Ramazan ayı için Frankfurt’ta yapılan ışıklandırmayı çok önemli bir işaret olarak değerlendiren eski Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Noel'i kutlayanların Ramazan'ın kutlamasına da izin vermesi gerektiğini dile getirdi.
Eski Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Almanya’daki Müslümanlara karşı daha fazla sükûnet ve hoşgörü çağrısında bulundu. Alman haber kanalı Welt’te bir konuşma yapan Wulff, ülke genelinde tartışma konusu olan Frankfurt’taki Ramazan süslemeleriyle ilgili düşüncelerini dile getirdi ve ülke çapında bu kadar büyük tartışmalar yaşanacağını hiç düşünmediğini belirtti.
Frankfurt Belediye Meclisi’nin aldığı karara göre Pazar günü Frankfurt’un “Freßgass” caddesinde üzerinde yıldızlar, hilaller ve “Mutlu Ramazanlar” yazan bir dekorasyon kuruldu. Wulff bu süslemeler hakkında “Frankfurt bölgesinde şu anda Ramazan’ı kutlayan çok sayıda Müslüman var” dedi ve bu olayın Ramazan’ı kabul ettiklerini ve tanıdıklarını gösterdiğini dile getirdi.
Wulff, aynı zamanda “milli futbol takımımızın kaptanının Müslüman olduğu, 5 bin Müslüman askerin Alman Silahlı Kuvvetleri’nde görev yaptığı, ülkemiz ve özgürlüğümüz için hayatlarını riske attığı bir dönemde bu çok önemli bir işaret.” diye ekledi.
Wulff, halkın Ramazan süslemelerine yönelik eleştirilerinin sebebini dine yönelik şüphelerin var olmasından kaynaklı olduğunu düşünüyor.
“Kreşlerde ve okullarda Hıristiyan Noel şarkılarının söylenmesini isterim. Ama o zaman bir Müslüman şarkısı da söyleyebilirsiniz. Eğer Noel’i kapsamlı bir şekilde kutluyorsanız, Ramazan’a da anlayışlı olabilirsiniz. Ama eğer ben de bazı insanlar gibi din düşmanıysam, o zaman Hıristiyanlığın geri plana itilmesine şaşırmamalıyım. Hayır, Noel’i her yerde kutlamak istiyoruz. O zaman şu anda Ramazan’ı kutlamalarına da izin verebiliriz.” dedi.
Wullf, 2010 yılında Almanya’nın yeniden birleşmesinin 20. yıldönümünde yaptığı konuşmada İslam’ın da artık Almanya’nın bir parçası olduğunu söylemişti ve bu söz tartışmalara yol açmıştı. Bu cümleyi tekrarlayıp tekrarlamayacağı sorulduğunda ise Wulff şunları söyledi: “Tekrarlamaya devam ediyorum, çünkü bu benim için Almanya’daki gerçeklerin bir kanıtı. Milyonlarca Alman Müslüman var. İslam artık Almanya’nın bir parçasıdır. Ben de bunu söyledim ve söylüyorum.”
Almanya’daki en büyük İslami kuruluş olan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin (DITIB) camilerinde şimdiye kadar Türkiye tarafından gönderilen imamlar vaaz veriyordu. Ancak Alman hükümetinin planlarına göre gelecekte daha fazla Alman imam olacağı belirtiliyor. Bu durumdan memnun olduğunu belirten Wulff: “Anayasamız herkesin inanabileceğini ama inanmak zorunda olmadığını belirtmektedir. Ve herkes istediğine inanabilir ve inancının gerekliliklerini ülkemizde yerine getirebilir. Anayasa budur. Herkes bunu kabul etmelidir.” şeklinde konuştu.
Wulff, ayrıca göç ve iltica politikasındaki güncel sorunlar hakkında da yorumlarda bulundu. Almanya’daki sığınmacı sayısının, devam eden yasa dışı göçün ve yerel yönetimlerin barınma konusundaki aşırı yükünün çözülebilecek sorunlar olduğuna inandığını söyleyen Wulff, “Akıllı önerilerin hepsi masada” dedi.
Avrupa Birliği’nin (AB) sınırlarının daha sıkı kontrol edilmesine, üçüncü sınıf ülkelerdeki iltica prosedürlerine ve sınır dışı edilmelere atıfta bulunan Wullf “Politikacılar tarafında eylem eksikliği var ve bundan da üzüntü duyuyorum.” dedi. Wulff, “Ancak elbette küçük suçları, terörü, aşırı talepleri ve sosyal istismarı entegrasyon açısından tartışırken, genç insanlar için sahip olduğumuz potansiyeli görememekten de üzüntü duyuyorum.” diye ekledi.
Aynı zamanda Almanya Entegrasyon Vakfı Başkanı olan Wulff sözlerine şöyle devam etti: “Adil olmalı ve aile hekimimizdeki resepsiyon görevlisinin göçmen kökenli olduğunu, paketi getiren lojistikçinin, bize aşıyı getiren araştırmacının göçmen kökenli olduğunu kabul etmeliyiz. Milli futbol takımımızdaki her beş kişiden biri göçmen kökenlidir. Musiala olmadan, Gnabry olmadan, Sané olmadan Avrupa Şampiyonası’nda oynayamazdık. Eğer sadece yüzlerce yıldır Almanya’da olanlara güvenseydik, futbolda Lihtenştayn ile yarışıyor olurduk. Gerçek bu.”
Wulff ayrıca Almanya’da Alternatif Partisi’nin (AfD) güçlenmesine karşı da uyarılarda bulundu. “Bunlar ülkemizi temelden değiştirmek isteyen gerçek aşırı sağcılar.” diyen Wulff, AfD’nin yasaklanmasının kesinlikle bir seçenek olduğunu belirtti: “Yasaklama, medeni haklardan mahrum bırakma her zaman tartışılmalıdır ama anayasayı hazırlayanlar, liberal düzen karşıtlarına karşı önlem alabilmemiz için bunu anayasaya yazmışlardır.”
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Wulff son olarak, “AfD ülkemizi yıkıma götürür; ne yazdıklarını, ne söylediklerini okuyun ve bu partiye oy vermekten kaçının.” dedi.