Dünyanın pek çok yerinde, en ünlü sergi alanlarında işleri sergilenen Erik Johansson, çağdaş sanatın ve fotoğrafı en ilham verici kişilerinden biri olarak gösteriyor.
Çağdaş fotoğrafın dikkat çeken genç isimlerinden biri Erik Johansson, İskandinav fotoğrafına yeni bir soluk getiriyor. Aslen İsveçli olan fotoğrafçı, Budapeşte’de yaşıyor ve sanatını da buradan sürdürüyor. Johannson’un büyük prodüksiyonlu fotoğrafları, ilham kaynağını temel olarak 20. yüzyılın sürrealist hareketinden alıyor. Kendisine örnek aldığı sanatçılar olarak Salvador Dali’nin, M. C. Escher’in, Rene Magritte’nin, Rob Gonsalves’in ve Jacek Yerka’nın isimlerini veriyor.
Asıl olarak bilgisayar mühendisi eğitimi alan Johansson, fotoğrafla denemelerle yapmaya başladığında onları İnternet’te paylaşıyor. Ve işleri reklam ajanslarının dikkatini çekiyor. Bu şekilde Johansson’un profesyonel olarak fotoğraf kariyeri de başlamış oluyor.
Erik, sanatın öncelikle bilinçaltından ortaya çıkması gerektiğini savunuyor. Doğup büyüdüğü coğrafyayı ise fotoğraflarının merkezine taşıyor. Fotoğraflarını kurarken içerisinde bulunduğu mekândan, o mekanın seslerine karşılaştığı kişilerden bu kişilerin kendisinde bıraktığı izlere kadar her şeyin sanatsal işleyişine etki etmesine izin veriyor. Dinlediği müzik, çektiği fotoğrafı etkiliyor. Duyduğu koku kurduğu kompozisyona karışıyor.
Johansson, gerçek ile gerçek dışını fotoğraf karelerinde bir araya getirerek rüyayı anımsatan sahneler bize aktarıyor. Fotoğraflarının arka planında devasa bir iş gücü yatıyor. Johansson’ın yaratıcı süreci, hayalindeki sahnelerin kaba çizimlerini çizerek başlıyor. Daha sonrasında bu çizimlerin üzerinde aylarca süren bir çalışma gerçekleşiyor. Bu şekilde ayrıntılarının son aşamasına kadar kafasındaki sahneyi kâğıt üzerinde hazır ediyor. Hikayelerini kuruyor, öznelerine ve nesnelerine karar veriyor. Fotoğrafçı, kendisi için en zorlu olanın fotoğrafını oluşturmak için ihtiyaç duyduğu öğeleri yerleştireceği yeri bulmak olduğunu söylüyor
Önceden tasarladığı kareleri üç boyutlu olarak gerçek mekanın içerisinde kuruyor. Mekanın şeklini bozup sonrasında onu yeniden yaratıyor. Çektiği kareleri nihai aşamada photoshop’ta işliyor. Sanatçının en ünlü projelerinden biri olan ‘Places Beyond,’ da farklı coğrafyaları olağanüstü sahnelerin içerisine yerleştiriyor. Bir yandan da yeryüzünün insan karşısında yaşadığı zorlukları fotoğraflarına taşıyor. Denizin ortasında yükselen bir adacığın üzerine kurulu şehrin altını iş makinelerin kazıyor. Nehirler, yere düşmüş birer ayna gibi parçalara ayrılıyor. Ormanın ortasında yürüyen bir merdiven duruyor ve bir vadi cam şişenin içerisine sıkışıp kalıyor.
Dünyanın pek çok yerinde, en ünlü sergi alanlarında işleri sergilenen Erik Johansson, çağdaş sanatın ve fotoğrafı en ilham verici kişilerinden biri olarak gösteriyor. Sanatçı, sadece fotoğrafçıların değil, sanatın her alanından emekçilerin ilham kaynaklarından biri olmaya devam ediyor. Gerek kurduğu devasa prodüksiyonlarla, gerekse dijital fotoğrafta gösterdiği yaratıcılığıyla çağdaş fotoğrafın genç ikonlarından biri olarak kabul ediliyor.