Umman: Krizlerin sessiz ve sıradışı arabulucusu

İran ile ABD arasında başlayan temasın adresi -öncekilerde olduğu gibi- yine Umman’dı. Körfezin bu sessiz ve sakin ülkesi, en kritik diplomatik krizlerin hep odağında yer alan arabulucu kimliği ile dikkatleri çekiyor. Peki Umman, birbirinden nefret eden ülkelerin hepsinin güvenini nasıl kazandı? Umman’ın cazibesi ne?

Umman'ın Yeşil Dağ yaylalarının eteklerinde yer alan dört tarihi kaleden biri ve ülkede UNESCO Miras Alanı olarak belirlenen tek kale olan Bahla Kalesi, Maskat'ın 200 km kuzeyindeki Bahla'da yer alıyor. (Fotoğraf: Karim SAHIB / AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk döneminde yaptığı sıradışı girişimlerin en dikkat çekenlerinden birisi Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile buluşmasıydı. İki lider önce Singapur, ardından da Tayland’da biraraya geldi. İki Kore arasındaki silahsız bölgedeki üçüncü buluşmanın ardından bu buluşmalar tamamen sembolik olarak kaldı. Herhangi bir diplomatik gelişme yaşanmadı. Kuzey Kore tam hız silahlanmaya devam etti. Ama bu buluşmalar, gösteriş arayışındaki Trump’ın arayıp da bulmayacağı türden bir medya ilgisine mazhar oldu.

İRAN İLE YAKINLAŞMA MÜMKÜN MÜ?

Trump ikinci başkanlığında da ABD’nin 45 yıldır kanlı bıçaklı olduğu Tahran rejimi ile yakınlaşma peşinde. İran’ın nükleer silahlama girişimleri nedeniyle karşı karşıya olduğu ambargonın değerlendirilmesi için iki ülkenin belirlediği temsilciler uzun yıllardan sonra buluşmaya karar verdi. Geçen haftaki buluşmanın adresi, bu tür gösterişli buluşmaların adresi olmak için can atan Katar veya Dubai değil, Körfez’in sessiz sakin ülkesi Umman’dı. Peki hem Umman birbirine zıt iki ülkenin güvenini nasıl kazandı?

ORTADOĞU’NUN İSVİÇRESİ

Sultanlık ile yönetilen Umman, yıllardır bu tür girişimlerdeki gizliliği ve tarafsızlığı nedeniyle öne çıkıyor, diplomasiyi ustalıkla uyguluyor. Arap Yarımadası’nın en doğusundaki Umman, nadiren manşetlere çıkan bir ülke. Güzel manzaralarıyla bilinen ve turistler arasında popüler olan Umman, siyasi olarak Ortadoğu’nun İsviçresi gibi görülüyor. Herkese yakın ama aynı mesafede yakın. Umman’ın uzun yıllardan beri mottosu ‘ne bir taraf için, ne de diğer taraf için taraf olmamak ve sadece her iki tarafın da kendileri için iyi olduğuna inandığı şeyi yapmasına yardımcı olmak’. Bu yaklaşımı nedeniyle uzun yıllardan beri sadece krizlerin eksik olmadığı Orta Doğu ve bölgenin değil dünyanın diğer gerilimleri için de moderatörlük yapan bir ülke.

Amerika Birleşik Devletleri ve İran, her iki tarafın da “yapıcı” olarak nitelendirdiği ilk tur görüşmelerden bir hafta sonra, 19 Nisan’da Tahran’ın nükleer programına ilişkin yüksek riskli görüşmelere yeniden başlayacak. (Fotoğraf: ATTA KENARE / AFP)

EGOSU YOK, BİLİNME DERDİNDE DEĞİL

Umman’ın Körfez’in öbür ülkelerinden ayıran en temel özelliği ise büyük egolarının bulunmaması, evsahipliğini tanınma ve bilinme için yapmaması. Bölgenin diğer ülkeleri BAE ve Katar’ın bilinme arzusu, Suudi Arabistan ve İran’ın egosu Umman’da yok. Mütevazi ve çekingen bir dış politika izliyor. Bunun sonucunda ülke elli yıldan uzun süredir hiçbir çatışmaya dahil olmadı aksine çok sayıda krizde defalarca başarılı bir arabulucu olarak görev yaptı. Yüzyıllardan beri Hint Okyanusu, Körfez ve Arap yarımadasının önemli bir bölümünü kontrol etmesi sayesinde birçok ülkeyle ticari ve siyasi ilişkiler geliştirdi, tarihsel diplomatik bir üne kavuştu. Ve bu ün günümüze kadar devam ediyor. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve Amerikan Özel Temsilcisi Steve Wittkoff, geçen hafta Umman’da İran nükleer programı hakkında görüşmeler yaptığında, her iki taraf da ev sahibi ülkeye ve onun gizliliğine yüzde 100 güvenebileceklerini biliyor.

RİYAD DA GÜVENİYOR, TAHRAN DA…

Umman sessiz, göze batmayan diplomasiyi tercih ediyor. Örneğin Katar’ın aradığı ilgiyi istemiyorlar. Arka planda kalıp, başarı durumunda şan ve şeref talep etmeden müzakereleri kolaylaştırıyorlar. Bu, 2015’te İran ile nükleer anlaşmanın temelinin Umman’da atıldığı zaman da böyleydi. Umman ayrıca, bölgenin kadim rakipleri Suudi Arabistan ve İran arasındaki yakınlaşmada veya Yemen’den rehinelerin serbest bırakılmasında her zaman diplomatik temasların göbeğinde yer aldı.

GAZETECİLERİN SEVİLMEDİĞİ ÜLKE

Bu tür kritik buluşmalarda Umman, öncelikle iki tarafa da, ister sultana ait tenha bir sahil villasında, ister dağlardaki bir villada olsun, müzakerecilerin rahatsız edilmeden çalışabilmelerini sağlar. Bu nedenle ülkede gazeteciler hoş karşılanmaz. Bu güne kadarki tecrübeler, benzer buluşmalardan ve zorlu tartışmalardan çok az şeyin sızdığını gösterdi. Sultanlık, bu gibi durumlarda kısa ve öz bir açıklama yapar. Gazeteciler, detaylara girmeden görüşmelerin devam ettiğini belirtmekten öte gitmeyen bu bildilerilerin arka planını ancak ve ancak taraf ülkelerden elde edebilir.

POSTA GÜVERCİNLİĞİ YAPTILAR

Son olarak yaşanan ABD-İran buluşmasında heyetler birbirleriyle görüşmeden, ayrı odalarda bulundular. Aracılık yapan Ummanlı diplomatlar, iki tarafa birbirlerinin mesajlar ve tekliflerini ilettiler. Ummanlılar sadece postacı gibi davranarak bir müzakere odasından diğerine mesajları taşıdılar. Mesajları yorum yapmadan, kendilerini aktif müzakereciler olarak değil, daha çok moderator ve kolaylaştırıcı olarak konumlandırdılar. İki tarafından diyalog arayışına uygun bir tarzda posta güvercinliği yaptılar.

TAHRAN’A YAKIN, WASHINGTON İLE SICAK

Hem ABD, hem de İran’ın son derece kritik bir konuda Umman’a güvenmesinin arkasında ise sultanlığın tüm taraflarla iyi ilişkilere sahip olması yatıyor. Sadece Batı ile değil Tahran ile de sıcak teması var. Umman’ın İran ile iyi ilişkileri bazı batılı gözlemciler tarafından eleştirilse de, tarihsel olarak gelişmiş bu güven ilişkisi, her iki tarafa da ekonomik ve politik olarak fayda sağlıyor. Böylece bu ilişki İran’ın ABD veya Suudi Arabistan gibi büyük güçlerle müzakere etmesine yardımcı oluyor. Ayrıca Umman’ın bölgede istikrarı korumasına ve kendi dış politikasını güçlendirmesine fayda sağlıyor. Tahran ile yüzyıllardır devam eden ticari ve siyasi ilişkileri var. Bunun yanında bölgede ABD’ye üs veren ilk ülke olması nedeniyle Washington ile de yakın.

SESSİZLİĞİ NEDENİYLE ARANAN İSİM

Her Gazze arabuluculuğunun medya ilgisiyle kutlandığı Katar’ın, dünya sahnesinde yeni bir imaj ve uluslararası tanınma için çabalayan Suudi Arabistan’ın ve ihtişama ve göz kamaştırıcı altyapısına güvenen Birleşik Arap Emirlikleri’nin aksine, Umman sessiz bir bulupma imkanı sağlıyor. Maskat, diplomasi başarılı olduğunda sessizce seviniyor. Umman’ın uzun süre yöneticiliğini yapan Sultan Kabus, çalkantılı bir bölgede arabuluculuk yapması ve krizlere karışmaması ile hatırlanıyor. 2020’de, 79 yaşında hayatını kaybeden Sultan Kabus, küçük Körfez ülkesini modern bir devlete dönüştürdü. Körfez’de güç ve iktidar için yarışan siyasi ve askeri ağır sikletlerle dolu bir bölgenin ortasında ılımlı ve aranan bir arabulucu oldu. Kendisinden sonra tahta geçecek bir oğlu olmayan Kabus’un yerine yeğeni Heysem bin Tarık oturdu. Kabus’un politikasına devam eden Tarık, ülkenin krizlerin aranan arabulucusu rolünü sürdürdü.

DÜNYADAKİ TEK İBADİ ÜLKE

Umman nüfüsunun önemli bir bölümü, Hariciliğin bir kolu olan İbadi mezhebine mensup. Müslüman olması nedeniyle İran’ın, uzun yıllardan beri ABD üslerine ev sahipliği yapması nedeniyle ABD’nin güvenine sahip. Umman, 2015’te Yemen’deki İran destekli Şii Husi isyancılarına karşı Suudi liderliğindeki askeri koalisyona katılmayan tek Körfez İşbirliği Konseyi ülkesiydi. Bu tarafsızlığı, Yemen’deki savaşan gruplar tarafından yakalanan çok sayıda yabancı rehinenin serbest bırakılmasına aracılık etmek için kullandı. Diğer Arap ülkelerinin aksine, Maskat, Mısır’ın 1979’daki İsrail ile barış anlaşmasına itiraz etmedi. 1990’ların ortasında Tel Aviv’de bir ticaret ofisi açtı, ancak daha sonra 2000’de ikinci Filistin İntifadası sırasında kapattı. Ekim 2018’de İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Maskat’ta Sultan Kabus ile sürpriz bir görüşme yaptı.

Fotoğraf: Loic VENANCE / AFP

ARAP BAHARI TEĞET GEÇTİ

Otoriter olmasına rağmen, Kabus petrol ihracatından elde ettiği gelirleri altyapıya yönlendirdi. Daha 50 yıl önce sadece birkaç ilkokul ve sekiz kilometrelik asfalt yola sahip ülkeyi, bir refah devletine dönüştürdü. Umman, 2011 Arap Baharı ayaklanmalarından az da olsa nasibini aldı ama en az zararla atlatan ülkelerin başında geldi. Sultan Kabus, yolsuzlukla suçlanan bazı bakanları görevden alarak, halkın tepkilerini dindirmeye çalıştı. Tepkileri susturmak için bağımsız Zaman gazetesini kapattı, editörünü ve muhalif yazarını hapse attı. Maskat’ın diplomatik buluşmalar için tercih edilmesindeki önemli sebeplerden birisi de, ülkenin bu otoriter yapısı. Bağımsız gazetecilerin bulunmadığı ülkede, farklı ülkelerin buluşmalarının arka planını araştıracak gazeteciler de yok. Bu görüşmeler hakkında bilgi sızmayınca, rakip hatta düşman ülkeler bile kritik görüşmeler için Maskat’ın yolunu tutuyor.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com