Televizyonda ‘Eşref Rüya’, sokakta çeteler: Şu bizim ‘silah, mafya, çete’ sevgimiz…

Maskeleri, silahları, motosikletleri ve garip garip isimleriyle sosyal medyada popülerleştikçe etkileri daha da artan; her gün yeni bir eylemde karşımıza çıkan yeni nesil çeteleri konuşuyoruz birkaç yıldır. 2025 yılının dijital dilinde ise en çok "Eşref Rüya"yı konuşmuşuz, İstanbul depreminden sonra. Eh sokaklarında çetenin eksik olmadığı ülkenin televizyonundan da mafyanın estetize edilmiş hali eksik olmuyor haliyle. Biz de 'izlemek' düşüyor. Seviyoruz bu işi...

Casperlar, Bayğaralar, Daltonlar, Çirkinler, Redkitler, Kimsesizler, Anucurlar… Herhalde 2025 yılında biz en çok yaşı küçük çocukların a kullanıldığı bu suç örgütlerini ve onların dehşet saçan eylemlerini konuştuk. Bir yandan dehşete düşüp yeni neslin pervasızlığına ve yasaların caydırıcı olmamasına şaşırırken; diğer yandan ise her türlü şiddetin göklere çıkarıldığı, silahların eksik olmadığı, mafyatik karakterlerin popüler ve saygın birer “örnek” olarak toplumun önüne atıldığı dizi ve filmleri ise en yüksek dereceden taltif edip, izliyoruz, konuşuyoruz, dahası Google’ın uluslararası istatistiklerine sokacak kadar “araştırıyoruz.” Bir yandan durumdan sızlanırken, bir yandan da aynı şeye hayran olmamızın Almanca’da bir adı var mı acaba?

Arama motoru Google’ın 2025 yılı istatistiklerine göre Türkiye’de bu yıl en çok “Gemini”, ikinci sırasında “İstanbul depremi” ve üçüncü sırada ise “Eşref Rüya” araması yapılmış. “Gemini”ye Google’ın ürünü olduğu için şaşırmadım -ilk sırada çıkmasa şaşırırdık zaten-, “İstanbul depremi” de hadi neyse, ama “Eşref Rüya” bana enteresan geldi.

Neredeyse her gün yeni nesil bir mafyatik çetenin zuhur ettiği ülkemizde suç figürlerinin popülerleşmesi de şaşırtıcı olmasa gerek. Yaşı 14-15 olan çocukların ellerinde silahlar, altlarında motosikletlerle ülkeyi savaş alanına çevirdiği bir ortamda her türlü silahlı şiddetin, güç gösterisinin, mafyatik karakterin doldurulduğu bir dizinin aramalarımızda en üstte çıkması da “haliyle normal.”

EŞREF RÜYA NEDEN ÇOK İZLENİYOR?

Son yıllarda Türkiye’nin gündeminde giderek daha fazla yer kaplayan “yeni nesil çeteler”, görünürleşen silahlı gruplar, sosyal medya gösterilerinin parçası haline gelen güç gösterileri ve mahallelerde yeniden şekillenen suç ağları, yalnızca sokaklarda değil, televizyon ekranlarında da kendine yer açıyor. Eşref Rüya işte tam bu atmosferde seyirci karşısına çıktı ve daha ilk haftalardan itibaren geniş bir izleyici kitlesi yakaladı.

Dizinin gördüğü ilgi, yalnızca güçlü oyuncu performansları ya da dramatik bir aşk hikâyesiyle açıklanamaz. Türkiye’de şiddetin giderek görünür hale geldiği, suç figürlerinin popülerleştiği ve özellikle genç erkekler arasında “güç performansı”nın sosyal medyada dolaşıma girdiği bir dönemde, ekranlarda bu temaların işlendiği yapımlar doğal olarak daha büyük ilgi görüyor. Eşref Rüya, bu bağlamda “kurgu ile gerçeklik arasındaki çizginin” neredeyse tamamen inceldiği bir yere yerleşiyor.

SUÇ NEREDE KİŞİSEL OLMAKTAN ÇIKAR?

Eşref’in hikâyesi —çocuk yaşta kriminal yapılarla temas, aile kaybı, ekonomik ve sosyal kırılganlık, mahallede suçun bir hayatta kalma biçimi olarak varlığı— bugün Türkiye’de suç örgütlerinin beslendiği toplumsal zeminin dramatize edilmiş bir yansıması. Ekranda anlatılan bireysel bir suç hikâyesi değil, daha çok Türkiye’deki kırılgan gençlik profillerinin iç içe geçtiği bir yapısal sorunlar bütünü.

Bugün Türkiye’de suç örgütleri yalnızca karanlık arka sokaklarda faaliyet gösteren yapılar değil. Sosyal medyada kendini sergileyen, gençlerin estetik bir “güç modeli” olarak izlediği figürlere dönüşmüş durumda. Silahlı pozlar, konvoy videoları, bir anda ulaşılan büyük zenginlikler, lüks araçlar, oteller, havuzlu partiler, yurt dışında en lüks seyahatler… Şiddeti estetize eden içerikler toplumun güvenlik ve güç algısını hızla dönüştürüyor. Bu nedenle dizide kullanılan dil, atmosfer ve estetik, seyirciye yabancı değil. Hatta tanıdık geliyor. Bu tanıdık atmosfer de dizinin bu kadar izlenmesinin ve merak edilmesinin ana nedeni.

ŞU BİZİM ‘MAFYA, SİLAH, ÇETE’ SEVGİMİZ…

Türkiye’de ortalama seyircinin mafya, çete ve silah temalarına duyduğu ilgi, yalnızca meraktan değil. Toplumsal gerçeklikten beslenen bir kültürel yakınlık taşıyor. Son 20 yılda hem ekonomik kırılganlık hem de güvenlik algısındaki dalgalanmalar, silahı ve güç sembollerini “korunma”, “ayakta kalma” ve “itibar” kavramlarıyla yan yana getirdi. Bu nedenle mafyatik dil, birçok vatandaş için yalnızca suç dünyasına ait bir jargon değil, gündelik hayatın stresine, adaletsizlik duygusuna ve yalnızlık hissine verilen bir karşılık. Çoğu zaman “hak alma”, “kendini savunma”, “güçlü görünme” ihtiyacının bir uzantısı olarak içselleştiriliyor.

Popüler kültürdeki mafya figürleri de bu duyguları idealize eden, hatta romantize eden bir sahne sunuyor: Koruyan adam, sadakat duygusu, aile benzeri örgütlenme, karanlık ama güçlü bir persona. Silah, bu sahnenin merkezindeki “güç” metaforu. Eşref Rüya’nın izleyici bulmasında da bu kültürel zemin etkili. Dizideki şiddet, seyirci için tanıdık. Haberlerde, sosyal medyada, sokakta sıkça karşılaştığı bir gerçekliğin dramatize edilmiş şekli. Bu tanıdıklık, hikâyeyi “kurgu” olmaktan çıkarıp “yakın bir deneyim” haline getiriyor.

Peki ‘Eşref Rüya’ neden bu kadar çok sevildi ve izlendi?

Nedenleri sıralayalım:

-Dizinin atmosferi, seyircinin gündelik hayatta maruz kaldığı gerçeklikle örtüşüyor.

-Şiddet ve suçla örülü bir dünyanın ortasında sunulan aşk, izleyici için hem duygusal bir durak hem de şiddetin ağırlığını dengeleyen bir nefes alanı yaratıyor.

-İzleyicinin bu dünyayı yabancılamaması. Gerçek hayatta karşılaştığı şiddet atmosferi, ekranda estetik bir biçimde sunulunca dikkat, merak ve duygusal yatırım artıyor.

Eşref Rüya, Türkiye’de son yıllarda yükselen mafya söylemi, yeni nesil çete örgütlenmeleri ve gündelik hayata sızan şiddet kültürüyle birebir temas ediyor. Dizinin başarısı, Türkiye’nin bugünkü toplumsal atmosferine yakın “tanıdık” bir atmosferi ekrana taşıyabilmesinde yatıyor. Seyirci, diziyi izlerken hem bir karakteri hem de kendi ülkesinin karanlık gerçekliğini izliyor.

Mafya, silah, çete deyince akan sular duruyor; zihinsel tüm melekelerimiz hazırola geçiyor.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER