İsrail ile İran arasında varılan ateşkesin duyurulmasının ardından küresel piyasalarda yaşanan olumlu hava, Borsa İstanbul’a da yansıdı. Uzun süredir düşüş trendinde olan BIST 100 endeksi, barış umutlarının etkisiyle sert bir yükselişle yatırımcıların yüzünü güldürdü.
ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail ile İran arasında ateşkesin yürürlükte kalacağını açıklaması, jeopolitik risklerin geçici de olsa rafa kaldırılmasına neden olurken, bu gelişme özellikle gelişmekte olan piyasalarda pozitif bir atmosfer yarattı. Türkiye borsası da bu havadan payını aldı.
BIST 100 endeksi, 9438 puan seviyesine kadar tırmanarak günü yüzde 3.26 oranında primli geçirdi. Bu seviye, 12 Haziran’dan bu yana borsanın gördüğü en yüksek değer oldu. Son bir yıldır dalgalı seyreden ve yatırımcılara düşük performans sunan borsada, ateşkes haberiyle birlikte alımlar hız kazandı.
Analistler, endeksteki yükselişte özellikle bankacılık hisselerinin ön plana çıktığını belirtiyor. Faiz beklentilerinin gerilemesi ve dış piyasalarda güvenli liman arayışlarının zayıflaması, banka hisselerine olan ilgiyi artırdı. Endeksin itici gücü konumunda olan bankacılık sektörü hisseleri, borsadaki yükselişi sürükleyen başlıca unsur oldu.
Barışın ekonomiye yansıması yalnızca borsada değil, tahvil piyasasında da kendini gösterdi. Türkiye’nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 32.88 seviyesine kadar gerileyerek 22 Mayıs’tan bu yana en düşük noktasına ulaştı. Bir gün önce yüzde 33.53 seviyesinde olan faiz oranı, gün içerisinde neredeyse 65 baz puanlık düşüş kaydetti.
Uzmanlar, tahvil faizlerindeki bu düşüşü, risk algısındaki iyileşme ve yatırımcıların daha fazla getiri beklentisiyle tahvillere yönelmesiyle açıklıyor. Özellikle yabancı yatırımcıların, jeopolitik tansiyonun azalmasıyla birlikte Türkiye varlıklarına ilginin artabileceği öngörülüyor.
Analistler, İsrail-İran ateşkesinin sürdürülüp sürdürülmeyeceği konusundaki belirsizliklerin tamamen ortadan kalkmadığını vurgulayarak, yatırımcıların temkinli davranması gerektiğini ifade ediyor. Kısa vadede olumlu fiyatlamaların sürebileceğini ancak siyasi gelişmelerin kırılganlığı artırabileceğine dikkat çekiliyor.