Viviane Sassen, moda ve sanatı ayıran sınırları kaldırıyor

Viviane Sassen işlerinde, özellikle moda ve sanatı birbirinden ayıran sınırları ortadan kaldırıyor. Onun fotoğraflarında moda, yalnızca giyimin değil, kimliğin ve bedenin nasıl temsil edildiğinin bir araştırma alanına dönüşüyor.

Fotoğraf: Viviane Sassen

Stockholm’da uluslararası sergi merkezi Fotografiska 15. yılını kutlarken kapılarını Hollandalı fotoğrafçı Viviane Sassen’e açıyor. Özellikle de geliştirdiği disiplinlerarası görsel dille dikkatleri üzerine çeken sanatçı işerinde, belgesel fotoğrafçılık, moda fotoğrafçılığı ve çağdaş sanatı aynı çatı altında birleştiriyor.

1972 yılında Amsterdam’da dünyaya gelen Viviane Sassen, çocukluk zamanlarını Kenya’da geçirdi. Fotoğraflarındaki mekânın ışıkla, gölgeyle, renkle ve bedenle ilişkisini sorgulayan kompozisyonları da, bu coğrafyadaki deneyimlerinin bir sonucu.

Sassen, Arnhem ve Utrecht’teki sanat okullarında moda tasarımı ve fotoğraf eğitimi aldı. Moda dünyasında pek çok uluslararası marka ve dergiyle çalıştı; ancak ticari işlerinin yanı sıra, kişisel sanatsal projeleriyle daha fazla öne çıktı. İşlerinde modelleri ve bedenleri geleneksel bağlamlarından çıkararak biçimsel öğelere dönüştürdü; onları bükerek, eğerek adeta birer heykel gibi yeniden kurguladı.

Fotoğraf: Viviane Sassen

Sassen’in Fotografiska’da 23 Kasım’a kadar sürecek olan sergisi “Phosphor: Art & Fashion, sanatçının yaklaşık otuz yıllık yaratım sürecini kapsıyor ve iki yüze yakın eseri — fotoğraflar, video yerleştirmeler ve karma medya çalışmaları — bir araya getiriyor.

Bu retrospektif sergi tekrar eden temalar üzerine kurulu. Ana çerçeve, moda ile sanatın ilişkisi, beden ve biçim, kimlik ve temsil üzerine kurulu. Sassen, moda fotoğrafçılığına ilişkin akademik ve profesyonel geçmişini sanatsal pratiğinde bir araya getiriyor. Bu şekilde ticari alan ile sanatın özgür çağrışımları arasında bir etkileyici diyalog kuruyor. Giysiler ve modeller, sanatçının fotoğraflarında geometrik şekillere ve dokulara dönüşüyor; bedenler renk, ışık ve gölge olarak yeniden yorumlanıyor.

Sassen işlerinde, özellikle moda ve sanatı birbirinden ayıran sınırları ortadan kaldırıyor. Onun fotoğraflarında moda, yalnızca giyimin değil, kimliğin ve bedenin nasıl temsil edildiğinin bir araştırma alanına dönüşüyor. Modayı adeta sosyolojik bir fenomen olarak işliyor ve yeniden yorumluyor. Fotoğraflar seyirciyi yalnızca bir görüntüye değil, bir soruya da davet ediyor: Bir beden nedir? Nasıl görürüz? Moda estetiği algımızı nasıl biçimlendirir?

Bu sorulara verilen yanıtlar görsel — bazen bir renk geçişinde, bazen bir gölgenin içindeki belirsizlikte, bazen de bir modelin hareketinin donduğu o tek anda yer alıyor.

Fotoğraf: Viviane Sassen

Sassen’in fotoğrafları kimi zaman tanıdık ve gündelik görünüyor; ancak yakından bakıldığında bu görüntüler parçalanmış, yeniden inşa edilmiş, düşsel manzaralara dönüşüyor. Fotoğrafçının kullandığı kolaj, renk filtresi, kadrajlama ve analog teknikler, izleyiciye hem geçmişle hem de bugünün estetiğiyle temas kurma imkânı sunuyor.

Viviane Sassen’in çalışmalarında ışık ve gölge arasındaki ilişki, sadece görsel bir araç değil, varoluşsal bir sembol haline geliyor. Işık yaşamı, gölge ise bilinmeyeni temsil ediyor. Sanatçı, her fotoğrafında bu iki karşıt gücü bir araya getirerek işlerinde hem biçimsel bir denge kuruyor hem de ruhsal bir derinlik yaratıyor.

Fotoğraf: Viviane Sassen

Beden, sanatçının fotoğraflarında bir kimlik ifadesi değil, bir yüzey haline geliyor — bir tuval, bir biçim, bir arayüz. Modeller, birey olmanın ötesine geçiyor; insan, doğa ve madde arasındaki sınırlar ortadan kalkıyor. Böylece Sassen’in çalışmaları yalnızca fotoğraf değil, bir tür görsel şiir halini alıyor.

Fotografiska’da izleyicilerle buluşan Sassen’in retrospektif sergisi, günümüz sanatını, toplumunu ve bir iletişim biçimi olarak modayı incelemek adına kaçırılmaması gereken bir fırsat.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER