Fitch Ratings tarafından yapılan değerlendirmede, Türkiye’deki son siyasi gelişmelerin, özellikle bankacılık sektörünü yakından etkileyebileceği vurgulandı. Kuruluş, Türk bankalarının yüksek düzeyde yabancı para borçluluğu ve döviz kurlarındaki dalgalanmalara hassasiyetleri nedeniyle kısa vadede risklere daha açık olduğunu ifade etti. Buna karşın, banka dışı finansal kuruluşlar ile sigorta şirketlerinin kısa vadeli etkiler açısından görece daha dayanıklı kalabilecekleri belirtildi.
Fitch, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve bunu izleyen kitlesel protestoların finansal piyasalarda önemli dalgalanmalara neden olduğunu hatırlattı. Liradaki değer kaybı baskısı ve devlet tahvili getirilerindeki artışa dikkat çeken kuruluş, “Türk bankalarının notları, 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından toparlanma sürecine girmişti. Ancak siyasi gerilimlerin tekrarlanması ve yatırımcı ile mevduat sahiplerinin güvenini kalıcı olarak sarsabilecek gelişmeler, bu olumlu eğilimi sekteye uğratabilir” değerlendirmesinde bulundu.
Fitch, Türk bankalarının önemli miktarda kısa vadeli dış borca sahip olduğuna işaret ederek, yatırımcı güvenindeki zayıflamanın veya mevduatlarda dolarizasyondaki artışın refinansman risklerini yükseltebileceğini vurguladı. Değerlendirmede şu ifadeye yer verildi:
“Artan Türk Lirası oynaklığı, düzenleyici hoşgörüye rağmen, yabancı para cinsinden risk ağırlıklı varlıkların büyümesiyle birlikte bankaların sermaye oranları üzerinde baskı yaratabilir. Ayrıca, makroekonomik koşulların kötüleşmesi durumunda, özellikle döviz cinsinden borçlu şirketlerin geri ödeme kapasiteleri zayıflayabilir ve bu da aktif kalitesinin bozulmasına yol açabilir.”
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Fitch, yüksek lira faiz oranlarının uzun vadede kâr marjlarının toparlanmasını geciktireceğini de belirtti. Kuruluşun değerlendirmesine göre, Türkiye’deki siyasi gelişmelerin ekonomik istikrar üzerindeki etkisi, finansal sistemin kırılganlıklarını artırma potansiyeli taşıyor.