Yolcular tramvaydan yeni inmişler ve bu canlı yeni sabahta işlerine gitmek üzere yola çıkmışlar, İstanbul, Türkiye, Şubat 2024. (Fotoğraf: Jerome De Perlinghi)
Dokuz yıl önce, çok sevdiğim İstanbul’dan ayrıldığımda, bu şehri yeterince fotoğraflayamamış olmanın burukluğunu hep içimde taşıdım. Yıllar içinde, içinde İstanbul’un yer aldığı her fotoğraf projesine özel bir ilgi duydum. Ancak onlarca sanat çalışması arasında beni en çok heyecanlandıran, değerli arkadaşım Jerome De Perlinghi’nin projesi oldu.
Jerome’un İstanbul’a olan tutkusu ve bu proje için gösterdiği sarsılmaz kararlılık, başından beri beni büyüledi. On dört yıl boyunca sayısız kez ziyaret ettiği bu şehirde, her seferinde farklı bir İstanbul’u aradı, keşfetti ve kaydetti. Sanırım Jerome, İstanbul sokaklarında yürüyerek dünyanın etrafını birkaç kez dolaşmış olabilir! Bana attığı mesajlarda keşfettiği yeni köşeleri, tanıştığı insanları ve kaydettiği anları anlatırken, bu sıra dışı çalışma için fiziken de ne kadar büyük bir emek harcadığına yakından şahit oldum. Düşünün İstanbul’da kaldığı günlerde günlük ortalama 60 bin adım atan çılgın bir fotoğrafçının yılda ne kadar ayakkabı eskittiğini.
Mısır Çarşısı’nın yanında bulunan kurukahveci, İstanbul’un bir simgesidir. Müşteriler, bu kahveyi satın almak için uzun süre kuyrukta beklerler. Türkiye, 2023. (Fotoğraf: Jerome De Perlinghi)
Jerome’un bu büyülü şehre olan tutkusunu her zaman hayranlıkla izledim. Ancak bu tutkunun ardındaki gerçeği öğrendiğimde gerçekten şaşırdım. Değerli dostum, aslında ailesinin geçmişinin izlerini fotoğraflıyordu. Bolşevik İhtilali’nden kaçan Rus-Yunan kökenli büyük dedesi, ailesiyle birlikte St. Petersburg’dan İstanbul’a gelmiş ve 1917-1918 yılları arasında bu muhteşem şehirde yaşadıktan sonra Belçika’ya yerleşmişti.
İstanbul 2018, Türkiye laik bir ülke olmasına rağmen, siyasi gerilimler artıyor. (Fotoğraf: Jerome De Perlinghi)
20 ila 30 yaşları arasındaki büyük bir kesim, meydan okurcasına çok cesur giyiniyor, İstanbul, Türkiye, Haziran 2023 (Fotoğraf: Jerome De Perlinghi)
Jerome’un hikayesini daha da ilginç kılan ise büyük dedesinin burada, kimya eğitimi alan Çinli büyükannesiyle tanışmasıydı. Onun 30 yıl boyunca Şanghay’ı fotoğraflaması, ardından 10 yılı aşkın bir süre yaşadığı Chicago’yu muhteşem bir esere dönüştürmesi ve şimdi bu üçlemenin son halkası olan İstanbul kitabını ortaya çıkarması, olağanüstü bir fotoğrafçının tutkuyla nasıl bir hikaye anlatmak istediğinin en güzel örneği.
Şanghay ve Chicago kitaplarının ardından, üçlemenin son halkası olan İstanbul kitabı, doğu ile batı arasında sıkışmış bu büyüleyici şehri, Jerome’un kendine has üslubuyla anlatan bir eser. Onun bakış açısından İstanbul’u görmek, kentin ruhuna dair yeni bir keşfe çıkmak gibi.
Eski Şehir’de bir kadın ek gelir elde etmek için tavuk pişiriyor, İstanbul, Kasım 2016 (Fotoğraf: Jerome De Perlinghi)
İstanbul 2018, bu arkadaşlar her pazar günü İstanbul’un yukarısındaki bu tepede toplanarak tüm şehri seyrediyorlar. (Fotoğraf: Jerome De Perlinghi)
Jerome’un fotoğrafları, şehri ve insanlarını en doğal haliyle yansıtarak adeta tarihe kazınıyor. Kalabalık caddelerdeki bir anlık bakış, köhne bir dükkândaki sohbet, sokakta oynayan çocukların neşesi… Hepsi onun objektifinde zamansız birer hikâyeye dönüşüyor. İstanbulluların spontane anlarını yakalayan ve güçlü kompozisyonlarıyla dikkat çeken bu eser, şehri sevenlere bambaşka bir İstanbul hikayesi sunuyor.
İstanbul’da yağmurlu günler bile sis ve yansımalarla çok fotojeniktir. Bir grup arkadaş, bir balıkçıyı izliyor, Türkiye, 2016. (Fotoğraf: Jerome De Perlinghi)
İstanbul’un değişen ama bir yandan da hiç değişmeyen yüzünü belki de en saf haliyle belgeleyen bu kitabın yolu açık olsun!
North Carolina,2025