Fotoğrafçı Agneta Ekman, küçükken dinlediği Tall Maja isimli, ormanda yaşayan uzun saçlı deniz kızının hikâyesini kamerasını kendisine bir araç yaparak anlatıyor.
Halk masallarından yola çıkarak kendisine benzersiz bir üslûp yaratan Agneta Ekman, İsveç fotoğrafının önemli kadın sanatçılarından. Fotoğraflarıyla bir yandan İskandinav doğasını, bu doğanın yalnızlığını ve güzelliğini gösterirken diğer yandan da korkuların ve karmaşanın yanından geçiyor. Fotoğrafçının ilk olarak 1967 yılında yayımlanan kitabı Tall Maja, deniz kızlarının halk hikayelerini çarpıcı fotoğraf kareleriyle yeniden yorumluyor.
Fotoğraf eğitimini Christer Strömholm ve Tor Ivan’ın temellerini attığı, İskandinavya’nın en ünlü okulu STHML Fotoskolan’da tamamlayan Ekman, fotoğrafik anlatımında Strömholm’un etkilerini üzerinde taşıyor. Fotoğrafçı, gerçekliği, masalları ve hayalleri fotoğraf karelerinde yeniden işliyor ve buradan kendisine özgü bir hikâye yaratıyor.
Tall Maja, kendisine mekân olarak İsveç’in klasik İskandinavya doğasının tüm özelliklerini içerisinde taşıyan Dalarna’nın derin ormanlarını seçiyor. Fotoğrafçı, küçükken dinlediği Tall Maja isimli, ormanda yaşayan uzun saçlı deniz kızının hikâyesini kamerasını kendisine bir araç yaparak anlatıyor.
Ekman, küçük yaşlarındayken kendisinde korku yaratan, karşılaştığı insanları ortadan kaldırdığı söylenen Tall Maja’nın fantastik öyküsünü siyah beyaz karelerle, ışık oyunlarıyla ve çifte pozlamalarla fotoğraf karelerine taşıyor. Hikâyesine özne olarak kendisini ve yakınındaki arkadaşlarını kullanıyor. Suyun kenarında konumlanan gür bir ormanın içerisinde makro görüntülerle hikayenin ayrıntılarını şekillendiriyor. Tall Maja’nın çıldırtıcı gülüşü, keskin dişleri, uzun saçları albüm sayfalarının içerisinde sürrealist bir anlatımla yerini buluyor. Okur sayfaların arasında dolanırken bilinmezlik ve masalsı bir ürküntü içerisinde geziniyor.
Agneta Ekman, Tall Maja’yı bir oyun olarak tanımlıyor. Küçükken dinlediği bir halk hikâyesini bir oyun oynarmışçasına, yakınlarıyla yeniden yaratıyor. Bu hikâyenin içerisinde dolanıyor, onu bir kere daha kendi yorumlarıyla yaratıyor. En çok da bu yanıyla fotoğraflarında her zaman oyuncu bir tavır sergileyen ve gerçekliği yeniden, kendi düş gücüyle yorumlamayı seçen Christer Strömholm’un işlerini bize hatırlatıyor.
İsveç fotoğrafının en ünlü kadın fotoğrafçılarından biri olarak kabul edilen Agneta Ekman, bugün yaşayan bir efsane olarak adlandırılıyor. Analog fotoğrafları kareleri üzerinde cesurca uyguladığı deneylerle, zamanının fotoğrafik hikâye anlatımına farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Gerçekliğin, gerçek üstü ile yeniden nasıl yaratılabileceği, düşlerin gündelik hayatla nasıl kesiştiği ve bunun fotoğrafik olarak nasıl kendisine yol bulabileceği üzerine Tall Maja, bir ders kitabı niteliğinde karşımıza çıkıyor.