Fotoğraf: Inta Ruka
Letonyalı fotoğrafçı Inta Ruka’nın geniş çaplı solo sergisi, içinde bulunduğumuz bu ay içerisinde Borås sanat müzesinde izleyicilerle buluşuyor. Borås’taki sergi, Avrupa’nın en önde gelen belgesel fotoğrafçılarından biri olarak kabul edilen Ruka’nın kariyerine derinlemesine bir bakış sunuyor.
Ziyaretçilerin deneyimini derinleştirmek amacıyla, Borås sanat müzesi sergi süresince Ruka’nın eserlerine dair birçok etkinlik düzenliyor. Bu etkinlikler arasında seminerler, atölye çalışmaları ve belgesel gösterimleri de var. En önemli etkinliklerden biri, Maud Nycander’in Inta Ruka’yı konu alan belgeseli.
Fotoğraf kariyeri boyunca Letonya kırsalında ve şehirlerinde yaşayan insanları belgelemeye odaklanan sanatçı, portreleriyle sanat çevrelerinin büyük beğenisini toplamıştır. Bunların böylesine çok beğenilmesinin altında yatan başlıca neden, fotoğrafçının objektifinin karşısına geçen insanlara duyduğu büyük saygıdır. Öznesiyle kurduğu naçizane iletişim, onun alametini farikasını oluşturmaktadır ve benzersizliğini vurgulamaktadır.
Inta Ruka, en iyi bilinen serilerinden biri olan “My Country People” a, 1983 yılında başlamıştır ve çalışması neredeyse 20 yıllık bir sürece yayılmıştır. Bu seride, fotoğrafçı doğduğu bölge olan Balvi’deki hayatı belgeleyerek, Rusya sınırına yakın bir alanda yaşayan insanların yaşamını anlatmıştır. Roliflex kamera ve doğal ışık kullanarak, kişiliklere ve yaşam öykülerine odaklanmıştır. Seri, 1999 yılında Letonya’nın 48. Venedik Bienali’ne katkısı olarak sunulmuştur ve Ruka’nın uluslararası başarıyı yakalamasına olanak tanımıştır.
Fotoğraf: Inta Ruka
Bir diğer önemli proje ise “Amalias Street 5a”dır. Ruka, 2004 yılından itibaren Riga’nın kenar mahallelerinden birinde, bir apartmanda yaşayan kiracıları belgelemeye başlamıştır. Her fotoğraf, röportajlarla elde edilen kısa yorumlarla birlikte sunulmuş, burada insanlar yaşamlarını, hayallerini ve karşılaştıkları zorlukları paylaşmıştır. Bu hikâyelerle, Ruka; mutluluk, üzüntü, aşk ve nefret gibi evrensel temaları keşfetmiştir.
Inta Ruka’nın fotoğraflarında 2015 yılında hayatını kaybeden İsveçli fotoğrafçı Lars Turnbjörk’ün büyük bir etkisi vardır. Ruka, Turnbjörk’ü her zaman kendisi için bir montör olarak görmüştür ve onunla ilişkisini kendisi için bir ilham kaynağı haline getirmiştir. Turnbjörk ile olan arkadaşlığı, Ruka’nın kendisini keşfetmesine yardım etmiş ve fotoğraflarına daha derinlemesine anlam katmıştır.
Fotoğraf: Inta Ruka
Ruka, Tunbjörk’ün bazen minimalist ve bazen de sıradan hayatın içinden şaşırtıcı anlar yakalayan fotoğraflarını her zaman bir ilham kaynağı olarak görmüştür. İkisi de, insanları samimi ve doğrudan bir şekilde fotoğraflayarak, fotoğrafçılığın insanları anlamak ve anlatmak için güçlü bir araç olduğunu savunmuşlardır.
Tunbjörk’ün vefatı, hem kişisel hem de profesyonel anlamda Ruka için büyük bir kayıp olmuştur ve sanatçının kariyerinde bir dönüm noktası haline gelmiştir.