Türkiye’de emeklilik artık yoksulluk ve yoksunluk demek

Türkiye’de, özellikle son 3 yıldır emeklilikte yoksulluk birlikte anılıyor. Emeklilerin önemli bölümü yoksul. En düşük maaşlı 4 milyon emekliyse açlık sınırının bile çok altında yaşıyor. İşte yeni yıl zamları öncesi emeklilerin hali…

Yılbaşına neredeyse 1 ay kaldı. Emekliler alacakları maaş zammını büyük ölçüde biliyor. Türkiye’de memur emeklileri dışında kalan emekli kesimi 6 ayda bir enflasyon farkı alıyor. Resmi enflasyon verisine göre yapılacak zammın yıl ortalaması yüzde 30’u geçmeyecek. TÜİK ile ENAG verileri arasındaki büyük uçurum dikkate alındığında; ya da şöyle diyelim çarşı pazardaki enflasyonla kıyaslandığında, resmi veriye göre verilen zam, emeklilerin 2026 başında biraz daha fakirleşmesi, yaşam standartlarının biraz daha düşmesi anlamına geliyor.

Zira aynı asgari ücret artışında olduğu gibi, ‘zamlı maaş’ daha emeklilerin cebine bile girmeden hem kamudan hem de özel sektörden zamlar yağmur yağıyor. Tablo bu yıl da değişmeyecek. Resmi enflasyonun yüzde 30 – 32 bandında göründüğü yerde hükümet daha geçen hafta Genel Sağlık Sigortası primlerine yüzde 100 zam yaptı.

2027’de seçim görünmediği için emeklilerin seyyanen zam alma ihtimali de yok. Memur emeklileri, toplu sözleşme farkıyla SSK ve Bağkur emeklilerinden biraz daha fazla zam alacak ancak onlar açısından da durum çok iç açıcı değil.

Türkiye’de artık emeklilikle fakirlik kelimeleri yan yana kullanılıyor.

MAAŞ MI HARÇLIK MI?

Resmi verilere göre Türkiye’de 15,8 milyon emekli var. Bunların yaklaşık yüzde 23’nün yani 4 milyona yakın emeklinin maaşı 16 bin 880 TL. Ortalama ev kirasının 25 bin bin lira, asgari ücretin 22 bin 100 lira olduğu bir yerde 4 milyon emeklinin aldığı ücret resmiyette maaş gibi görünse de gerçekte bir harçlıktan ibaret.

Emeklilikte fakirlik arasındaki ince çizginin en somut göstergesini, TÜİK istatistiklerinde bulmak mümkün. TÜİK 2024 verilerine göre, Türkiye’de 65 yaş ve üzeri nüfus 9 milyon 112 bin 298 kişi. Bu, toplam nüfusun yüzde 10,6’sına karşılık geliyor.

TÜİK’in 2023 işgücü istatistikleri, bu yaş grubundaki her 100 kişiden yaklaşık 12’sinin hâlâ çalıştığını gösteriyor. Erkeklerde oran yüzde 20’ye yaklaşırken kadınlarda yüzde 6 seviyesinde. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre ise 2024 yılında 2,1 milyon emekli çalışmaya devam ediyor. Bu kişiler ya emekli aylığı düşük olduğu için ek iş buluyor ya da kayıt dışı çalışarak gelirini artırmaya çalışıyor.

65 YAŞ ÜSTÜ NÜFUSUN DÖRTTE BİRİ VAHİM DURUMDA

Yoksulluk verileri tabloyu daha da ağırlaştırıyor. TÜİK’e göre 65 yaş üstü nüfusun yüzde 23,3’ü “yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında”. Tek başına yaşayan yaşlı sayısı 1 milyon 750 bin 900 ve bu grubun yüzde 74’ünü kadınlar oluşturuyor. Yaşlı kadınların üçte birinin kendi geliri yok.

İşgücü istatistiklerine göre 2023’te çalışan 65 yaş üstü nüfusun yüzde 57,7’si tarımda, yüzde 32,1’i hizmetler sektöründe, yüzde 7,3’ü sanayide, yüzde 2,8’i ise inşaat sektöründe istihdam ediliyordu. Bu dağılım, yaşlı işçilerin fiziksel yükün ve güvencesizliğin en yoğun olduğu sektörlerde çalışmak zorunda kaldığını gösteriyor.

EMEKLİLERİN DURUMU NASIL DÜZELECEK?

Tabi bu soru Türkiye’de ücretli kesimin neredeyse tamamı için geçerli. Konumuz emekliler olduğu için biz onlardan devam edelim.

Maalesef emeklilerin durumunda kısa vadede bir iyileşme ihtimali yok. Çarşı pazar enflasyonunun yüzde 70 – 80’lerin altına inmediği tabloda, emekli maaşları daha da eriyecek Çünkü hükümet maaş zamlarını resmi veriler üzerinden yapmaya devam edecek.

Bu yıl değil ama 2027’de erken seçim gündeme gelirse ve o tarihe kadar Mehmet Şimşek ve ekibi çarşı pazar enflasyonunu biraz düşürebilirse, emekliler enflasyona farkına eklenecek seyyanen zamla az da olsa rahatlayabilir.

Uzun sözün kısası, emekliler kısa vadede çıkış yolu görünmüyor.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER