Amerikalı kadın fotoğrafçı Nan Goldin, cesur ve radikal fotoğraflarıyla günümüzde dahi adını duyurmaya devam ediyor.
Fotoğraf: Nan Goldin
Günümüz fotoğrafından bahsediyorsak, Nan Goldin’in çağdaş fotoğrafçılar üzerindeki etkisinden de mutlaka bahsetmek gerekir. Amerikalı kadın fotoğrafçı Nan Goldin, cesur ve radikal fotoğraflarıyla günümüzde dahi adını duyurmaya devam ediyor.
Aslında bir film yönetmeni olmak isteyen Goldin, fotoğraflarında da her zaman bir hikâye anlatıcısı görevi alır. Yıllar boyunca Berlin’de, Londra’da ve Manhattan’da takip ettiği karakterleri, aynı zamanda onun arkadaşlarıdır da ve fotoğraflarında da onların hikayesini anlatır. Özellikle dışarıdakilerin, alt kültürün, eş cinsellerin, uyuşturucu bağımlılarının ortamlarını ve ilişkilerini fotoğraflar ve bunu yaparken de herhangi bir sansürlemeye girmez.
1973 yılındaki solo sergisinde şehirdeki eşcinsel toplulukların hayatlarını gösterir. Onlarla birlikte yaşar ve hayatlarının birer parçası olur. Goldin, fotoğraflarında hiçbir zaman eleştirel bir yaklaşım taşımaz. Aksine farklı hayat tarzlarına olan kabulleniş ve saygıdır fotoğraflarının temellerini oluşturan.
Fotoğraf: Nan Goldin
Goldin’e ün kazandıran çalışma, 1980 yılında dia fotoğraflarından oluşan ve sonrasında da The Ballad of Sexuel Dependency işine doğru evrilen serisidir. Burada yıl boyunca gezindiği çeşitli gece kulüplerindeki kendi ve arkadaşlarının hayatını gösterir. Onları evlerinde de takip eder. Ve ilişkilerini, uyuşturucuyla olan hikâyelerini fotoğraflarında gösterir. Her şeyi olduğu gibi, tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermeyi seçen Goldin, aynı zamanda kendi görsel günlüğünü de oluşturmaktadır. The Ballad of Sexuel Dependency, dünya genelinde çok büyük ilgi görür ve dünyanın en ünlü sergi salonlarında kendisine yer edinir.
Kendisinin de uyuşturucuyla uzun bir hikâyesi Goldin’in The Ballad of Sexeul Dependency’nin ardından bağımlılığı ciddi düzeye ulaşır ve bir süre tedavi merkezinde yatmak zorunda kalır. Sonrasında bu durum, Goldin’in kendi kendisini araştırdığı ve görüntülediği bir otobiyografik çalışma olan All by Myself’e evrilir.
Nan Goldin, gündelik hayatın karanlıkta kalan tarafını ya da insanların görmezden geldiği, görmek istemediği kişilerini gösterir. Memory Lost (2019-2020) bir aile travması ve intihar hikâyesidir. Sanaçtı her zaman sosyal konulara olan ilgisini korur. Cinsiyet, uyuşturucu bağımlılığı, psikolojik hastalıklar gibi konulara yönelir.
Dünyanın pek çok prestijli fotoğraf ödülünün sahibi olan Nan Goldin, 2007’de Hasselblad Ödülü’nün de sahibi olmuştur.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
