Ne AfD ile ne AfD’siz: Thüringen’de hükümet nasıl kurulacak?

Aşırı sağcı AfD, Almanya’nın Thüringen ve Saksonya eyaletlerindeki seçimlerden başarıyla çıktı. Diğer partiler AfD’ye mesafeli dururken, o olmadan bu eyaletlerin nasıl yönetileceği ve hangi partilerin koalisyon kuracağı büyük bir bulmaca haline geldi. En büyük krizi de, böyle bir duruma hazır olmayan demokratik sistem yaşıyor.

Almanya'da AfD'nin yükselişi sürüyor. (Fotoğraf: Tobias SCHWARZ / AFP)

Geçen hafta Almanya’nın eski Doğu eyaletlerinden Thüringen ve Saksonya’da seçimler yapıldı. Thüringen’de en çok oyu alan aşırı sağcı AfD, mecliste kritik sayıda koltuk elde etti. Tek başına hükümet olmaya gücü yetmese de, AfD olmadan nasıl bir yönetim şekli üretileceği büyük bir soru işareti. Özellikle karmaşık bir hükümet kurulması yöntemi olan Thüringen’de yasal ve etik sorunların nasıl aşılacağı büyük merak konusu. Hükümetin belirlenmesi konusundaki kuralların ve geleneklerin, ‘bir sorun yaşanmadan, kriz çıkarmadan, uzlaşı ile aşılacağı beklentisi üzerine kurulması’, önümüzdeki günlerde bir krizle karşılaşılması açısından en kritik aşama. Tarihinde ilk kez ‘istenmeyen’ bir partinin seçimlerden galip çıkmasına hazırlıksız yakalanan sistemin önümüzdeki günlerde tıkanması ihtimali hiç de uzak değil.

İLK OTURUM MUAMMASI

Thüringen’deki eyalet parlamentosu, seçimden en geç 30 gün sonra, yani 1 Ekim 2024’te toplanmak zorunda. Ancak eyalet parlamentosunun ilk oturumunu kimin yöneteceği şimdiden tartışma konusu. Şimdiye kadar ilk oturumları, meclise seçilen en yaşlı temsilci yönetiyordu. Bu meclis için en yaşlı üye, 73 yaşındaki AfD milletvekili Jürgen Treutler. Bu arada, AfD’nin yaşlı adaylarını dikkate alan Alman Federal Meclisi’nde geçen seçimden önce bir değişikliğe gidilmiş ve en yaşlı yerine, en kıdemli üyenin ilk Bundestag oturumuna başkanlık etmesi karar bağlanmıştı. Böylece 2021’de, o zamanlar Bundestag’ın en yaşlı üyesi olan AfD’den Alexander Gauland değil, CDU’dan Wolfgang Schäuble açılış oturumunu yönetmişti. Geçen yıl hayatını kaybeden Schäuble, o zaman AfD’li üyeden bir yaş genç olsa da, çok daha kıdemli olması nedeniyle başkanlık koltuğuna oturmuştu.

Ancak görünüşe göre Thüringen eyalet parlamentosunda açılış oturumunu AfD’li üye yönetecek. Ardından normal başkanlık seçiminin yapılması gerekiyor.

MECLİS BAŞKANI NASIL SEÇİLECEK?

88 sandalyenin olduğu mecliste Sol Parti 12, AfD 32, CDU 23, SPD 6 ve BSW15 sandalyeye sahip. Çoğunluk için 45 oy gerekli. Kurallar ve şimdiye kadarki gelenekler çerçevesinde eyalet parlamentosundaki en güçlü parti, eyalet parlamentosu başkanı seçimi için bir aday önerme hakkına sahip. Bu parti AfD, ancak bir AfD adayının seçilebilmesi için kendi partisi dışında en az 13 oya daha ihtiyacı var. Tüm partiler AfD’li herhangi bir adayın yer aldığı hiç bir seçimde ona oy vermeyeceğini belirtiyor. Dolayısıyla çoğunluk hayır oyu verirse, AfD adayı seçilemez. Mesela Bundestag başkan yardımcıları seçiminde yıllardır olduğu gibi, hiçbir AfD adayı diğer milletvekillerinden oy alamadığı için, seçilemiyor.

SEÇİM KİLİTLENİRSE NE OLACAK?

Peki, AfD adayı reddedilirse ne olacak? Ne yazık ki, böyle bir durum hiç beklenmediği için bu konuda yasal belirsizlikler var. Usule göre yeni bir aday belirlenebilir ama bu adayı kimin göstereceği belirsiz. İkinci güçlü partinin yani CDU’nun aday çıkartması mümkün olacağı gibi, hükümet pazarlıkları çerçevesinde başka bir partiye başkanlığın bırakılıp, eyalet başbakanlığının CDU’da kalması da ihtimaller arasında. Bu süreci yönetecek olan AfD’li başkan yetkilerini kullanıp, seçimi kilitleme gücüne de sahip.

BAŞBAKAN SEÇİMİ İÇİN PAZARLIKLAR

Eyalet kanunlarında beklenmeyen bu durumun açıklığa kavuşturulmaması nedeniyle, başbakanlık seçimi de riskler barındırıyor. Eğer, AfD, eyalet parlamentosu başkanı için bir aday bulamazsa ve AfD’li kıdemli başkan, önce eyalet başbakanı seçiminin yapılmasını isterse ne olacağını büyük merak konusu. Böyle bir durum, sadece usul ihlali olarak görülüyor ve hukuki açıdan bir sorun bulunmuyor. Yine de bu süreçlerin eyalet anayasa mahkemesine taşınması ve hem meclis başkanlığı hem de başbakanlık seçiminin çıkmaza girmesi ihtimali de bulunuyor.

GEÇİCİ BAŞKAN SEÇİMLERİ KİLİTLERSE…

AfD’nin ilk oturumda hızlı bir şekilde başbakanın seçilmesi için baskı yapması ve seçimleri kilitlemesi riski de var. Özellikle eyalet parlamentosundaki partiler önümüzdeki birkaç gün ve hafta içinde başbakan için ortak bir aday üzerinde anlaşamazlarsa, AfD’nin eli güçlenecek. Başbakan seçimi, ilk iki tur oylamada tüm milletvekillerinin mutlak çoğunluğunu, yani en az 45 oyu gerektiriyor. AfD’nin 32 oyu var. Yani AfD’nin kendi oyları tek başına bir AfD Başbakanı seçmek için yeterli değil.

ÜÇÜNCÜ TUR RİSKİ

Ancak üçüncü tur oylamada işler farklı. Burada önemli olan tek şey bir adayın en fazla evet oyu alması. Burada daha fazla hayır oyunun anlamı kalmıyor, sadece evet oyları sayılıyor. Eğer CDU, SPD, BSW ve Sol Parti ilk iki tur için anlaşamazsa ve yarış üçüncü tura kalırsa, AfD adayının kazanma ihtimali bulunuyor. AfD’nin adayı olan tartışmalı Björn Höcke’nin başbakan olmasını engellemek için diğer tüm partilerin ona karşı olması yeterli değil, ortak bir aday çıkarıp, planlarına da sadık kalmaları gerekiyor.

YENİ SEÇİM İHTİMALİ

Partiler önümüzdeki haftalarda birlikte çalışmayı kabul etmezlerse veya en azından bir azınlık hükümeti kurulmasına izin vermezlerse, yeniden seçime gidilmesi ihtimali var ancak bu süreç te oldukça karmaşık. Thüringen eyalet anayasası, sadece iki durumda yeni bir seçime izin veriyor. Biri, eyalet parlamentosunun feshi, ve bunun için üyelerin üçte ikisinin lehinde oy kullanması gerekiyor. AfD oyları olmadan, bu ihtimalin gerçekleşmesi mümün değil. İkinci yol ise, başbakan için güvensizlik oyu verilmesi. Daha başbakanın belirlenmesi konusunda büyük soru işaretlerinin olduğu bir durumda, bu seçeneğin gerçekleşmesi ihtimali de neredeyse sıfıra yakın.

EYALET ANAYASA MAHKEMESİ DE KRİZDE

Bu karmaşık süreçlerin sonunda anlaşmazlıkların eyalet anayasa mahkemesine gitmesi kuvvetle muhtemel görünüyor. Ancak bu süreç te çok zorlu ve karmaşık bir yol haritası sunuyor. Zira, anayasa mahkemesinin acil başvurulara cevap vermesi bile genellikle birkaç ay sürüyor. Çünkü dokuz üyeli mahkemenin tüm üyeleri, ‘yarı zamanlı’ olarak hakimlik yapıyor. Buna karşılık tam zamanlı olarak yargıç, avukat veya profesör olarak çalışıyorlar. Ayrıca, kararları hazırlamaya yardımcı olan yalnızca iki akademik personel ve bir ofis bulunuyor. Bu eksiklikler, mahkemenin hızlı kararlar alması için başlı başına bir sorun olarak ortaya çıkıyor. Belirsizlik sürecinde zamanın önemi düşünülürse, mahkemenin hızlı karar alabilmesini önem kazanıyor. Bu süreçleri göz önünde bulunduran eyalet anayasa mahkemesinin, şimdiden bazı kritik konular ve muhtemel krizler üzerinde çalışmaya başladığı bildiriliyor.

AFD MUHALEFETTE ‘FREN’ OLUR

Eğer içinde AfD’nin olmadığı bir hükümet kurulur, ve aşırı sağcı parti muhalette kalırsa, 32 sandalye ile ‘engelleyici azınlık’ haline geliyor çünkü tüm temsilcilerin üçte birini temsil ediyor. Bu nedenle üçte iki çoğunluğun gerekli olduğu tüm oylamalarda bir engelleyicilik gücü bulunuyor. Aslında üçte iki çoğunluk özellikle önemli konularda bir kararın arkasında büyük bir çoğunluğu birleştirmek için tasarlanmış, yani çoğunluk partisinin kendi istediği yasaları tek başına çıkarmasını engellemek ve partiler arasında bir uzlaşma aranmasını sağlamak için.

KENDİNİ DENETLEYENİ DE SEÇECEK Mİ?

Ancak, Thüringen’deki durumda AfD’nin her şeye fren olması ihtimali bulunuyor. Örneğin anayasa değişiklikleri için üçte iki çoğunluk gerekiyor. AfD, üçte birlik oyu ile tüm değişiklikleri engelleme gücüne sahip. Bir koalisyon ortağı olmadan büyük değişiklikler yapma şansı olmasa bile, başkalarının yapacağı önerileri de engelleyebilir. Sadece önemli kararları engellemekle kalmaz, aynı zamanda bunu siyasi baskı uygulama aracı olarak da kullanabilir.

Almanya’nın gündeminde AfD var. (Fotoğraf: Volker Hartmann / AFP)

AfD, elindeki sandalye ile, sadece anayasa değişikliklerini değil, eyalet yönetimiyle ilgili kritik atamaları da engelleyebilir veya yönlendirebilir. Buna hakim ve savcıların atanması, eyalet denetim ofisinin yönetimi, parlamento komisyonları da dahil. AfD şimdi, Thüringen eyaletinde kendisini takip eden ‘Anayasayı Koruma Ofisi’ni denetleyen Parlamento Kontrol Komisyonu üzerinde de söz sahibi olacak.

GELECEK YIL FEDERAL SEÇİMLER VAR

Henüz Thüringen’deki partiler, nasıl bir koalisyon kurulacağı konusunda renk vermediler, tek belli olan AfD’nin asla hükümette olmasına izin verilmeyeceği. Ancak pratikte bunun nasıl mümkün olacağı ve hükümetin nasıl şekilleneceği büyük bir muamma. Bu belirsizliğin temelinde de, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan sistemin ‘uzlaşı’ ve ‘istenmeyen’ bir partinin bir daha asla meclise girmeyeceği varsayımı üzerine inşa edilmesi. Bakalım Alman demokratik sistemi, aşırı sağcı AfD’yi nasıl ekarte edecek ve Thüringen’de nasıl bir hükümet kurulacak? Bu süreç, gelecek yıl yapılacak federal seçimler için de önemli zira tüm kamuoyu araştırmalarında AfD, ülke genelinde ikinci büyük parti olarak öne çıkıyor. AfD’nin yok sayılması da partiyi güçlendirirken, demokratik sistemin tüm bu sorunların nasıl üstesinden geleceği büyük bir siyasi muamma.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com