Üç ülke Trump’a ”ben daha özelim” şovu yaptı

Trump’ın ilk planlı yurtdışı ziyaretini yaptığı Ortadoğu turundan geriye, Suudi Arabistan, Katar ve BAE’nin şatafat ve debdebe yarışı ile “kimin daha büyük olduğu gösterme yarışı” kaldı.

ABD Başkanı Donald Trump, Ortadoğu turunu tamamladı. (Fotoğraf: Giuseppe CACACE / AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, ikinci kez göreve geldikten sonraki ilk ülke dışına seyahatini Papa Francis’in vefatı nedeniyle acilen Vatikan’a yapmıştı. Planlı ilk ziyaretini ise bu hafta tamamladı. Üç ülkeyi kapsayan Ortadoğu ziyaretinin durakları sırasıyla Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri oldu. Büyük bir tantana içinde sahnelen şovun ardından Trump’ın elinde ABD’de büyük tartışma koparan Katar’ın hediyesi 400 milyon dolarlık hediye uçak ile üç ülke ile atılan 3 trilyon dolarlık anlaşmalar zinciri kaldı.

BİNBİR GECE MASALLARI GİBİ

Trump’ın üç ülkeye ziyareti adeta Binbir Gece Masalları’nın canladırılmış hali gibiydi. Şatafattan büyük keyif alan Trump, gösterişin dünya üzerinde hayat bulmuş en uç üç örneğinde sultanlar gibi ağırlandı. Üç ülke adeta birbirleriyle gösteriş yarışına girmişçesine misafirlerine etkilemek adına sıradışı gösteriler yaptı. 78 yaşındaki ABD başkanı da, ev sahiplerine övgüler yağdırarak karşılık verdi.

Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman (sağda) ve ABD Başkanı Donald Trump, Riyad’daki Kraliyet Sarayı’nda heyet üyelerini karşıladı. (Fotoğraf: Brendan Smialowski / AFP)

VELİAHT KRALA ÖVGÜ

Trump, özellikle Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a büyük övgülerde bulundu. Trump’ın ilk ziyaretinde yaptığı kılıç dansı gösterisi hala hafızalarda olan Kral Selman bu sefer hiç ortalarda görünmedi. Yaşlı ve hasta olan babasının yerine ülkeyi yöneten Selman, Amerikan başkanının sayısız övgüsüne mazhar oldu. Trump krallığın modernleşmesinden övgüyle bahsederken, “Bunu yalnızca siz yapabilirdiniz. Bu modern bir mucize. Bunu Arap usulüyle yaptınız ve bu çok iyi oldu” dedi.

Trump, Suudi Arabistan’da önemli açıklamalarda bulundu. (Fotoğraf: Fayez NURELDINE / AFP)

RAKAMLAR BÜYÜK AMA GERÇEKLER FARKLI

Trump’ın ziyareti görünüşte Amerika Birleşik Devletleri ile zengin Körfez ülkeleri arasındaki ortaklığı güçlendirdi. Ancak yakından bakıldığında, her iki tarafın da ta göründüğü kadar büyük bir taahhütte bulunmaya isteksiz olduğu ortaya çıkıyor. Trump, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden toplamı 3 trilyon doları bulan yatırım vaatleri aldı. Ancak, bir dereceye kadar bunlar hayal ürünü rakamlar. Bu meblağlar henüz yerine getirilmemiş eski taahhütleri de içeriyor. Dahası, bunlar genellikle uzun vadeli yani uzun yıllara yayılıyor. Trump’ın övünerek iddia ettiği gibi milyarlarca doların ABD şirketleri için trilyonlara dönüşüp dönüşmeyeceği henüz belli değil. Düşük seyreden petrol fiyatı, Körfez ülkelerinin yatırım yapma isteğini azaltıyor.

PEKİN’İN ETKİSİ KIRMA ZİYARETİ

Körfez petrolünün en önemli alıcısı Çin. Trump, dostça ziyaretinin Riyad, Doha ve Abu Dabi hükümetlerinin Çin’den uzaklaşmasına neden olacağını umuyor ancak Suudiler başta tüm Körfez ülkeleri tüm yumurtalarını aynı sepete koymaktan kaçınıyor. Körfez için ABD güvenlik başta olmak bir çok konuda bir numaralı ortak olmaya devam etse de, Çin, Rusya ve Avrupa Birliği ile stratejik ilişkilerini devam ettiriyorlar. Bu ilişkileri zayıflatmak isteyen Trump, Riyad’da Suudi Arabistan’ı savunmak için askeri güç kullanmaktan çekinmeyeceği yönündeki açıklaması nedeniyle büyük alkış aldı. Ancak Trump’ın konuşmalarının he kadar gerçeğe yansıdığı büyük bir muamma. Gözlemciler Suudilerin tüm umutlarının gerçekleşmediği yorumları yapıyor.

Katar Emiri Sheikh Tamim bin Hamad al-Thani ve ABD Başkanı Donald Trump Doha’da buluştu. (Fotoğraf: Karim JAAFAR / AFP)

NÜKLEER ŞARTI İHRAHİM ANLAŞMALARI

Doğalgaz ve petrolün birgün biteceğini iyice anlayan Suudi Arabistan ve BAE, nükleer reaktörlerini kurmak için büyük çaba içindeler. Ziyarette ABD hükümeti, Suudilerin büyük önem verdikleri nükleer programlarını desteklemek için ne somut taahhütlerde bulundu ne de sözleşmeyle kabul edilen güvenlik garantileri verdi. Hem Trump hem de selefi Joe Biden döneminde ABD, Suudi Arabistan İbrahim Anlaşmaları’na katılırsa, yani İsrail ile resmen ilişki kurarsa her ikisini de sağlama sözü vermişti. Trump bu talebi Körfez’de birkaç kez tekrarladı ve Riyad’daki ev sahiplerinden kibar ama kesin bir ret aldı. Körfez ülkeleri ise Trump’ı, İsrail’e Gazze’deki savaşı sona erdirmesi için baskı yapmaya çağırdı. Ancak Trump’ın seyahati, bölgeyi en çok ilgilendiren çatışmanın çözümüne yönelik herhangi bir ilerleme sağlamadı.

4 ÜLKENİN SURİYE MÜCADELESİ

ABD başkanının Körfez’deki günlerinin siyasi açıdan en somut sonucu, Suriye’ye yönelik ABD yaptırımlarını kaldıracağını duyurmasıydı. Suriye geçici başkanı Ahmed el Şara ile buluşması da ziyarete damga vuran görüntüler arasındaydı. Esad diktatörlüğünün düşmesinden altı ay sonra yaptırımların kaldırılması Suriye’ye çok ihtiyaç duyduğu bir açılım imkanı sunuyor. Suudi Arabistan, Türkiye, ayrıca Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri Suriye’ye yatırım yapmak ve ülkenin yeniden inşasına katkıda bulunmak istiyor. Bu, Suriye ve tüm bölgedeki etkilerini güçlendirecek aynı zamanda yıllarca Şam’ı avucunda turan İran’ın etkisini iyice azaltacak.

Birleşik Arap Emirlikleri Cumhurbaşkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan, Trump ile… BAE, Trump’ın Suudi Arabistan ve Katar’ı ziyaretinin ardından bölgedeki üçüncü durağı oldu. (Fotoğraf: Brendan SMIALOWSKI / AFP)

KİMİNKİ DAHA BÜYÜK YARIŞI

Ziyaretin bir başka dikkat çeken yönü de, üçü de kendilerini bölgenin lideri olarak konumlandırmak isten üç ülkenin gövde gösterisine dönüşmesiydi. Özellikle Suriye konusunda yaptığı girişimler ile kendisini “Arap dünyasının lideri“ olarak konumlandıran Riyad, Trump’ı sunduğu vaatler ile bu bu iddiasını güçlendirme peşindeydi. Ancak, Birleşik Arap Emirlikleri de lider bir güç olmayı arzuluyor. Ülke sadece Dubai’deki göz kamaştırıcı gökdelenler ve çikolata kaplı kadayıflı fıstık ezmesiyle gündeme gelmek istemiyor, bunların yanında diplomatik güç olarak ortaya çıkma arzusunda. Bu nedenle Sudan ve Yemen’deki iç savaşlara aktif olarak katılıyor ve Trump BAE’nin buralarda yaptığı müdahaleleri hiş gündeme getirmedi. Benzer şekilde Körfez ülkelerindeki insan hakları ihlalleri de tamamen gündemden düştü.

Katar hava kuvvetleri, 14 Mayıs 2025’te Suudi Arabistan’dan Doha’ya iniş hazırlığı yapan ABD Başkanı Donald Trump’ı taşıyan uçağa eşlik ediyor. (Fotoğraf: Brendan Smialowski / AFP)

400 MİLYON DOLARLIK HEDİYE

Ve elbette bir de uçak mevzuu vardı: Katar’ın ABD’ye hediye ettiği 400 milyon dolarlık VIP uçak. Ülkesinden gelen büyük eleştiri dalgasına rağmen Trump, “Uçağı geri vermek için aptal olmak lazım“ Özel üretilmiş 400 milyon dolarlık Boeing 747’nin ABD başkanlarının makam uçağı olarak kullanılan “Air Force One“ için yedek olması gerektiğini söyledi. “Uçak bana değil, ülkeye hediye edildi“ diye eklemeyi de ihmal etmedi. ABD güvenlik güçleri ise, başkanı taşıyacak uçağın tüm vidalarına kadar sökülüp, güvenlik testlerinden geçirilmesi gerektiğini, bunun da 3-4 yıl arasında bir zaman alacağını açıkladı. Katar’ın daha önce Tayyip Erdoğan’a da benzer VIP uçak hediye etmesi Türkiye’de tartışmalara yol açmıştı ancak güvenlik riskleri çok gündeme gelmemişti.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com