Alman rahip Henrik Lenkeit, televizyonda Nazilerin askeri lideri Heinrich Himmler ile ilgili bir belgesel izliyordu ve gördüğü bir kadının görüntüsü, yıllarca kendisinden saklanan gerçeği ortaya çıkardı.
Almanya’nın en karanlık dönemlerinden birinin mimarlarından Nazi subayı ve SS kıtalarının komutanı Heinrich Himmler’in torunu olduğunu televizyon izlerken tesadüfen öğrenen bir rahip, yaşadığı şoku Alman basınına anlattı.
48 yaşındaki Henrik Lenkeit, İspanya’nın Costa del Sol bölgesinde yaşayan bir çift terapisti ve yarı zamanlı rahip.
Bir gün tesadüfen Himmler hakkında bir belgesel izlemeye başlayan Lenkeit, Himmler’in sevgilisi olan kadının, tıpkı büyükanne olarak bildiği kadına benzediğini fark etti. Durumu araştıran Lenkeit, doğum ve ölüm tarihleriyle fiziksel benzerliklerin şaşırtıcı şekilde örtüştüğünü gördü.
Aylar süren kişisel araştırmaların ardından Lenkeit’in Nazi Almanyası’nın SS lideri Heinrich Himmler’in biyolojik torunu olduğu kesinleşti.
Der Spiegel dergisine konuşan rahip, “Tam anlamıyla şok oldum. Gerçekten o adamın torunu muyum diye kendi kendime sordum” dedi.
Heinrich Himmler, 1928’de hemşire Margarete Boden ile evlenmişti. Ancak Nazi ideolojisi doğrultusunda “Aryan ırkını yaymak” adına, metres sahibi olmayı da kendine hak görüyordu.
1934 yılında tanıştığı sekreteri Hedwig Potthast ile ilişkisinden iki çocuğu olmuştu: Helge (1942) ve Nanette-Dorothea (1944).
Savaşın sonunda intihar eden Himmler’in ardından Potthast, iş insanı Hans Georg Adolf Staeck ile evlenmiş ve çocuklarına onun soyadını vermişti. Nanette-Dorothea ise bir öğretmenle evlenerek Lenkeit soyadını aldı ve Henrik doğdu. Ancak Henrik’e, dedesinin Staeck olduğu söylenmişti.
Yapılan arşiv ve nüfus kayıtları araştırmaları, Nanette-Dorothea’nın doğum belgesinde biyolojik babası olarak Heinrich Himmler’in isminin yer aldığını ortaya koydu.
Lenkeit, “Eğer ölüleri geri getirebilseydim, dedemi mezarından çıkarır ve ona iyi bir dayak atardım” diyerek öfkesini dile getirdi.
Büyükanne olarak tanıdığı Potthast 1994 yılında, annesi Nanette-Dorothea ise 2019’da vefat etti.
Lenkeit, aile geçmişinin bu kadar uzun süre kendisinden saklanmış olmasının nedenini asla öğrenemeyebileceğini söyledi.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
