J.H Engström, fotoğraflarını entelektüel bir zemine oturmaktan ya da onların etrafında kuramsal yapılar kurmaktan çekiniyor. Bunun da nedenini kendisi ‘özgür kalmak istiyorum’ diye açıklıyor. Pek çok fotoğrafçının aksine Engström, nadiren fotoğraflamak için seyahat ediyor. Genelde nerede bulunuyorsa fotoğraflarını da orada çekiyor.
İsveç’in güney batısında kendisine has bir coğrafyası olan Värmland, pek çok sanatçı ve yazar yetiştirmiştir. Bunlar arasında en bilinen iki isim olarak Anders Petersen ve J.H Engström’den bahsedebiliriz. Anders, Stockholm doğumlu olmakla birlikte gençlik yıllarının önemli zamanını Värmland’daki Karlstad’da geçirmiştir. J.H ise, Värmland’da doğmuştur. Ve sonrasında kariyerine Stockholm’de ve Fransa’da devam etmiştir. Bir dönem de Anders’in asistanlığını yapmıştır. Fotoğraf kariyerinde Petersen’den çok etkilenmiştir ve onu her zaman kendisine bir öğretmen olarak görmüştür.
Bugün İskandinav fotoğrafının en popüler isimlerinden söz edecek olsak J.H Engström, tartışmasız bir şekilde bu listenin en başlarında yer alır. Kendisi hem bir fotoğrafçı hem de bir yönetmen ve video sanatçısı, ancak en çok fotoğraflarıyla tanınıyor. Anders Petersen’in çalışma temposunu konu aldığı belgeseli, İsveç televizyonunda yayınlanmıştı ve çok beğeni toplamıştı. Burada kamerasıyla Anders’i laboratuvarında, evinde ve sokaklarda fotoğraf çekerken takip etmişti.
Genelde renkli fotoğraflar çeken Engström’ün hafif bulanık fotoğrafları kendi kişisel yaşamını ve bu yaşamın etrafında şekillenenleri anlatır. Engström’e göre fotoğraf her zaman devam eden bir süreç. Aynı şekilde albümler de. Her ne kadar fotoğraflar seçilmiş, bir dizi içerisinde sıralanmış ve en nihayetinde de izleyiciyle buluşmuş da olsa, kendi hikâyelerini onları gören her gözle birlikte yeniden yaratmaya devam ediyor. Fotoğraflarında nadiren yazı kullanıyor. Ona göre yazı ve fotoğraf genel anlamda birlikte iyi işlemiyor ama bir uyum sağlamayı başarırlarsa da o zaman gerçekten etkileyici bir şey ortaya çıkıyor.
En bilinen işlerinden biri, Trying to Dance (Journal, 2004), gene otobiyografik bir çalışma. Sanatçı albümü, kendi görsel günlüğü olarak tanımlıyor. Büyük format olarak yayınlanan kitapta siyah beyaz ve renkli fotoğraflar bir arada yer alıyor. Bazı fotoğraflar iki sayfaya birden yayılırken, kimi fotoğraflar hikâyenin içerisinde bir soluklanma yaratırcasına izleyicinin karşısına çıkıyor. Bu soluklanmayı J.H, kullandığı detay fotoğraflarıyla yaratmayı başarıyor. Bu detaylar kimi zaman masada duran bir bıçak, bir kumaş parçası, ışık süzmesi ya da ateş olarak karışımıza çıkabiliyor.
J.H, fotoğraflarını entelektüel bir zemine oturmaktan ya da onların etrafında kuramsal yapılar kurmaktan çekiniyor. Bunun da nedenini kendisi ‘özgür kalmak istiyorum’ diye açıklıyor. Pek çok fotoğrafçının aksine Engström, nadiren fotoğraflamak için seyahat ediyor. Genelde nerede bulunuyorsa fotoğraflarını da orada çekiyor. Buna bir istisna olarak Anders Petersen ile hayat verdikleri ve en iyi fotoğraf albümü aldıkları From Back Home (Max Ström, 2009) gösterilebilir. Bu çalışma, Värmland müzesi yöneticisinin önerisiyle gerçekleşmişti ve her iki fotoğrafçıdan da hayatlarının önemli bir bölümünü geçirdikleri bu coğrafyayı fotoğraflamalarını istemişti. Sonuç, her iki fotoğrafçının benzersiz tarzlarının bir araya geldiği From Back Home olarak hayat bulmuştu.
Fotoğraf eğitimini Göteborg’de fotoğraf okulunda tamamlayan J.H Engstörm, dünyanın pek çok yerinden olduğu gibi Türkiyeli genç ve olgun fotoğrafçıları etkilemeye devam ediyor.