Türkiye'de yaşanan insan hakları ihlalleri, hukuksuzluklar ve anti demokratik uygulamalar ABD Kongresi'nin İnsan Hakları Komisyonu'nda konuşuldu. Gazeteci Abdulhamit Bilici ve aktivist Enes Kanter'in Türkiye'de yaşananları aktardığı sözleri dinleyen oturum başkanı Kongre üyesi Chriss Smith, Türkiye'de yaşananlar için "zalimlik" dedi.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Kongresi’nde Türkiye’deki insan hakları ihlalleri ele alındı. Kongre’nin İnsan Hakları Komisyonu, Türkiye’de son yıllarda yaşanan ihlalleri ele almak üzere bir oturum düzenledi. Oturuma başkanlık yapan ABD Kongre Üyesi Chris Smith, AKP hükümetini sert bir dille eleştirdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan 2022 İnsan Hakları Türkiye Ülke Raporu, Türkiye’deki ihlallerin endişe verici boyutta olduğunu belirtmişti. Raporda, keyfi kaçırmalar, gözaltında şüpheli ölümler, zorla kaybetmeler ve işkenceye dikkat çekilmişti.
Oturumda tanık olarak dinlenen insan hakları aktivisti Enes Kanter Freedom ve Zaman Gazetesi’nin eski Genel Yayın Yönetmeni Abdülhamit Bilici, Türkiye’deki insan hakları ihlallerini örneklerle anlattılar. Bilici, medya özgürlüğünün ve hukukun üstünlüğünün Türkiye’de ciddi şekilde erozyona uğradığını ve bu durumun demokratik değerlere olan zararı büyük ölçüde artırdığını vurguladı.
Enes Kanter Freedom ise, Türkiye’deki muhaliflerin maruz kaldığı baskıyı ve kendisinin de Türk hükümeti tarafından hedef alındığını dile getirdi. Freedom, Türk hükümetinin, muhalif sesleri susturmak ve kendi otoritesini pekiştirmek için her türlü baskı yöntemini kullandığını kaydetti. Kanter, Gülen cemaatine yönelik operasyonları ve harekete bağlı kişilere uygulanan baskıları örneklerle anlattı.
Enes Kanter Freedom, ABD Kongresi’nin daha cesur adımlar atarak Türkiye’deki insan hakları ihlalleriyle mücadele etmesi gerektiğini belirtti. Eski NBA oyuncusu, kendi hikâyesinin yanı sıra Türkiye’deki milyonlarca insanın hikayesinin duyulması gerektiğini söyledi. Cezaevlerindeki koşulların endişe verici olduğunu ve birçok suçsuz insanın haksız yere cezaevinde tutulduğunu dile getiren Kanter, özellikle siyasi mahkumların durumuna dikkat çekti. Kızına para gönderdiği için “terör örgütüne finansman sağlamak” iddiasıyla tutuklanan 75 yaşındaki anne Hatice Yıldız, Lütfi Koç, Yusuf Özmen, Gülden Aşık, Dudu Özyürek gibi siyasi tutukluların hikâyelerini paylaştı. Kanter, Türkiye’nin demokrasi ve insan haklarını korumak yerine düşmanlık ettiğini belirterek, ABD Kongresi’ni bu konuda daha fazla ses çıkarmaya çağırdı.
Diğer tanık olan IJA ABD Danışma Heyeti Üyesi ve TR724 yazarı Abdülhamit Bilici, Türkiye’deki son 10 yılda yaşanan insan hakları ihlallerini detaylı bir şekilde anlattı. Bilici, hapse atılan gazeteciler, öğretmenler ve siyasi figürlerin yanı sıra, haksız yere suçlanan ve cezaevlerinde çeşitli sağlık sorunlarıyla mücadele eden kişilerin hikayelerini de paylaştı.
Kendisi için Türk hükümetinin koyduğu para ödülünden bahseden Bilici, “İdeolojisi ne olursa olsun herkes için demokrasi ve insan haklarını savunduğum için benim de başımda bir ödül var – bu yüzden bu konumda olmaktan gurur duyuyorum, bu yüzden utanmıyorum, baskıcı olanlar yaptıklarından utanmalı” dedi.
Sürgün gazetecilerin, Türkiye demokrasisi için oynadığı önemli role dikkat çeken Bilici, bir çok siyasi tutuklunun hikâyesine dikkat çekti. Engelli öğretmen Şerife Sulukan, milletvekili olmasına rağmen özgürlüğünden mahrum bırakılan Can Atalay, Kürt siyasetçi Selahattin Demirtaş, kendi gazetesinin kurucusu olan 73 yaşındaki Alaeddin Kaya gibi isimlerin yaşadıklarını anlatan Bilici, ihtiyaç sahibi öğrencilere ekmek verdiği için dün tutuklanan 78 yaşındaki fırıncıyı da ABD Kongresi’nin İnsan Hakları Komisyonu’nda anlattı.
Oturuma başkanlık yapan ABD Kongre Üyesi Chriss Smith ise dinlediklerinin ardından, ‘‘Aklıma tek bir kelime geldi, zalimlik… O kadar çok insan hasta ki, hepimizin ailesinde kanser vardı, bunun ne kadar yıkıcı olduğunu biliyoruz ve burada insan hakları istedikleri için, özgürlük ve demokrasi istedikleri için hapishanede onlara sert davranan bir yönetimin, bir diktatörlüğün zalimliğiyle uğraşmak zorunda olan insanlar var.” sözleriyle tepkisini ifade etti.
Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlalleri konusunda ABD’nin cesur adımlar atması gerektiğini kaydeden Bilici, iktidarın insan haklarına son vermesini yolunun AİHM kararlarını uygulatmak olduğun ifade etti. Bilici, Türkiye’deki iktidarının, özellikle şu an ekonomisini istikrara kavuşturmak için mali destek ararken, ABD’nin bu desteğin insan hakları ve demokrasi alanında somut ilerleme kaydedilmesine bağlı olarak verilmesi gerektiğini kaydetti.