ASO Başkanı Seyit Ardıç
Ankara Sanayi Odası’nın(ASO) Temmuz ayı Meclis Toplantısı ASO 2. OSB’de gerçekleştirildi.
ASO Başkanı Seyit Ardıç, Jeopolitik belirsizliklerdeki artışla birlikte risk algısının negatif yönde değişmesinin küresel büyümenin düşük seyretmeye devam edeceğine dair sinyaller verdiğini belirterek, arz zincirindeki kalıcı kırılmaların büyüme üzerindeki yapısal engelleri güçlendirdiğini kaydetti.
Korumacı adımların da yatırım ve tüketimi baskı altında tuttuğunu ifade eden Seyit Ardıç, son dönemde yaşanan gelişmelerin kısa vadede iyileşen risk iştahına rağmen uzun vadeli büyüme perspektifinde temkinli olunması gerektiğini gösterdiğini ifade etti.
Terörsüz Türkiye sürecinin sadece toplumsal barışı değil, ekonomi büyüme ve kalkınma açısından da büyük kazanımlar sağlayacağını vurgulayan Ardıç, iş dünyası olarak üzerlerine düşen sorumluluğun bilincinde olduklarını, devletin kararlı duruşunu desteklediklerini belirtti. Ardıç, özel sektör olarak üretmeye, istihdam sağlamaya ve yatırımı artırmaya hazır olduklarını anlattı.
Yılın ilk yarısında uygulanan sıkı para politikasının kararlılıkla sürdürülmesinin, TL’nin reel olarak değer kazanması ve enflasyonun iyileşmesini sağladığını dile getiren Ardıç, Merkez Bankası’nın yılın kalan üç toplantısında faiz indirimine devam etmesini istedi.
Ardıç temel beklentinin, politika faizine paralel olarak ticari kredi faizinin de makul seviyeye inmesi ve kısıtlamaların kaldırılarak kredi kullanımının artması olduğunu aktardı.
Büyümenin sürdürülebilirliğinin sadece fiyat istikrarıyla değil, üretim ve yatırım ortamının da desteklenmesiyle mümkün olduğunun altını çizen Ardıç, “Katma değerli üretim, ihracat odaklı ekonomik aktiviteyi merkeze alan ve etkin politika araçlarıyla destekleyen bir yaklaşım, mevcut dünya konjonktüründe her geçen gün daha kritik bir ihtiyaç olmaktadır” dedi.
Yüksek faizin getirdiği maliyet baskısının, üretim ve yatırım ortamını zorlaştırdığını dile getiren Ardıç, bu durumun özellikle finansal kırılganlığı olan şirketlerin devamlılığını tehdit eder hale geldiğini, iflas ve konkordato sayılarının geçen yıla göre yüzde 100’e yakın arttığını söyledi.
Mevcut borç yükü altında ezilen firmaların faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için banka borçlarının kapsamlı ve etkin şekilde yapılandırılmasının elzem olduğunu belirten Ardıç, “Bu süreç, sadece borçların ertelenmesi değil; aynı zamanda ödeme planlarının gerçekçi bir şekilde yeniden yapılandırılmasını ve firmaların yeniden ayağa kalkmasına imkân verecek destekleyici finansman araçlarını da içermelidir” dedi.
Banka borçlarının yapılandırılması, iflasların önlenmesi ve konkordato ilanlarının azaltılması noktasında da kritik bir rol oynayacağını ifade eden Ardıç, bunun ekonominin bütününü korumak adına stratejik bir adım olacağını anlattı.
Konkordato sürecinde, bu firmalarla ticari ilişkisi olan tedarikçilerin de ciddi mağduriyet yaşadığını söyleyen Seyit Ardıç, firmaların iflasa sürüklenmesini önlemeyi amaçlayan sistemde ödemelerin durdurulmasının, domino etkisiyle sağlıklı işletmeleri zor durumda bıraktığını dile getirdi.
Ardıç, mevcut konkordato sisteminin sadece borçluyu değil, alacaklı firmaları da koruyacak şekilde yeniden ele alınmasını istedi.
İSO 500 sıralamasına giren Ankaralı şirket sayısının 14’ten 23’e yükseldiğini belirten Ardıç, en büyük 1000 şirket içindeki Ankaralı şirket sayısının ise 73 olduğu bilgisini verdi.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Buna karşılık açıklanan vergilerin yapısal sorunların devam ettiğini gösterdiğini dile getiren Seyit Ardıç, vergi öncesi kârlılıkta sert düşüş yaşandığını, zarar eden şirket sayısının iki katına çıktığını, neredeyse her üç firmadan birinin yıl boyunca zarar ettiğini anlattı.
Finansman giderlerinin faaliyet kârı içindeki payının iki katından fazla artarak yüzde 80.9’a yükseldiği bilgisini veren Seyit Ardıç, “Kâr edemeyen bir şirket; yeni yatırımlar yapamaz, istihdam yaratamaz, katma değerini artıramaz, teknolojik kabiliyetlerini geliştiremez. Oysa sürdürülebilir ekonomik büyümenin temelinde; kârlı, güçlü ve rekabetçi şirketler yer alır” dedi.