Türkiye ekonomisinin son yıllarda içine girdiği yüksek enflasyon ve faiz sarmalı, üretim ve ticaret yapan yüzbinlerce şirketin varlık-yokluk savaşı vermesine neden oluyor.
İş dünyasında konkordato ve iflaslardaki artış ile birlikte, kapanan şirket sayısında da yaşanan yükseliş dikkat çekiyor. DW Türkçe’ye konuşan iş dünyası temsilcileri, hükümetin bir an önce acil destek paketi hazırlamasını ve kredi musluklarını açmasını talep ediyor.
Son dönemde sayıları giderek artan konkordato başvuruları, iş dünyasında yaşanan sorunların önemli bir göstergesi konumunda. Sadece son birkaç günde Türkiye’nin köklü ayakkabı üreticilerinden Pan Ayakkabı, önde gelen et toptancılarından Gülhanlar Güven Gıda ve 40 yıldır faaliyet gösteren kozmetik ve temizlik ürünleri üreticisi GreenX Kozmetik, konkordato kervanına katılan binlerce şirketin arasına girdi. Konkordatotakip.com verilerine göre, 2024 yılının tamamında 3 bin 497 konkordato başvurusu kayıtlara geçerken, 2025’in sadece ilk yedi ayındaki başvuru sayısı ise 3 bin 474’e ulaştı.
Tüm bu veriler, kapısına kilit vurulan şirket sayısında da patlama yarattı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) kurulan-kapanan şirket istatistiklerine göre, Türkiye’de bu yılın Ocak-Temmuz döneminde kurulan şirket sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,6 azalışla 62 bin 14’e geriledi. Aynı dönemde kapanan şirket sayısı yüzde 11,8 artışla 16 bin 582’ye yükseldi. Adalet Bakanlığı İcra İflas istatistiklerine göre ise ülke genelindeki mahkemelerdeki icra iflas dosyalarının sayısı 25 milyona yaklaşmış durumda.
Ortaya çıkan bu tablo, iş dünyası temsilcilerinin de ekonomi yönetimine karşı sesini yükseltmesine neden oluyor.
Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı ağırlayan Türkiye’nin en büyük iş dünyası örgütlerinden İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, sanayideki tüm sorunların temelinde kârsızlığın olduğunu ifade etti.
Bahçıvan, “Bu problemi de yalnızca ücret, kur ya da faiz gibi geleneksel rekabet ve maliyet unsurlarına bağlamak, konuyu basite indirgemek anlamına geliyor. Yaşanan sorun, bu unsurların çok ötesine geçen, artık daha fazla erteleyemeyeceğimiz yapısal bir verimlilik problemine işaret ediyor” diye konuştu.
Aynı günlerde Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran da Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan ile bir araya geldi. Kredileri sınırlayan önlemlerin KOBİ’ler lehine esnetilmesini isteyen Gürsel Baran, ticari kartlara taksit sayısının artırılması ve bu harcamaların kredi sınırlaması dışına tutulmasını talebinde de bulundu.
Türkiye’nin bir diğer büyük iş dünyası örgütü olan İzmir Ticaret Odası’nın (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ise Ağustos ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada, “Hem firmalar hem hane halkı, geleceğe dair net bir yön görmeden ekonomik kararlarını sağlıklı şekilde alamıyor. Bu nedenle sektör bazlı destekler ve mikro önlemler, fiyat istikrarını güçlendirmek için hayati önemde” dedi.
Türkiye genelinde 31 federasyon ve 340 üye dernek üzerinden 100 bine yakın şirketi temsil eden Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Yüksek maliyetler ve krediye ulaşım sorunu, özellikle Anadolu’da KOBİ’lerin belini büküyor” değerlendirmesinde bulunuyor.
Yüksek enflasyon ve maliyet artışlarının küçük ve orta boy şirketlerin finansal yönetimini ciddi biçimde zorlaştırdığını kaydeden Süleyman Sönmez, “Finansmana erişim ise neredeyse kilitlenmiş durumda. Öte yandan kredi yok, bulan da yüksek faizden dolayı kullanamıyor. TOBB’un verilerine göre yılın ilk 7 ayında kapanan şirket sayısının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,8 artmış olması da durumun vahametini ortaya koyuyor” diye konuşuyor.
Sönmez’e göre, özellikle hizmet ve perakende gibi iç talebe dayalı sektörlerde şirketleri ayakta tutmak ve istihdamı korumak her geçen gün zorlaşıyor. KOBİ’lerin finansmana erişim sorununun ekonomik büyümeye olumsuz etkilerinin yanı sıra, toplumsal refah açısından da kritik bir mesele haline geldiğini vurgulayan Sönmez, ekonomi yönetiminden taleplerini ise şöyle sıralıyor:
“Öncelikli beklentimiz, kredi musluklarının daha makul koşullarda açılması ve özellikle KOBİ’ler için alternatif finansman modellerinin geliştirilmesi. Bununla birlikte bölgesel teşvik sistemleri güncellenmeli, mevcut teşvikler, üretime ve ihracata katkı sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılmalı. KOBİ’lerimiz dijitalleşme, yeşil dönüşüm ve inovasyon ekseninde desteklenmeli; kamu alımları, teşvikler ve garanti mekanizmalarıyla güçlendirilmeli. Bir diğer önemli konu da bu desteklerin daha adil, kapsayıcı ve ölçülebilir kriterlerle verilmesi.”
Yaklaşık 20 milyar dolarlık ihracatın gerçekleştirildiği Ege Bölgesi’ndeki 8 bini aşkın firmayı temsil eden Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, son günlerde sanayi ve ticaret odaları gibi iş dünyasının çatı kuruluşlarının şirketlerin yaşadıkları sıkıntıyı daha sık dile getirmeye başladığına dikkat çekerek, “Şu an artık sanayicilerin sermayesi kalmadı” diyor.
Jak Eskinazi, on binlerce şirketin sadece işini devam ettirebilmek için ihtiyaç duyduğu kredilere de ulaşamadığını ifade ediyor. Eskinazi, “Kredi alabilmeyi başaran şirketler ise çok yüksek faiz ödemek durumda kalıyor. Bankalar bir kredi kanalı açtığında, yoğun talep nedeniyle bir günde kredi bitiyor. Şu anda hem sanayici hem de ticaret yapan şirketler kilitlenmiş durumda” diye konuşuyor.