İsviçre, Türk adli makamlarından alınmış gerçek görünümlü sahte tutuklama belgeleri ile iltica eden Türkler’in peşine düştü. Sahte belgeleri kullandığı belirlenen çok sayıda sığınmacıya “red” kararı verildi. Daha önceden oturum alanların belgeleri inceleniyor.
İsviçre Devlet Göç Sekreterliği (SEM), sahte belgelerle sığınmacı statüsü alan yüzlerce Türk vatandaşının peşine düştü. Skandalın ortaya çıkmasından sonra sahte belgeleri temin eden Türkiye asıllı bir hukuk danışmanının ofisine baskın yapıldı. Türkiye’ye kaçan kişinin bilgisayarında 800 kadar isme ait belgeler ve fotoğraflar bulundu. Polisin yaptığı incelemede, çetenin rüşvetle Türkiye’deki mahkemelerden gerçek arama ve tutuklama belgeleri temin ettiğini, ancak gerçekte bu kişiler hakkında böyle bir dosya bulunmadığını belirledi. SEM, şimdi geriye dönük detaylı bir inceleme başlattı.
Son dönemde tüm Avrupa ülkelerine yönelik Türkiye’den sığınmacı akını var. 2023 yılında Avrupa Birliği ülkelerine yapılan 1.14 milyon başvurudan 100 bini Türkiye’den gelmişti. Bu sayı ile Türk sığınmacılar, Suriye ve Afganistan vatandaşlarının ardından üçüncü sırayı almıştı. 2023’te İsviçre’de yapılan 30 bin sığınma başvurusundan da 6 bin 800’ü Türk vatandaşlarından geldi. Afganistan vatandaşlarının ardından en çok iltica başvurusunda bulundan Türkler’in artışındaki gerekçeleri arayan İsviçre makamları, bu başvurucuların bir kısmının İsviçre’deki bir hukuk bürosu aracılığıyla Türkiye’den sahte belgeler temin ettiğini ve bu yolla oturuma hak kazandığını belirledi. İsviçre’de faaliyet gösteren Türk asıllı kişinin Türkiye’ye kaçtığı belirlenirken, ofisinde yapılan aramada en az 800 başvurucuya ait evraklar, fotoğraflar ve belgeler elde edildi.
2016’daki darbe girişiminden sonra tutuklanan ve hapse atılan bir eski hakim çarkın nasıl işlediğini İsviçre medyasına anlattı. Temelsiz suçlamalarla birkaç yıl hapiste kalan ve serbest bırakılınca Türkiye’yi terk eden eski hakim, kampta kalırken çete mensuplarının kendisi ile irtibat kurduğunu anlattı. Çetenin, sahte belgeler temin etmesi için onları Türkiye’deki adli personel ile irtibata geçirmesini istediğini anlatan eski hakim, kendisine büyük miktarda paralar önerildiğini anlattı. Çetenin tek istediği Türkiye’de zulüm gördüklerini iddia edebilmeleri için tutuklama emri çıkaracak Türk yargı yetkilileriyle bağlantı kurmalarını sağlamaktı. Rüşvet ile gerçek tutuklama emirleri çıkarılacaktı.
Teklifi sert bir dille reddeden eski hakim, birkaç ay sonra bu organizasyonun içindeki kişilerin hedeflerine ulaştıklarını fark etti. Mülteci olarak kabul edilmişlerdi çünkü çeteden rüşvet alan Türk yetkililer onlar için PKK mensubu gibi gösterildikleri tutuklama kararları çıkarmıştı. İşin gerçeği sonradan ortaya çıkacaktı: Tutuklama kararları gerçek, ancak içerikleri sahteydi. Sahte tutuklama kararlarını, rüşvetçi Türk savcılarla irtibat içinde olan Türkiye’den bir avukat temin ediyor, o da belgeleri işbirliği içinde olduğu İsviçre’deki hukuk ofisine gönderiyordu. Rüşvet alan Türk memurlar gerekli sahte belgeleri düzenliyor ve iltica başvurusu onaylanır onaylanmaz tekrar siliyorlardı.
İltica başvurusunda bulunanlar sistemin bir hatasını kullanıyordu. Başvuruda gerçek görünümlü tutuklama emrini içeren evrakı beyan ediyorlardı ancak İsviçre makamları tutuklama emrinin ayrıntılarını göremiyordu. Sadece ilgili kişiler ve o kişilerin yetki verdiği avukatların görebildiği bu bilgiler, zaten gerçek dışıydı. İsviçre makamları, kendi sistemlerinin “zayıf bir noktası” olarak nitelendirdikleri bu açığı kapatacak adımlar attıklarını belirtiyor.
SEM, sahte belge dolandırıcılığını bir süre önce fark ettiğini açıkladı. Uzmanların bu sahteciliği açıkça kanıtlayabildikleri de bildirildi. SEM, sahtekarların ders çıkarmasını istemedikleri için olayı nasıl ve ne zaman ortaya çıkardıldığını açıklamıyor. Son yıllarda kaç Türk vatandaşının tutuklama hilesini kullanarak İsviçre’den iltica talebinde bulunduğu da bilinmiyor. Sadece iki yıl önce Türkiye’den gelen sığınma başvurularının yüzde 80’inden fazlası onaylanırken bu oran geçen yıl yüzde 50’ye düştü. Skandalın ortaya çıkmasından önce 8 Türkiye vatandaşının oturumunun iptal edildiği bildirildi.