TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) açıkladığı Ağustos 2025 enflasyon verileri, yıllık bazda %32,95 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Aylık TÜFE ise %2,04 oldu. Bu oran, %1,80 düzeyindeki piyasa beklentisinin üzerinde kaldı. Ekonomistler, hem enflasyonun düzeyi hem de veriler arasındaki farklar üzerinden değerlendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Hakan Kara ise Merkez Bankası’nın yüzde 29 tahmin sınırının altında kalması için bundan bundan sonra aylık ortalama yüzde 1,6 enflasyon açıklanması gerektiğini belirtti. Kara, “Dünkü büyüme ve bugünkü enflasyon verisinden sonra Eylül ayında merkez bankasının 300 baz puan indirme olasılığı çok azaldı” ifadelerine yer verdi.
Prof. Dr. Şenol Babuşcu ise kurumlar arası veri farkına dikkat çekerek, “Enflasyon hesaplamalarında ENAG ile TÜİK arasındaki FARK YILLIKTA neredeyse 2 kat” dedi. Paylaştığı tabloya göre Ağustos 2025 itibarıyla TÜFE oranı TÜİK’te %32,95, İTO’da %40,83, ENAG’ta ise %65,49 oldu. Babuşcu ayrıca, “2025 yılı 8 aylık kümülatif enflasyonda ENAG ve TÜİK arasındaki fark 17,4 seviyesinde gerçekleşti” bilgisini paylaştı.
Finansal piyasalar uzmanı İris Cibre, Merkez Bankası’nın yıl sonu hedeflerine ulaşmasının teknik olarak mümkün olmadığını belirterek, “Merkezin hedefi %24. Bu hedefe ulaşmak için aylık ortalama 0,51% enflasyon gelmeli, ki bu mümkün değil. Üst bant tahmini 29%. Buna ulaşmak için aylık ortalama 1.51% gelmeli. Bu da pek mümkün görünmüyor” dedi. Cibre, “Merkez hedefe ulaşamayacağını hatta tahmin aralığının dahi üzerinde kalacağını bilerek nasıl faiz indirecek?” ifadelerini kullandı.
Cibre yeni değerlendirmesinde, yüksek reel faiz nedeniyle hâlâ 300 baz puanlık indirim alanı bulunduğunu ancak bu adımın, Merkez Bankası’nın geçen yıl verdiği taahhütle çelişeceğini belirtti. “Ben %24’e ulaşmak için gereken her şeyi yapacağım” diyen bir para otoritesinin, şimdi gelen veriler ışığında “hedefime ulaşmak için faiz indirmeyeceğim” demesi gerektiğini söyledi. Cibre, aksi durumda, “faiz indirirse hedefe ulaşma arzusunu zımnen bırakmış olur” yorumunu yaptı.
Ekonomist Güldem Atabay, ekonomide birden fazla kanaldan enflasyon baskısı oluştuğuna işaret ederek, “Üretici fiyatlarından gümbür gümbür gelen enflasyon baskısı, yüksek aylık manşet/çekirdek enflasyon, gıda fiyatlarının gecikmeli yeniden hareketlenmesi ve güçlü ve dengesiz seyreden büyüme. Siyasi tansiyon, rejim savaşı” değerlendirmesinde bulundu. Atabay, 11 Eylül’de yapılacak PPK toplantısına ilişkin olarak, “Faiz indirimi çıkmamalı. Düşük ölçekli faiz indirimi de hata. Sene sonu %30 altı enflasyon gerçekçi değil” ifadelerini kullandı.
Ekonomist Dr. Barış Esen ise, “Enflasyon beklenti üzeri yüksek, büyüme beklenti üzeri yüksek, siyasi/hukuki tansiyon yüksek, peki faiz indirimi?” diyerek hem ekonomik hem de siyasi ortamda risklerin yüksek olduğunu vurguladı.