DİSK-AR’ın Şubat 2025 Enflasyon Bülteni’ne göre Türkiye, dünyada en yüksek enflasyona sahip 6. ülke oldu. Ocak 2025’te yıllık enflasyon yüzde 42,1 olarak hesaplanırken, gıda fiyatları son 20 yılda 35 kat arttı. Dar gelirli kesimler enflasyondan daha fazla etkileniyor. En düşük yüzde 20’lik gelir grubu, harcamalarının yüzde 36,6’sını gıdaya ayırmak zorunda kalırken, en yüksek gelir grubunda bu oran yüzde 14,5’te kaldı.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) tarafından yayımlanan Şubat 2025 Enflasyon Bülteni, Türkiye’nin enflasyon tablosundaki vahim durumu gözler önüne serdi. Rapora göre Türkiye, dünyanın en yüksek enflasyon oranına sahip 6. ülkesi konumunda bulunuyor. 190 ülkenin 185’inde enflasyon Türkiye’den daha düşük seviyede seyrediyor.
DİSK-AR’ın Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine dayandırdığı analize göre, Türkiye’de yıllık enflasyon yüzde 42,1 olarak hesaplandı. Türkiye’den daha yüksek enflasyona sahip ülkeler Zimbabve (yüzde 404,8), Sudan (yüzde 242,2), Güney Sudan (yüzde 216,4), Arjantin (yüzde 139,7) ve Venezuela (yüzde 60) olarak sıralandı.
DİSK-AR raporuna göre, gıda fiyatları son 20 yılda genel fiyat artışından daha hızlı yükseldi. 2003 yılından bu yana genel fiyatlar 24 kat artarken, gıda fiyatlarındaki artış 35 katı buldu. Bu durum, dar gelirli vatandaşlar için yaşam maliyetinin çok daha hızlı arttığını gösteriyor.
2025 Ocak itibarıyla en yüksek fiyat artışı yüzde 99,9 ile eğitimde görülürken, konut fiyatları yüzde 68,9, sağlık hizmetleri ise yüzde 55,02 oranında arttı. Gıda ve alkolsüz içeceklerdeki yıllık artış ise yüzde 41,76 olarak kaydedildi.
TÜİK verilerine dayandırılan DİSK-AR analizine göre, en düşük yüzde 20’lik gelir grubunun toplam gelirin yalnızca yüzde 6,3’ünü aldığı, ancak harcamalarının yüzde 36,6’sını gıdaya ayırmak zorunda kaldığı belirtildi. Buna karşın en yüksek yüzde 20’lik gelir grubunun toplam gelirin yüzde 48,1’ini aldığı ve gıdaya ayırdığı payın yalnızca yüzde 14,5 olduğu ifade edildi.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Bu veriler, yüksek fiyat artışlarının düşük gelir gruplarında çok daha şiddetli bir geçim sıkıntısı yarattığını ve gelir dağılımındaki adaletsizliği derinleştirdiğini gösteriyor.
DİSK-AR, enflasyon verilerinin toplum üzerindeki gerçek etkisini ölçmek için algılanan (hissedilen) enflasyonun da açıklanması gerektiğini vurguladı. Raporda, 2023 yılında hissedilen enflasyon ile açıklanan resmi enflasyon arasında 53 puan fark olduğu hatırlatıldı. Avrupa ve ABD’de merkez bankalarının hissedilen enflasyon verisini düzenli olarak yayımladığına dikkat çeken DİSK-AR, TÜİK’in de benzer bir şeffaflık politikası izlemesi gerektiğini belirtti.