Mehmet Şimşek ve Fatih Karahan
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), piyasaların merakla beklediği eylül ayı faiz kararını açıkladı. Merkez, politika faizini 250 baz puan düşürerek yüzde 43’ten yüzde 40,5’e indirdi.
Açıklamaya göre, gecelik borç verme faiz oranı (üst bant) yüzde 46’dan yüzde 43,5’e, gecelik borçlanma faiz oranı (alt bant) ise yüzde 41,5’ten yüzde 39’a çekildi.
TCMB’nin yayımladığı karar metninde şu ifadeler yer verildi:
“Enflasyonun ana eğilimi ağustos ayında yavaşlamıştır. İkinci çeyrekte büyüme öngörülerin üzerinde gerçekleşirken nihai yurt içi talebin zayıf seyrini koruduğu değerlendirilmiştir. Yakın döneme ilişkin veriler, talep koşullarının dezenflasyonist düzeyde olduğunu göstermektedir. Gıda fiyatları ile ataleti yüksek hizmet kalemleri enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskıları canlı tutmaktadır. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları ile küresel gelişmeler dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir.
Fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecek sıkı para politikası duruşu talep, kur ve beklenti kanalları üzerinden dezenflasyon sürecini güçlendirecektir. Orta Vadeli Program’da öngörülen makroekonomik çerçeve bu sürece katkı sağlayacaktır. Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları; enflasyon gerçekleşmelerini, ana eğilimini ve beklentilerini göz önünde bulundurarak ara hedeflerle uyumlu biçimde dezenflasyonun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyecektir. Adımların büyüklüğü, enflasyon görünümü odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı bir yaklaşımla gözden geçirilecektir. Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda, para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır.
Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması halinde parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir.
Kurul, politika kararlarını enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.
Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti beş iş günü içinde yayımlanacaktır.”
Karar öncesi yapılan anketler ve uluslararası yatırım bankalarının raporları, TCMB’nin bu ay daha temkinli bir adım atacağına işaret ediyordu. AA Finans’ın 26 ekonomistin katılımıyla gerçekleştirdiği beklenti anketinde, medyan tahmin 200 baz puanlık bir faiz indirimi yönündeydi.
Uluslararası beklentiler de bu yönde şekillenmişti.
Goldman Sachs: ABD’li yatırım bankası, daha önce 350 baz puan olarak açıkladığı indirim tahminini, karar haftasında 200 baz puana revize etmişti. Banka, bu revizyonun gerekçesi olarak hem beklentilerin üzerinde gelen son enflasyon verilerini hem de güçlü ekonomik büyümeyi göstermişti.
JP Morgan: Bir diğer yatırım bankası JP Morgan da Ağustos ayı enflasyon verilerinin ardından tahminlerini güncellemişti. Enflasyonun yıllık bazda yüzde 33’e yaklaşması ve aylık artışın yüzde 2’yi aşmasına dikkat çeken kurum, Eylül ayında 200 baz puanlık bir indirim beklediğini duyurmuştu.
TCMB politika faizini yüzde 43’ten 40,5’e çekmesini Hakan Kara, “Bana göre 200 daha iyi olurdu ama Merkez Bankası’nın yönetmek durumunda olduğu dengeler dikkate alındığında kötü bir karar olmadığını düşünüyorum” dedi. Mahfi Eğilmez ise “İlk yarım saatte borsada hafif bir yükseliş yaşandı, diğer göstergeler aynı yerde duruyor” değerlendirmesini yaptı.
Eski TCMB Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, faiz indiriminin miktarını “kabaca tahmin ettiğini” belirtse de kararın tamamen onayladığı anlamına gelmediğini ifade etti: “Bana göre 200 baz puan daha iyi olurdu ama Merkez Bankası’nın yönetmek zorunda olduğu dengeler dikkate alındığında kötü bir karar olmadığını düşünüyorum. O dengeleri yönetmek zorunda olması ayrı bir sorun tabii.”
Kara ayrıca, karar metnindeki söylem farklılığına da dikkat çekti: “Merkez Bankası metnindeki en dikkat çekici değişiklik, enflasyona dair daha temkinli bir dil kullanılması.”
Özellikle gıda fiyatları ve hizmet enflasyonuna dair vurguyu öne çıkaran Kara, tahmin edilebilirliğin artırılmasını olumlu buldu ,“Sıkıcı (tahmin edilebilir) para politikası iyidir.” dedi.
Ekonomist İris Cibre, indirimi doğru ama ertelenmiş bir karar olarak nitelendirdi. Yüksek faiz ortamının artık bizzat enflasyonu tetiklediğini savunarak şunları söyledi: “Enflasyonu yaratan artık bu yüksek faiz… MB’nin parasallaşması yoluyla getirilerle harcama, finansman maliyetleri artıyor. Dolar talebi faiz nedeniyle değil, siyasi karmaşa nedeniyle yüksek.”
Cibre ayrıca, TCMB’nin talep zayıflığını doğru okuduğunu, Temmuz ayı ciro ve ticaret hacmi verilerinin bu tabloyu teyit ettiğini belirtti. Buna rağmen, Merkez Bankası’nın “farklı bir enflasyon verisine mi bakıyor” sorusunu gündeme getirerek iletişimdeki muğlaklığa işaret etti.
Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, kararın piyasa etkilerine odaklandı. Kararın ardından borsada kısa süreli bir yükseliş gözlendiğini ancak diğer göstergelerde kayda değer bir değişim olmadığını aktardı: “İlk yarım saatte borsada hafif bir yükseliş yaşandı, diğer göstergeler aynı yerde duruyor.”
Prof. Dr. Emre Alkin ise faiz indiriminin para politikasıyla çeliştiğini öne sürdü: “Eğer sıkı para politikasına devam ediliyorsa faiz indirimi tabelaya oynamaktan başka bir şey değil. Tabelaya oynayan bir Merkez Bankası’nı da kabul etmek mümkün değil.”
Ekonomist Uğur Gürses, indirimin sürpriz olmadığını vurguladı: “Merkez Bankası 2,5 puanlık indirime gitti. Geçen hafta verilen mesajlar bunu işaret ediyordu.”