Türkiye’de konut piyasasında yaşanan dengesizlik, kira fiyatlarını enflasyonun çok üzerine taşıdı. TÜİK’in yıllık yüzde 33,52’lik enflasyonuna karşılık, gerçek kira artışının yüzde 78,94’e ulaştığı belirtilirken, uzmanlar bu durumu yaz dönemi hareketliliği, üniversite talebi, sınırlı konut arzı ve kiraların yatırım aracına dönüşmesine bağlıyor. Bu durumun, kira tespit davalarını da artırdığına dikkat çekiliyor.
Türkiye’de kira artışları, yaz dönemi hareketliliği, üniversiteye geçişler, evlilikler, boşanmalar ve kentsel dönüşüm gibi nedenlerle rekor seviyelere ulaştı. Bozulan arz-talep dengesi ve yükselen talep, kira fiyatlarını enflasyonun çok üzerine taşıdı. TÜİK’in açıkladığı yıllık yüzde 33,52’lik tüketici enflasyonuna karşın, gerçek kira artışı yüzde 78,94 olarak gerçekleşerek enflasyonu 2,3 kat aştı. Enflasyondan arındırılmış haliyle bile kiraların getirisi yüzde 45,4’ü buldu.
Dünya Gazetesi’nin haberine göre, sektör temsilcileri ve uzmanlar, bu durumun temel nedenlerini yüksek talep, sınırlı konut arzı ve kiraların bir yatırım aracı haline gelmesi olarak değerlendiriyor.
TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Makbule Yönel Maya, kira artışlarının iki temel dinamiğe dayandığını belirtiyor: “Kiralık konut talebi güçlü şekilde devam ederken, yeni konut arzı oldukça sınırlı. İkinci olarak, genel yaşam maliyetlerinin yükselmesiyle kira gelirinin hane bütçesindeki önemi artıyor.” Maya, enflasyondaki düşüş eğiliminin sürmesiyle kira artış hızında da kademeli bir yavaşlama olabileceğini ancak “kira enflasyonunun daha yapışkan” olduğunu ve düşüşün daha geriden geleceğini vurguladı.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
İTO Gayrimenkul Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Hakan Akdoğan, şu anda kiralık konuta talebin en yüksek döneminde olunduğunu ifade etti. Akdoğan, yasal kira artış oranının son 12 aylık TÜFE ortalaması olan yüzde 41,13 olduğunu hatırlatarak, ev sahiplerinin beş yılı dolduran kiracılardan rayiç bedele göre kira güncellemesi talep edebileceğini ve bu durumun dava sayılarını artırdığını söyledi.