DİSK, asgari ücrete yılda 1 kez yapılacak artışın kabul edilemez olduğunu söyledi. Afaki enflasyon hedeflerine göre yapılacak bir artışı kabul etmeyeceklerini belirten DİSK, 'yoksulluk sınırına' işaret etti. Ekim 2024’te açlık sınırının 20 bin, yoksulluk sınırının ise 72 bin TL'yi geçtiği hatırlatıldı.
Asgari ücrette önümüzdeki yıl için yapılacak olan zam görüşmeleri yarın başlıyor. Sendikalar şimdiye kadar rakam telaffuz etmedi. DİSK, yoksulluk sınırını işaret etti. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, asgari ücrete ilişkin talepleri açıkladı.
Çerkezoğlu, Ekim 2024’te açlık sınırının 20 bin 860 TL ve yoksulluk sınırı ise 72 bin 156 TL olduğunu vurguladı. Çerkezoğlu, şunları kaydetti:
“Asgari ücretin enflasyon karşısında korunacağı iddialarına rağmen 2024 yılında asgari ücret resmi enflasyon artışın bile altında ezildi. Asgari ücretin Temmuz 2024’te yeniden artırılmaması nedeniyle asgari ücretin alım gücü 2024 yılında enflasyon karşısında ciddi biçimde eridi. 2024 yılı resmi enflasyonu tahmin edildiği gibi yıl sonunda yüzde 44 olarak gerçekleşirse asgari ücretteki kayıp 7 bin 481 TL’ye yükselecek. Asgari ücretle çalışanın 2024 yılı boyunca enflasyon karşısında toplam kaybı ise 55 bin TL’ye yaklaştı.”
Hükümetin enflasyondan düşük bir zamda ısrar etmesi halinde asgari ücretin enflasyon karşısındaki kaybının kalıcı olacağını belirten Çerkezoğlu, üç kriter sıraladı:
“1-Asla tutmayan ve sürekli revize edilen afaki enflasyon hedeflerine göre bir artış asla kabul edilemez. Bir yandan geçtiğimiz yıl işçiler için, dar gelirliler için gerçekleşen enflasyon karşısındaki kayıplar giderilmeli, bunun yanı sıra büyümeden ve milli gelir artışından hak ettikleri pay çalışanlara mutlaka verilmelidir.
2-Asgari ücret bir işçinin değil, uluslararası standartlara uygun olarak işçinin bakmakla yükümlü olduğu hanehalkı ile birlikte geçinebileceği bir ücret olarak belirlenmelidir.
3-Açlık ve yoksulluk sınırları göz ardı edilmemeli; bir evde iki kişi çalıştığı zaman o eve bir yoksulluk sınırı kadar gelir girebilmesi asgari ücret ile garanti altına alınmalıdır.”
Asgari ücretin yüksek enflasyon karşısındaki etkisinin oldukça minimal olduğunu ifade eden Çerkezoğlu, “Aşırı kârlar enflasyon üzerinde çok daha fazla etkilidir. Dolayısıyla ücretleri baskılayarak enflasyonu düşüreceklerini iddia edenler yanlış bir teşhis ile yanlış bir tedavi uygulamaktadır. Bu yanlış teşhis ve tedavinin faturasını ise Türkiye işçi sınıfı ve aileleri ödemektedir.”
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Yüksek enflasyonun yüksek şirketlerin kârlarına neden olduğunu belirten Çerkezoğlu, “İstanbul Sanayi Odası (İSO) 500 Büyük şirket araştırması verilerine göre şirket kârları enflasyondan daha hızlı artarken ücret-maaş gelirleri yüksek enflasyon dönemlerinde düşmektedir. Yani ücretlerin enflasyona yol açtığı verisi doğru olmadığı gibi, enflasyon şirketlerin kar artışına neden olmaktadır. Bu ilişkiyi ters yüz etmek, çarpıtmak sınıfsal bir tercihtir”diye konuştu.