Marmara Bölgesi, yarıdan fazlası İstanbul’da olmak üzere 30 milyona yakın nüfus barındırıyor. Bölgenin gayri safi milli hasıladaki (GSYH) payı yüzde 50 dolayında bulunuyor. Devletin gelirlerinin yarıdan fazlası bölgeden elde ediliyor. Büyük sanayi kuruluşları, enerji tesisleri ve birçok sektörün merkezi konumu dolayısıyla bölgede yaşanabilecek büyük bir depremin sonuçlarının, aynı zamanda tüm ülke ekonomisi ve bekası açısından çok ciddi sonuçlar doğurabileceği görülüyor.
Dünya yazarı Naki Bakır, olası İstanbul depreminin, Türkiye ekonomisini nasıl etkileyeceğini kaleme aldı. Yazıdan satırbaşları şöyle:
Kamu gelirlerinin illere ve bölgelere göre dağılımına ilişkin tablo da bu görüşü destekliyor. Devlet aygının işlemesi, kamu hizmetlerinin finansmanı için gerekli gelirlerin yarıya yakınını tek başına İstanbul sağlarken, büyük bir depremden fiziken birinci planda etkilenecek diğer 6 ille birlikte bu pay yüzde 60’a yaklaşıyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre bu yıl ilk çeyrekte 2 trilyon 406,8 milyar lira olan merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 1 trilyon 74,6 milyar lira ile yüzde 44,6’sı tek başına İstanbul’dan elde edildi. Büyük bir depremden fiziken birincil planda etkilenmesi olası Kocaeli, Bursa, Tekirdağ, Balıkesir, Yalova ve Çanakkale ile birlikte üç aylık bütçe geliri 1 trilyon 366,5 milyar liraya, bunun toplamdaki payı da yüzde 56,8’e ulaştı. Başka deyişle diğer 74 ilden toplanan merkezi yönetim bütçe gelirinin payı ise yüzde 43,2’de kaldı. Buna göre 74 il toplamda tek başına İstanbul kadar bile gelir sağlayamadı.
İlk çeyrekteki bütçe harcamalarından ise 143,9 milyar lira ile yüzde 4,6 pay alan İstanbul’un bütçeye net katkısı 930,7 milyar lira oldu. Deprem tehdidindeki yedi ile yapılan toplam harcama 248,5 milyar lira ile ilk çeyrek bütçe giderlerinin yüzde 8’ini oluşturdu. Büyük depremin birincil planda hedefindeki bu 7 ilin bütçeye toplam net katkısı 1 trilyon 118 milyar lira düzeyinde gerçekleşti.
İlk çeyrekteki bütçe giderlerinin 2 trilyon 869,1 milyar lira ile yüzde 92’sini ise 74 ile yönelik harcamalar ile büyük bölümü faiz olmak üzere merkezden yapılan ödemeler oluşturdu. Bu iller ve merkezden tahsil edilen gelirler ise 1 trilyon 40,2 milyar lirada kaldı. Böylece bu bazda 1 trilyon 828,9 milyar liralık bütçe açığı oluştu.
Merkezi yönetim bütçe gelirlerinin büyük bölümünü oluşturan vergi gelirleri yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 50,5 artışla 2 trilyon 22,7 milyar lira olurken, bunun yarıya yakını tek başına İstanbul ilinden elde edildi. Ocak-mart döneminde doğrudan vergilerden gelir vergisi tahsilatının 300,5 milyar lira ile yüzde 59,9’u, 11,7 milyar lira ile kurumlar vergisinin yüzde 49,3’ü, motorlu taşıt, veraset intikal ve değerli konut gibi servet vergilerinin 14,7 milyar lira ile yüzde 31’i İstanbul’dan geldi.
Dolaylı vergiler kapsamında dahilde KDV’nin 146 milyar lira ile yüzde 41,5’lik bölümü, ÖTV tahsilatının 174,2 milyar lira ile yüzde 44,3’ünü İstanbul ödedi. İstanbul’un ÖTV gelirlerindeki payı akaryakıt ve doğal gazda yüzde 52,1, motorlu taşıt alımlarında yüzde 46,9, alkollü içkilerde yüzde 42,2, tütün mamullerinde yüzde 19,7 olan payı, kolalı gazozlarda yüzde 87,9’a, dayanıklı tüketim ve diğer mallarda yüzde 84,7’ye ulaşıyor.
Bankaların çoğunun merkezinin bu ilde bulunması nedeniyle üç aylık bankacı ve sigorta muameleleri vergisinin 122,1 milyar lira ile yüzde 99,3’ünü ödeyen İstanbul’un şans oyunları vergisindeki payı yüzde 32,1, özel iletişim vergisindeki yüzde 85,1, konaklama vergisindeki payı yüzde 44,6 oldu. Dijital hizmet vergisinin ise tamamı İstanbul’dan elde edildi. Aynı dönemde gümrük vergileri, ithalden alınan KDV ve diğer dış ticaret vergilerinin de 147,1 milyar lira ile yüzde 34,7’si İstanbul’dan tahsil edildi. Aynı dönemde İstanbul’un damga vergisindeki payı yüzde 32,2, pasaport, ehliyet, vergi, tapu, noter, gemi-liman, trafik, imtiyaz name, ruhsatname ve diploma vb. harçlarındaki tahsilattaki payı da yüzde 48 oldu.
Olası büyük depremden fiziken birinci derecede etkilenecek diğerleri ile birlikte 7 ilin üç aylık toplam vergi gelirlerindeki payı yüzde 62,6’ya ulaştı. Vergi gelirlerinin yanı sıra teşebbüs ve mülkiyet gelirleri, bağışlar, faiz gelirleri, pay ve cezalar, sermaye gelirleri gibi diğer alanlardaki tahsilatın da büyük bölümü başta İstanbul olmak üzere bu illerden sağlandı.