifakına da ihtiyacım yok” diyor.
MHP’nin AKP’nin kuyruğuna takılmadığı yıllarda Ankara’da herkes bilirdi ki MHP’liler AKP’lilerin dosyalarını tutuyor, muhalif medyayı onlar besliyor, kimin ne zaman nasıl “patlayacağını” MHP genel merkezli bir ekip karar veriyordu.
Bildiğim bir örnek vereyim: Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bugün dahi çok tartışmalı bir kurum olmasında payı epey büyük olan Mercedes S500’ün haberini ve fotoğraflarını medyaya servis eden MHP Ankara İl Başkanlığı koordineli bir ekipti. Diyanet, o günden sonra bir daha ne “makam aracı” baskısından ne de “lüks harcama” tazyiklerinden kurtarabildi kendini. Bu sırada MHP’li kadrolar da yavaş yavaş Diyanet’in üst kademelerine yol alırken elbette…
Devlet Bahçeli, elinin altındaki dosyada nele olduğunu çok iyi bilen Erdoğan’a mesajını hiç sakınma gereği duymadan veriyor. CHP ile süren “normalleşme” ve “yumuşama” adımları, Ayşe Ateş’le görüşme, Ülkü Ocakları’nın Sinan Ateş cinayetindeki kanlı rolü, Ayhan Bora Kaplan davası üzerinden MHP’nin “en sevdiği bakan” olan Süleyman Soylu’ya yönelik hamleler, MHP’yi kavgayı daha da sertleştirmeye zorluyor. Belli ki MHP’de günü gelince kullanmak üzere epey şey birikmiş.
Bahçeli’nin dosyasındaki bilgilerin kamuoyuna yansıması uzun sürebilir ama kısa vadede devlet içinde yaşanan çatışmanın çok sert halini, ifşa olacak “başka dosyalar” üzerinden görebiliriz. Bahçeli, dosyasını göstererek, diğer dosyaların da ucunu göstermiş oldu aslında. Bahçeli’nin kişisel dosyasındakiler ne kadar büyük ve sarsıcı ise, aşağıdan ortaya saçılacak dosyalar da bir o kadar etkili olacak. Çünkü alt kademeleri o dosyalarla “büyük savaş”a hazırlayacaklar. Toplumu hazırlayacaklar ve nihayetinde darbeyi vurmaları gerektiğini hissettikleri anda vuracaklar.
Bir siyasi kurnazlık dehası olarak Erdoğan’ın Bahçeli’nin dosyasına hazırlıklı olduğunu düşünüyorum. Muhtemelen Erdoğan’ın kolunun altında da başta Sinan Ateş cinayeti olmak üzere epey kalın bir dosya mevcut. MHP ile kavganın, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, “uçan kuşundan koşan kedisine kadar” canına okunan Gülen cemaati gibi olmayacağını en iyi Erdoğan bilir. Bu öyle kermese katılan kadınları toplayıp onunla övünmeye pek benzeyecek bir kavga değil. Ama yine de Erdoğan, MHP’nin elindeki her şeyi görene kadar bekleyip, tüm elini açık ettikten sonra yapar, ne yapacaksa. Erdoğan, siyasi hasım bellediğinin elindeki her silahı kullanmasını sonuna kadar bekleyen bir lider. Bu kavgadan yine Erdoğan’ın başarılı çıkacağını düşünüyorum.
MHP de çekilecekse bile, çarpışa çarpışa, hatta gerekirse “kan döke döke” çekilecek güç, “gelenek” ve motivasyon fazlasıyla var. Devlet Bahçeli’nin durup dururken mülteci politikasını eleştirip demografinin bozulmasından bahsetmesi de tesadüf olamaz. Sadece bu mülteci konusunun bile, MHP kitlesinin motivasyonu açısından ne kadar belirleyeceği olacağını tahmin etmek zor değil. Oradan yükselecek tepkiyi ve tazyiki, doğru hedefe yönlendirmek de MHP’nin karar alıcılarının maharetine kalmış artık…
Önümüzdeki günler ve haftalar, uzun süredir perde arkasında süren kavganın artık alenileşerek perde önünde yapıldığı bir süreci başlatabilir. Herkes elinin ne kadar güçlü olduğunu “kendi lisanıyla” ortaya koyacak. Savaşı kim kazanır bilmek zor ama Erdoğan’ın MHP’yi hafife almayacağından eminim. MHP ise Erdoğan’ı hafife almakla en büyük hatasını yapacak…
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
