BioNTech'in kurucuları, Özlem Türeci and Uğur Şahin (Fotoğraf: Bernd von Jutrczenka / POOL / AFP)
MRNA tabanlı kanser aşılarında çığır açan çalışmalarıyla dünya çapında tanınan bilim insanları Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin, Scientific American dergisinin yeni sayısının kapağına taşındı.
Dergi, kişiye özel kanser aşılarının tıp dünyasında yaratabileceği devrimi ele aldığı kapsamlı dosyada, BioNTech kurucu ortaklarının öncülük ettiği araştırmaların ulaştığı son aşamayı ve bu alanın karşı karşıya olduğu finansman risklerini mercek altına aldı. Makale, mRNA teknolojisinin Kovid-19 sonrası en büyük potansiyelinin kanser tedavisi olduğunu vurgularken, ABD’de araştırma fonlarında yaşanan kesintilerin bu gelişmeleri tehdit ettiğine işaret ediyor.
Karar’da yer alan habere göre, ABD merkezli Scientific American dergisi, bu ayki kapağını BioNTech’in kurucuları Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci’ye ayırdı. Dergi, iki bilim insanının öncülük ettiği kişiye özel mRNA kanser aşıları üzerine kapsamlı bir inceleme yayımladı.
Scientific American’ın haberine göre, mRNA teknolojisiyle geliştirilen kişiselleştirilmiş kanser aşıları, hastanın tümöründen elde edilen genetik verilerle hazırlanıyor ve bağışıklık sistemine yalnızca o tümöre özgü mutasyonları tanıma talimatı veriyor.
Dergi, bu yöntemin özellikle pankreas, melanoma, akciğer ve böbrek kanserleri dahil birçok tümörde umut vadettiğini belirtiyor. Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi’nde yapılan Faz 1 denemede, pankreas kanseri hastalarının önemli bir bölümünün mRNA aşılarına güçlü bağışıklık yanıtı verdiği aktarıldı.
Haberde, Türeci ve Şahin’in Kovid-19 pandemisinde tüm dünyanın tanıdığı BioNTech aşısını aslında kanser için geliştirdikleri mRNA platformundan türettikleri vurgulandı.
Bilim insanlarının, mRNA’nın hücre içi stabilitesi, bağışıklık aktivasyonu ve kişiye özel hedefleme konularındaki uzun yıllara dayanan çalışmaları, bugün kanser tedavisinde heyecan verici bir alanın temelini oluşturuyor.
Scientific American’ın aktardığı verilere göre:
mRNA kanser aşıları için dünya genelinde 50’den fazla klinik çalışma yürütülüyor,
Melanom üzerine yapılan Faz 3 çalışmasının 2028’de ilk onayı alabileceği öngörülüyor,
Pankreas kanseri için Faz 2 çalışmalarının devam ettiği belirtiliyor.
Dergi, bu umut verici gelişmelere rağmen ABD’deki son politika değişikliklerinin araştırmaları “tarihi bir risk altına soktuğunu” yazdı.
Scientific American’a göre:
ABD Ulusal Kanser Enstitüsü bütçesi 2025’in ilk üç ayında %31 oranında kesildi,
NIH’in mRNA araştırmalarını işaretleyen iç yazışmalarının, mRNA çalışmalarına yönelik siyasi baskı oluşturduğu değerlendiriliyor,
Anti-aşı söylemlerinin federal destek üzerinde yeni bir belirsizlik yarattığı ifade ediliyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Bilim insanları, kamu fonlarındaki kesintilerin sadece mRNA kanser aşılarını değil, genel olarak kanser araştırmalarını “kritik biçimde yavaşlatacağı” uyarısında bulunuyor.
Makalenin sonunda, Türeci ve Şahin’in öncülük ettiği yaklaşımın modern tıpta tamamen yeni bir dönemin kapısını açabileceği belirtiliyor. Ancak Scientific American, bu vizyonun gerçeğe dönüşmesinin uzun soluklu bilimsel yatırımın korunmasına bağlı olduğunun altını çiziyor.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
