Akşener’in planları ya da tükenişe adım adım…

Akşener, İstanbul ve Ankara'da İmamoğlu ve Yavaş'ın Akşener'e rağmen seçimi kazanması halinde, bir emeklilik planı yapsa iyi olur...

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından İYİ Parti lideri Meral Akşener, Millet İttifakı ile ilişkisini bitirerek ‘hür ve müstakil’ yürümeye karar verdi. Hür ve müstakil yürürken CHP’ye büyükşehirleri kaybettirmek ve muhalefetteki gücünü azaltıp onun yerine geçme üzerine strateji kurdu.

Bu stratejinin temel ayağı Ankara ve İstabul’un kesin olarak CHP’nin kaybetmesiydi. CHP iki belediye kaybedecekti ama Türkiye siyasetinde geleceği olan Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu gibi iki önemli aktörü taca çıkarmış olacaktı. Böylelikle zayıflayan bir CHP’nin muhalefet yapma gücü azalacağı için boşluğu kendisinin dolduracağını düşündü. Aşama aşama planı uygulamaya koydu. CHP’nin iller bazında işbirliği yapma teklifini elinin tersiyle itti.

AKP’nin adayları henüz belli değilken bu planının işe yarayacağını düşündü Akşener ve ekibi. AKP’nin adaylarının düşük profil olmasının yanı sıra İmamoğlu ve Yavaş’ın çok iyi bir kampanya yürütmeleri ise Akşener’in planlarını akamete uğrattı. Gelen anket sonuçlarının etkisiyle Akşener, bugün iftar yemeğinde İmamoğlu ve Yavaş’ı adeta topa tuttu. Akşener’in kurduğu oyun planı elinde patlamıştı. İmamoğlu ve Yavaş’ı siyasetin dışına itmek isterken kendisinin seçimden sonra koltuğunu bile koruyamayacak duruma geldiğini gördü.

‘ÖNEMLİ AMA VAZGEÇİLMEZ OLMAYAN’ ROL…

Akşener’in son yıllarda siyasette önemli iki başarısı var. Bunlarda birisi İYİ Parti’yi kurmak, ikincisi ise 2019 yerel seçimlerinde CHP ile ittifak yaparak 11 büyükşehirin kazanılmasını sağlamak. Akşener, büyükşehirlerin kazanılmasındaki rolünü hiçbir zaman doğru analiz edemedi. İYİ Parti olmadan belediyelerin bir daha kazanılamayacağı düşüncesi üzerine siyaset yürüttü. İYİ Parti bu belediyelerin kazanılmasındaki rolünü büyütürken DEM Parti’nin (eski adıyla HDP) katkısını hep küçümsedi.

Akşener, İYİ Parti’nin buradaki önemli ama vazgeçilmez olmayan rolünü anlamadı. Akşener’in anlamadığı veya görmezden geldiği noktalardan birisi ittifak partileri arasındaki seçmen kaymasının çok fazla olduğuydu. Cumhur İttifakı’nda AKP ile MHP arasında olan geçişkenlik CHP ile İYİ Parti arasında da vardı. CHP’ye yüklenirken ciddi oranda seçmen kaybı olacağını gördü ancak bunu sağ kesimden geleceklerle dolduracağını düşündü.

Akşener’in diğer bir yanılgısı da CHP ve DEM Partisi’ne yüklenerek sağ seçmene hoş görüneceğine inanması oldu. Sağ seçmen AKP tarafından ciddi anlamda kontrol altında tutuluyordu. Bu seçmen kitlesi devletin imkanları ve iktidar medyası ile kontrol ediliyor. Erdoğan izin vermediği sürece bu kitleyle bağlantı kurmak kolay değil. Bu kitleyle iletişim kurmanın yolunun Cumhur İttifakı’na girmek olduğunu anladığında iş işten geçmiş olabilir.

ONLARI SEÇTİRMEK İÇİN MASA DEVİRDİ, ŞİMDİ HAİN DİYOR

Daha birkaç ay önce ülkenin bir numaralı koltuğuna uygun görüp, onlar için masa devirip seçimin kaybedilmesine zemin hazırlayan Akşener, Ramazan ayında katıldığı iftarlarda bu ikiliyi akıl almaz ifadelerle hedef alıyor. Ne hainlikleri kalıyor, ne kölelikleri, ne de zalimlikleri. İnsan düşünmeden edemiyor: Ya Akşener’in istediği gibi Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu ikilisinden biri aday olup Cumhurbaşkanlığı koltuğuna otursaydı, ne olacak? Ülkenin bir numaralı koltuğunda “hain”, “köle”, “zalim” birini mi oturmuş olacaktı Akşener?

Akşener, partiyi kurduktan sonra düğmeyi yanlış iliklemişti ve bir daha bunu düzeltemedi. Kritik dönemlerde siyaseti hep yanlış okudu. ‘Hür ve müstakil’ olmaya çalışırken evinde ‘hür ve müstakil’ bir eski lider olma yolunda hızla ilerliyor. İstanbul ve Ankara’da İmamoğlu ve Yavaş’ın Akşener’e rağmen seçimi kazanması halinde, bir emeklilik planı yapsa iyi olur…

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com