Bir görsel aktivist: Zanele Muholi

Zanele Muholi, apartheid döneminin etkisinde bir Güney Afrika’da büyüdü; bu durum, ayrımcılık ve marjinalleşmeye dair bilincini şekillendirdi.

Fotoğraflar: Zanele Muholi

İşte yılın son fotoğraf yazısı ve 2024’ü kapatırken çoğu kişinin cinsel kimliği nedeniyle ön yargılarla yaklaştığı trans fotoğrafçı Zanele Muholi’nin işlerine değinmek istiyorum. 2025’in de herkesin birbirini olduğu gibi kabul edip, birbirine sevgiyle ve saygıyla yaklaştığı bir yıl olmasını temenni ediyorum. Hepimiz, aynı geminin yolcusuyuz.

Güney Afrikalı görsel aktivist ve fotoğrafçı Zanele Muholi, özellikle de bölgedeki LGBTQIA+ topluluğunu temsil ettiği çalışmalarıyla tanınmaktadır. 19 Temmuz 1972’de Umlazi, Durban’da doğan Muholi, hayatını ve kariyerini siyahi queer ve trans bireylerin sıklıkla göz ardı edilen ve marjinalleştirilen hikayelerini belgelemeye ve görünür kılmaya adamıştır. Çalışmaları, yalnızca estetik veya sanatsal bir uğraş değil; aynı zamanda bir aktivizm ve insan hakları mücadelesi olarak görülmelidir.

Zanele Muholi, apartheid döneminin etkisinde bir Güney Afrika’da büyüdü; bu durum, ayrımcılık ve marjinalleşmeye dair bilincini şekillendirdi. Muholi, kariyerine fotoğrafçılık alanında başladı ve Johannesburg’daki Market Photo Workshop’ta İleri Düzey Fotoğrafçılık eğitimi aldı. Ardından Toronto’daki Ryerson Üniversitesi’nde sanat ve politika alanında yüksek lisans yaptı. Bu akademik altyapı, Muholi’nin aktivizm ve sanatı birleştirme yeteneğini güçlendirdi.

Fotoğrafçının en tanınmış projelerinden biri olan ’Faces and Phases’ (Yüzler ve Evreler), Güney Afrika’daki lezbiyen kadınlar ve trans bireylerin portrelerini belgeler. 2006 yılında başladığı bu seri, şiddet ve ayrımcılık tehdidi altında yaşayan bireylerin cesaretine bir övgü niteliği taşımaktadır

’Somnyama Ngonyama’ (Hail the Dark Lioness) serisi, siyahi kimlik ve tarihi travmaları inceleyen otobiyografik bir çalışmadır. Bu otoportrelerde Muholi, keskin kontrastlar ve çeşitli aksesuarlar kullanarak ırk, cinsiyet ve politika arasındaki ilişkileri sorgular.

Muholi’nin çalışmaları, Güney Afrika’nın sosyal ve politik bağlamında değerlendirilmelidir. Toplumun sürekli olarak tehdit altında yaşayan ve görmezden gelinen marjinalleşmiş bireylerini, Muholi kararlılıkla ve cesaretle görünür kılmaktadır. Üstelik bunu yaparken hem şiirsel hem de güçlü bir bir dil kullanmayı da başarmaktadır. Muholi, kendisini bir sanatçıdan ziyade aktisit olarak görür. Siyahi queer ve trans bireylerin kolektif hafızadan sıkça silindiği bir dünyada, fotoğrafçının görüntüleri bir direniş biçimi olarak işlev görür. Sadece bu kişilerin varlığını belgelemekle kalmaz, onların güzelliğini, gücünü ve dirençlerini kutlar.

Muholi’nin çalışmaları bir eylem çağrısıdır. Fotoğraflarına bakanlar hem kişisel hem de politik olanla yüzleşmeye zorlanır. Bu, sanatın sadece dünyayı yansıtmakla kalmayıp, aynı zamanda onu değiştirmek için bir araç olduğunu bize hatırlatır. Marjinalleştirilmiş seslerin sıklıkla susturulduğu bir dünyada, onun fotoğrafları önümüzde umut ve direnç olarak parlamaktadır.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÇOK OKUNANLAR

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com