Filistin’e destek vermişti: Harvard, Prof. Dr. Cemal Kafadar’ı görevden aldı

Harvard Üniversitesi, Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nin başındaki Prof. Dr. Cemal Kafadar'ı görevden aldı. Merkez, Filistin’e verdiği destek nedeniyle uzun süredir İsrail yanlısı çevrelerin hedefindeydi.

  • ü
  • 29 Mart 2025
  • ü
  • Dünya

Trump yönetiminin Filistin için ses çıkaran vicdan sahiplerine yönelik hukuksuz tutumunun son kurbanı Harvard Üniversitesi Orta Doğu Çalışmaları Merkezi (CMES) Başkanı, Türk tarih profesörü Cemal Kafadar oldu.

Trump yönetiminin baskılarına boyun eğen Harvard Üniversitesi, İsrail ve Filistin konularındaki programları nedeniyle eleştirilen merkezin liderlerini görevden aldı. Merkezin başkanı Cemal Kafadar ve yardımcısı Rosie Bsheer’in görevlerine son verildi. Görevden almaların, CMES’in Filistin’e verdiği açık destek ve bu bağlamda organize ettiği etkinliklerin, İsrail yanlısı çevrelerce hedef alınmasının ardından gelmesi dikkat çekti.

GÖREVDEN ALINMA E-POSTA İLE ORTAYA ÇIKTI

Üniversitenin Sosyal Bilimler Fakültesi’nin geçici dekanı David M. Cutler tarafından e-posta ile yapılan açıklamada, 1999’dan beri Harvard’da bulunan merkezi yöneten Prof. Dr. Kafadar’ın 2024 yılı sonunda CMES direktörlüğünden ayrılacağı duyuruldu. Kafadar’ın yardımcısı Bsheer’in de aynı şekilde görevden alındığı öğrenildi.

Cutler, meslektaşlarından 16 Nisan’a kadar gelecekteki liderlik için potansiyel adaylar önermelerini istemeden önce Kafadar’a CMES’teki çalışmaları için teşekkür etti. Cutler’ın e-postasında Kafadar’ın görevden alınışının nedeni belirtilmedi. Bsheer’in adı ise e-postada yer almadı. Öte yandan Kafadar ve Bsheer’in öğretim görevlisi olarak Harvard’da görev yapmaya devam edecekleri bildirildi.

MERKEZİN FİLİSTİN’E DESTEĞİ ‘ANTİSEMİTİK’ OLARAK DAMGALANDI

Son dönemde özellikle İsrail ve Filistin’de yaşananlar sırasında düzenlediği programlar nedeniyle eleştirilen CMES’le ilgili Harvard’daki bazı çalışanlar, bu programların antisemitik olduğunu iddia ederek İsrail perspektiflerinin yeterince temsil edilmediğini savundu. Söz konusu eleştiriler nedeniyle Harvard Üniversitesi kamuoyu baskısı altında kaldı. Harvard, Trump döneminde başlatılan ve Biden yönetiminde de etkisini sürdüren “üniversiteleri denetim altında tutma” politikası çerçevesinde, son günlerde, iddia edilen antisemitizm veya bağlı kuruluşların İsrail eleştirisi nedeniyle tepki gören programlara engel olmaya çalıştı.

Harvard Halk Sağlığı Okulu da, Batı Şeria’daki Birzeit Üniversitesi ile araştırma ortaklığını yakın zamanda askıya aldı ve kurumla bağları koparma yönündeki baskılara boyun eğdi.

YAHUDİ MEZUNLAR RAPOR TUTMUŞTU

Harvard eski Başkanı Lawrence H. Summers, Mart ayında X’te yayınlanan bir yazısında, CMES’te Şubat ayında düzenlenen “İsrail’in Lübnan’daki savaşı” konulu panelin, Harvard’ın Ocak ayında bir uzlaşma anlaşmasının parçası olarak benimsediği Uluslararası Holokost Anma İttifakı’nın antisemitizm tanımına göre “çok büyük ihtimalle” antisemitik olduğunu yazdı.

Harvard Yahudi Mezunları İttifakı adlı mezunlar grubunun da Mayıs 2024’te yayınladığı bir raporda, CMES’in İsrail’i “dünyanın en kötü kötülüklerini, ırkçılığı, apartheid’i ve soykırımı bünyesinde barındıran son sömürgeci yerleşimci güç” olarak şeytanlaştırdığı iddia edildi. Rapor, CMES’i diğer bölgelere veya sorunlara kıyasla İsrail-Filistin çatışmasına orantısız bir şekilde odaklanmakla suçladı. Rapor, yazarlarının ‘şüpheli, dengesiz veya sakıncalı’ gördüğü olayların bir listesini içeriyordu. Raporda anonim olarak görüşlerine yer verilen bir öğrenci, Prof. Dr. Kafadar’ın öğrencilerine Filistin yanlısı görüşler ifade ettiğini söyledi.

OSMANLI TARİHİNİN EN BÜYÜK BİLİM İNSANI

ABD’li yazar Lydia Kiesling, sosyal medya hesabından Kafadar’ın görevden alınmasını sert sözlerle eleştirdi. “Harvard’ın Orta Doğu Çalışmaları Merkezi’nin başkanı olarak Cemal Kafadar’ı görevden alması tamamen saçmalık” diyen Kiesling, “Osmanlı tarihinin en büyük bilim insanlarından birini antisemitik olarak karalamak çok iğrenç” dedi.

RÜMEYSA ÖZTÜRK GÖZALTINA ALINMIŞTI

Skandal bununla da sınırlı değil. Massachusetts’te doktora yapan Türk öğrenci Rümeysa Öztürk’ün, sosyal medyada Filistin’e destek veren paylaşımları nedeniyle ABD gizli servisi tarafından sokak ortasında gözaltına alınması, kamuoyunda büyük infiale neden olmuştu. Terörist muamelesi gören Öztürk’ün öğrenci vizesi iptal edilerek sınır dışı edilmek üzere tutulduğu belirtiliyor.

AKADEMİYE SUSTURMA DALGASI

Tüm bu gelişmeler, ABD üniversitelerinde giderek tırmanan bir susturma dalgasının habercisi. Akademik özgürlükler, fikir çeşitliliği ve ifade hakkı gibi temel değerler, İsrail-Filistin meselesinde tek taraflı bir çizgiye çekilmek isteniyor. Harvard gibi dünyaca ünlü bir üniversitenin bu baskılara boyun eğmesi ise akademideki bağımsızlığı sorgulatıyor.

CMES’in eski direktörü Cemal Kafadar ve yardımcısı Rosie Bsheer, görevlerinden alınmalarına rağmen fakülte üyeliğine devam edecek. Ancak bu kararın üniversite içinde yeni bir bölünmeyi tetiklemesi ve akademik camiada daha geniş yankılar doğurması bekleniyor.

COLUMBIA ÜNİVERSİTESİ DE BASKILARA BOYUN EĞMİŞTİ

ABD’de birçok üniversite, Trump yönetiminin baskısıyla benzer şekilde Orta Doğu çalışmalarını gözden geçiriyor. Bunlardan biri olan Columbia Üniversitesi, Trump yönetiminin 400 milyon dolarlık federal fon kesintisi duyurmasının ardından, Columbia Üniversitesi’nde yönetimin talepleri doğrultusunda Orta Doğu çalışmaları programlarını yeniden yapılandırma yoluna gitti.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com